Ziya İslam yolunda muvaffakiyetsizleşmişçesine imamın götüne kağıt uçak atıyordu. Ve bir ses yükseldi:
"Atma Ziya."
Ziya götündeki kerevizi çıkarıp selam veren imama döndü. Yüzünde dildo maskesi vardı. Sangwoo'nun kendini tanımasını istemezdi. Sangwoo'nun az önce ona adıyla seslendiğini fark etmeyecek kadar malken nasıl dildo maskesi takmayı akıl ettiği ise tanrıların götündeki sırlarda saklıydı.
"Telefonuna neden bakmıyorsun amına koyduğum?"
Birdenbire aydınlandığını hisseden Sangwoo başını kaldırınca aslında camiinin avizelerinin yandığını fark etti. Evet, telefonunu o günden beri bodrumdan almamıştı. Dildo maskeli adama bakıp "Ziya olduğun belli validenle cima eyleyeyim." dedikten sonra hızla bodruma doğru ilerledi. Kapının önünde durdu. Eli kapıya gitmiyordu. İçeriden gelen o günkünden de güçlü Aşk Bodrumda Yaşanıyor sesiyle kaskatı kesilmişti. Pavyon ışıkları sımsıkı kapalı kapıdan bile görünüyordu. Derin bir nefes alıp elini kapı tokmağına koydu. 31 saniye de öyle bekledi. Bir daha nefes alıp 31 saniyede yavaş yavaş kapıyı açtı.
Karşısındaki manzarayla tekrar kasakatı kesilmişti. Bu sefer pipisi de. Telefonundan 31 cm bir yarrak çıkmış, cinli radyonun hoparlörüne girmişti. Hoparlörden pavyon ışıkları, telefonun ekranındansa Aşk Bodruma Yaşanıyor boşalıyordu. Sonra aniden kırmızı led ışıklarıyla Mahmut Tuncer belirip bodrumun tavanından yağan çiğ köfteleri yemeye başladı. Çiğ köfteler biter bitmez de orospu pembesi bir halay mendiline dönüşüp yere düştü. Ardından halay mendili de bir yarrak roketine dönüşüp kapıdan çıktı. Bu kadar yeterdi. Telefonunu alıp bodrumu terk etti. Şarjı %100'dü. Çünkü o Vestel gibi kalitesiz orospu çocuklarını kullanmazdı. Ya da cinleri mi kullanırdı?
Telefonuna baktı. Allah yoluna döndüreceğim 5'ten 71 mesaj gelmişti. Ancak bildirimden sadece kırmızı takım elbiseli Sangwoo supremacy, azdım amk gibi saçmalıklar okuyabildi. Kalan mesajları merak ettiğini sanmıyordu.
Tekrar camiiye çıkıp montuna bağlı tesbihi sallamaya başlayacakken birinin Ziya'yı duvara yasladığını gördü. Kahverengi takım elbiseli, sol elini pipisine sokmuş, yüzünün bir kısmı mor olan bir adamdı. Gökte bir Niloya silüeti belirdi ve "Amına koyayım Albert." sesi yankılandı. Albert Niloya silüetine doğru boşaldı ve tekrar Ziya'ya döndü.
"Maskeni çıkra."
"Niye manyak mıyım?"
"Ama ben maskene aşık oldum ve bana vermen lazım."
"Napim."
O sırada gökyüzünde uçan takım elbiseli bir karga Ziya'nın kafasına sıçarak maskesinin lastiğini kopardı. Sonra zaman hakkında bir şeyler saçmalayarak gökyüzündeki Niloya'ya jumpscare yapıp kayboldu. Ziya'ysa maskeyi yerden alıp kaçan Albert'in götüne bakakalmıştı. Dizlerinin üzerine çöküp başını ellerinin arasına soktu. Bakışlarını bir süre önce götünden çıkardığı kerevize çevirerek mırıldandı:
"Dildo maskem olmadan nasıl analist olacağım ben?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cami Halında Yatır Beni, Çatır Çutur Sik Beni (Ziya Selçuk x Sangwoo AU)
Science FictionAlternatif evrende, Ziya Selçuk Sangwoo'ya aşıktır. Ama imanlı Sangwoo onu kabul etmez. Ancak günler geçtikçe alternatif evrenler yakınlaşır, bu durumda Ziya Selçuk'un sonu ne olacaktır?