Nefes... Kalbin atıyor, her içine hava çektikçe göğsün havalanıyor ama o hava neden boğazında kalıyor. En son ne zaman gerçekten derin bir nefes aldın. En son ne zaman mutluluktan ağladın. En son ne zaman çığlıklarını içinde tutmak yerine bas bas bağırıp haykırdın. ben hatırlamıyorum en son ne zaman rahat huzurlu bir nefes aldığımı. O kadar çok şeye susuyoruz ki nefesimizin fazla geldiğini , sahte maskelerin arkasına gizlendiğimizi, "iyiyim" kelimesini o kadar çok kullanmışız ki kötü de olsak, paramparça da olsak "iyiyim" demek yapışmış ağzımıza daha fazlasını söyleyecek ne mecalimiz var ne de yüreğimiz. artık anlatmak bir şeyleri paylaşmak bile ağır geliyor yüreğimize. Kimse bilmesin gülüşlerim saklasın acılarımı dedikçe o sahte tebessümün altında kırılmaya devam ediyoruz. İş hayatında, sosyal hayatta hatta aile hayatında bile o kadar susuyoruz, o kadar içimize atıyoruz ki günün sonunda kaldıramadığımız noktada dönüp "ne oldu da şimdi patladın" diye soruyorlar. Ama birikmişlikleri, sabrımızın tükendiğini unutuyorlar. Bir gün sadece bir gün olsun gerçekten merak ederek sordular mı "NASILSIN" diye. Bazen seni hiç tanımayan, bilmeyen birinin tek bir bakışı, uzattığı el kurtuluş olarak görünüyor. Oysa açık bir kitap gibiyiz her bir gözyaşımız, her acılı tebessümümüz anlatmıyor mu içimizdeki karadeliği. Çığlıklarımıza bu kadar mı sağırlar dışardakiler. Hele en yakınımızdakiler duymuyorlar yada duymamazlıktan geliyorlar. Oysa tek istediğimiz kendimiz duyurmak. O dipsiz kuyunun dibinden bizim sesimizi duyup bu yolda tek yürümemize izin vermemeniz. Kaç kişi daha gece yatağında çığlıklarını bastırmak için elini ağzına kapatıp göz yaşı dökecek. "Sen güçlüsün" , "sen yapasın ya ne olacak" , "aman halledersin sen bu mu yani" gibi saçma teselli laflarınızla yaşadıklarımız küçümsemeniz belki de bizi uzak tutan. Yoruldum deme hakkını kendimizde görmüyoruz çünkü dinlememize, ruhumuzu arındırmamıza izin yok. Biz yapmak zorunda olduklarımız yada katlanmak zorunda olduklarımız yüzünden bu kadar susmadık mı zaten. Bu da yetmezmiş gibi bir de toplum baskısıyla baş etmek zorundayız.
"KADIN dediğin evinde oturmalı , yemek, temizlik yapabilmeli , çocuk bakmayı bilecek, evini ve eşini mutlu edecek. Yüksek sesle kahkaha atamaz. Giyimine dikkat edecek. Gece 3 te dışarda ne işi var? Makyaj yapmalı, bakımlı olmalı. Saldırıya uğradıysa ya da taciz ediliyorsa kesin kuyruk sallamıştır. Çocuklarının önünde dövülebilir, sokak ortasında dayak yiyebilir ama sevgilisinin elini tutup öpemez. Nerede nasıl davranması gerektiğini bilecek. erkeğine karşı çıkamaz, sesini çıkartamaz. Öldürülse bile geçerli sebepler vardır."
işte bu kadar ucuz hayatımız. Bunlar toplumun bize yaftaladığı, bizim yapmamız gereken şeyler onların gözünde. İşte kadın bedeni de , ruhu da bu kadar ucuz. Sokak ortasında ölesiye dayak yersin karışmazlar. Tacize , tecavüze uğrarsın senin ne işin vardı o saatte o kılıkta derler. Gülersin yasaklarlar. konuşursun sustururlar. YETER! Bu benim bedenim, benim ruhum, benim hayatım. Kimsenin karışmaya, söz söylemeye hakkı yok. Ben ruhu çiçeklerle sarılı, kahkahalarında melodiler olan, giydikleriyle, sözleriyle ruhunu yansıtan her kadın için konuşuyorum. Gülüşlerimizi öldürmeyi bırakın artık! Sokağa çıkarken bile her an bir şey olabilir mi korkusuyla yaşamaktan, insanlara güvenememekten, elalem ne der yaftalamasıyla her şeyimize dikkat etmekten, istediğimiz gibi özgürce kahkaha atamamaktan, nasıl bir erkeğe gece 3'te ne işin var dışarda, sokakta diye sorulmuyorsa bize de sorulmasın, karışmayın kahkahalarımıza. Karışmayın giydiklerimize, konuşmamıza , dinlediğimiz müziğe, giydiğimiz kıyafete, seçimlerimize, yediğimize içtiğimize, yanımızdaki insanlara, makyajımıza, aşkımıza, sesimize karışmayın artık! Her geçen dakika bir kadın daha öldürülüyor, görünmez kelepçelerle mahkum ediliyor. Siz bunları yapmaya devam ettikçe bizim sesimiz daha gür çıkacak. Artık susmak yok! Savaşmaktan, karşı koyaktan, çığlıklarımızı - kahkahalarımızı duyurmaktan korkmuyoruz artık. Siz binseniz biz yüzlerce kişiyiz. Sizin susturduklarınızla, yasakladıklarınızla devam etmiyoruz. Bunu böyle bilin. Biz varız , var olmaya da devam edeceğiz!
SONUNA KADAR SAVAŞAN - SAVAŞMAYA DEVAM EDİCEK HER KADINA SELAM OLSUN!
BİZ BİR ARADA İKEN DAHA GÜÇLÜYÜZ.
UNUTMA YALNIZ DEĞİLİZ!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlık
Non-FictionBu aslında tam bir kitap gibi değil de size yaşadıklarımızı, yaşayacaklarımızı ve sustuklarımızı anlatmak istedim. Umarım beğenirsiniz..