Akşama doğru Melis'in evine varmıştım. Utana sıkıla bana ayarlanan odaya geçtim. Camın kenarında olan ufak koltuğa oturup dışarıyı boş gözlerle izlemeye başladım.
Aklıma o gelmişti...
İlk aşkım...
İlk sevdiğim adam.
Ondan sonra hayatıma giren erkek en fazla 1 saat sürüyordu. Yapamayıp hemen ayrılıyordum.
Onun bana kurduğu cümleleri, kelimeleri o başkasına yakıştırsa bile ben bana bir başka adamın söylediklerini kendime yakıştıramıyordum.
Anlaşamazdık hiç. Oysa sevgi anlaşmak değildi...
Sürekli didişirdik, kavga ederdik, ayrılırdık.
Ama...
Ayrılıklarımız hep bir saat sürerdi.
Dayanamazdık, birbirimize karşı koyamazdık.
Ya da ben öyle olduğunu sanardım.
Sol gözümden düşen bir damla göz yaşı ile iç geçirdim.
Hemen ardından kalbime oturan ağrı ile gözlerimi sıkıca kapattım.
Unutmam gereken konular vardı.
Unutmam gerektiğini biliyordum ama ona olan özlemim daha ağır basıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Sara
RomansaAslında ay ve güneş birbirlerini seviyorlar... Güneş, ayı sevdiği için onunla ışığını paylaşıyor, ay güneşi sevdiği için onun arkasında duruyor ona öncelik tanıyor... Ama... İkiside imkansız derecede kavuşamıyor..... Kavuşamayacaklrını bildikleri ha...