2

1.2K 97 99
                                    

Sabah yine her zaman ki işlerini yaptıktan sonra yine aynı yere gitti. Bugün hava güzel ve aydınlıktı. İçi ferahlamıştı. Karsısında ki adam tatlı bir yüz ile ne istediğini sordu. William cevap verdikten sonra adam onun istediğini hazırlamaya başladı. Sonrasında ise kapının açılma sesi kulaklarına doldu ama dönüp bakmadı kim olduğuna. Nedensizce kalbi değişik bir şekilde atmaya başladı ama buna rağmen dönüp bakmadı kapıya. Giren kişinin ayak sesleri yaklaştı ve kişi tabureyi çekip oturdu. Masanın basında ki adam kısının yanına ilerledi ve konuşmaya başladı.

"Hoşgeldiniz efendim..."

... (not: bu sahnelerin verilmeme nedeni yuumori'nin final bölümünün sonuna dayanır.)

"Hey Liam!..."

William Sherlock'a hoş gülümsemesi ile döndü. İçinde bir hüzün vardı. Sherlock'un gözlerini görmeyeli uzun zaman olmuştu. Şimdi böyle karşısında görmek kendisini tedirgin bile etmişti. Sherlock William'ın yanına yaklaştı ve ani bir şekilde ona sarıldı. William ani sarılma ile başta sona uğraşa da sonrasında ellerini Sherlock'un sırtına koydu ve ona sıkıca sarıldı. Burnunu Sherlock'un boynuna yaslayarak onu özlemle kokladı. Sherlock da bundan hiç rahatsız olmadan alnını William'in omzuna yasladı.

Sherlock için sadece birkaç ay birkaç ömür gibi geçmişti. Özleminden ölecek haldeydi neredeyse. Tüm işlerini halleder halletmez gelmeyi planlıyordu. Ama Moran evleniyordu. Amacı kesinlikle düğüne kalmak değildi. Ama Moran sinirden deliye dönüp,

"Sen düğünümde olsan ne olur. William'ı getir." dediğinde karşı da çok çıkamamıştı. Moran aylardır göremiyordu William'ı ve doğal olarak da merak ediyordu. Sadece o değil herkes böyleydi. Albert, Louis, Fred, İrene, John hatta hiç anlaşamadığı ağabeyi Mycroft'a kadar hepsi William'ı merak ediyordu. Ülkeye geldiğinde kraliçenin bir şey demeyeceğinden emindi ama halk sinir bozucuydu ve gelmesini istemiyordu.

Tabii ki elden ne gelir? Getirmeliydi.

İşte temiz kalpliydi yine vicdanına yenilip kalmıştı. Süre zarfı boyunca Liam bir saniye olsun aklından çıkmamıştı. Tek düşündüğü o'ydu. O iyi mi? Yemek yiyor mu? Yanlız olduğu için üzgün mü? Herhangi bir ağrısı var mı? Bunları çok fazla merak etmişti. Sonunda geldiğinde de William'ı görmenin sevinci karnında karıncalanmaya neden olmuştu. Ama sonunda buradaydı dimi? Sonunda ona sarılıyordu. En azından bunu bilmek kendisini rahatlattı. 

"Bay Holmes. Canım yanmaya başladı-"

Sherlock aniden William'ın omuzlarından tutarak geri çekildi. "Üzgünüm Liam. Sen iyi misin? Gerçekten çok üzgünüm."

William kırmızı gözleri parlayarak nazikçe gülümsedi. Sherlock onun gülüşüne takık hale gelecekti. "Sorun değil Bay Holmes. Özür dilemenize gerek yok."

Ah tabii. 'Bay Holmes' hala sadece bu!!!!!

_

William ve Sherlock, William'ın yaşadığı yere geldiklerinde birden arkalarında yabancı bir ses 'SARIŞIN GÜZELİ' diye seslendi.

Tabii bu ses sadece Sherlock'a yabancıydı. William'a değil. William yüzünde sevecen bir gülümseme ile yüzünü gelen kızıl saçlı mavi gözlü adama döndü.

"Merhaba Norman. Nasılsın?" diye konuşmaya başladı. Sherlock Norman adlı kızıl saçlı adamı süzmeye başladı. altında çamurluk botlar, rengi açılmış bir pantolon ve üstü- bir dakika- ÜSTÜ ÇIPLAK!?!?!?!

Sherlock ani şok yaşarken hızlıca sırıtaran yüze baktı. Liam'a bakış tarzı hoşuna gitmemişti. Birden bire nereden çıkmıştı bu adam? Sinirli bir şekilde ikisinin konuşmasının arasına girdi.

"Merhaba Norman. Bende Sherlock. Sherlock Holmes."

Norman gözlerini koyu saçlı mavi gözlü adama çevirdi. Meşhur 'Sherly?'? Yoksa cidden meşhur Sherly bu muydu?

"Ah sen!- Sen İngiltere'nin ünlü dedektifisin değil mi? Tanıştığımıza  memnun oldum Holmes." dedi Sherlock'a göre samimiyetsiz olan bir gülümseme ile. Halbuki en samimi halini sergiliyordu Norman.

Sherlock kendi içinden 'ben ise tanıştığımıza memnun olmadım' dese de Liam için samimiyetsiz bir şekilde gülümseyip "bende tanıştığımıza memnun oldum Norman." dedi. Ve sonrasında aralarına hiç girmemiş olan Liam'ın elini tuttu.

"Hadi içeriye geçelim Liam." dedi. William parlayan gözlerle gülümseyip onu takip ederken Sherlock Norman'ın ikisini onaylayan bakışlarını görmedi. Eğer ki görseydi Norman'a olan düşünceleri değişebilirdi.

_

Sherlock ve William eve girdiklerinde William yiyecek paketlerini alıp mutfağa koymaya gitti. Sherlock da ona yardım için peşinden giderken William'in yüzünde ki sıcak gülümsemeyi hissedebiliyordu.

"Eeee Bay Holmes, oradakiler neler yapıyor?" İngiltere'yi kastetmişti. Kardeşlerini, dostlarını... içinde bir burkulma oluştu. Onları görememek içinde sancılar oluşturuyordu.

"Ah onlar mı? İyiler. Moran ve İrene evlendi. O yüzden geç geldim zaten. İrene eğer düğününe gelmezsem beni aşk konusunda lanetleyeceğini söyledi. Kadın korkunçtu tanrım. Louis devlet işleriyle ilgileniyor basını işten kaldırmıyor. Mary hamile ve John onunla uğraşıyor. Daha ilk ayı ama yine de aşırı endişeli." William son cümleler ile kıkırdadı ve Sherlock da onun sıcak gülüşünü izleyerek konuşmaya devam etti. "Ve büyük olay su Liam. Ağabeyin  Albert James Moriarty ve Mycroft Holmes..." bununla beraber endişeli bir yüz ifadesine bürünen William endişeyle 'ne olmuş onlara' bakışı attı. "Liam tanrım. Mycroft geceleri gec saatte Albert'ın odasına giriyor ve sabah erken saattelerde çıkıyor. Yaklaşık 5 - 6 saatini Albert'ın odasında geçiriyor." bunu söyledikten sonra Liam'ın tepkisini görebilmek için ona baktı ve Liam'ın yüzünde ki şok ifadesiyle gülümsedi. "Ona neden her gece oraya gittiğini sordum ama bana sadece konuşuyoruz dedi."  son olarak ve bunu söylemesiyle beraber Liam'da gülmeye gülmeye başladı. "Vay canına galiba gerçekten düşündüğüm gibi çıkıyorlar."

"Ne?! Biliyor muydun? Tanrım çok kötüsün bana da anlatmalıydın."

William'ın nazik gülüşü Sherlock'un içini ısıtmaya yetiyordu. William gülümsediğinde Sherlock da gülümsemek istiyordu. William mutlu olduğunda Sherlock da mutlu oluyordu. Ve dahası.. Sadece William'ım adı vardı ezberinde sadece William vardı gözünde. Sadece William için ölebilirdi. Hepsi William içindi. William'ın gülerken gözlerinden yaş geldiğinde Sherlock elini uzatarak gözünden akan yaşı sildi. William bununla beraber şokla kalırken Sherlock naif bir gülümseme ile "Çok güzelsin." dedi. Sözler istemsizce çıkmıştı dudaklarından. İkisi de bu sözler ile ani bir şok geçirdi...

DEVAM EDECEK

Çok uzun beklettin üzgünüm. Bugün bir bölüm daha atacağım. Bu arada hikaye 10 bolumu aşamayacak. ///

1 Haziran
GÜNCELLEDİM BAŞTAN SONA OKUYUN YAAAYYYY!!!!

Angels Like You | SherLiam +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin