13.Bölüm

148 14 62
                                    




~









Dün gece olanlardan sonra belki de sabaha kadar uyuyamamıştım. Bir ara rüya görür gibi hissettiğimde de Jaemin in orada olup olmadığını kontrol etme dürtüsüyle yerimden sıçrayıp uyuyuşunu izlemiştim. Zaten kısa bir süre sonra da gün doğmuştu. Sabah 06.00 yı geçerek uyandığımda ses yapmamaya özen göstererek banyoya ve mutfağa geçmiştim.

Telefonumu titreşimde kullanarak Vernon ve Hendery ile mesajlaşıyordum. Acaba iki arabayla mı gidecektik yoksa hep birlikte büyük bir minibüsle mi bu belli değildi. Aslında her şeyi Hendery kolayca halledebileceğini söylüyordu fakat bizler tek başına ona yüklemek istemiyorduk.

Yarım saat kadar bir zaman geçtiğinde Jaemin uyanmıştı ve bu durumu onunla konuşmaya karar vermiştim. Çünkü benden daha mantıklı düşünüp kararlar verebildiğine inanıyordum. Ona dair kafamda olup biten her şey elbette olumluydu. Dün yaşananlardan sonra her ne kadar ondan utansam ve uzak kalmayı istesem de bunun şimdiye kadar yaptığım yanlış davranış olduğunun da farkındaydım. Ama tanrım- dün gece... bana bu kadar yakın olduğu ve bakışlarını gördüğüm ilk seferimdi. Nasıl hissettirmişti?.. Aynada gördüğüm halim dağılmıştı. Bana bunu yapan oydu, beni mahvediyordu... Nasıl da şimdiye kadar fark edememiştim. Ama hayır, yapamazdım. Bu böyle olsa bile dile getiremezdim. Belki de o hiçbir şeyin farkında bile değildi. İlişkimizi mahvedemezdim. Elimden geldiğince hiçbir şey olmamış ve her şey normalmiş gibi davranmaya "çalışıyordum".

-"Erken mi uyandın?

-Günaydın"

Dediğinde onu onaylamış ve günaydın demiştim. Sesinden anladığım kadarıyla da normaldi. Dün olanlardan sonra bana karşı soğuk davranması adına endişe ediyordum ama sesi normal gelmişti. Bu beni rahatlatmıştı. Ah- hadi ama- nasıl oluyordu da tüm rüh halimi böylesine etkileyebiliyordu?!...

-"Şey ah- uyandığımdan beri bizim çocuklarla konuşuyoruz. Ama net bir şeye karar veremedik. Hendery her şeyi kendisi halledebileceğini söylüyor. Oraya bizi kendi araçlarıyla götürebilirmiş, ama senin arkadaşların- yani onlarla konuştun mu?"

Dediğimde kendine bir bardak su koyup içerken beni dikkatle dinlemişti,

-"Hendery... ne kadar düşünceli bir arkadaşın var ah zaten kalacağımız yeri de o ayarlamadı mı?"

-"Biliyorum, bende farkındayım ama ısrar ediyor işte ve sanırım heves ediyor."

Demiş ve ne yapacağımı bilemediğimi belirten bir mimik yapmıştım.

-"Bilmiyorum, Xiaojun ve Dahyun için sorun olmaz sanırım. Hep birlikte yolculuk yapabiliriz."

Dediğinde gülümsemiş ve anında Hendery i aramıştım. Konuştuğumuzda herkesin aynı araçta gideceğine karar vermiş ve Jaeminle birlikte Mark ile Haechan ın dairesine gitmiştik. Kapıyı çalmadan önce ikimizde aynı anda birbirimize dönüp 'sence ne yapıyorlar?' deyip gülümsemiştik. Ama saniyeler sonra bizi bölen sese döndüğümüzde şaşırmıştık,

-"Sabahın köründe kapımın önünde aç kediler gibi ne yaptığınızı cidden merak ediyorum."

Demişti Mark ve sakin adımlarla yanımıza yaklaşmıştı. Sabah uyku tutmadığını ve biraz koşup yürüdüğünü söylemiş ve ardından da 'sporcu olmak yatmakla' olmuyor diyerek bize gözlerini devirmişti. Sabah sabah keyfi yerindeydi bunun da cidden- Sabaha kadar çok uyumuştum sanki!..

Kapıyı anahtarıyla açıp girdiğinde Jaemin tatlı sesiyle Haechan ın üzerine adeta çullanmış ve onu uyandırmaya çalışıyordu. Saat 07.00 ye çok az kalmıştı. Ve planımızı çocuklara da anlatıp en fazla 10 dakikaya kadar herkesin hazır olmasını söylemiştik.

For Nomin | İki Bisikletin Hikâyesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin