"Kadın deyip geçme azizim... Önce, Adem ve oğluna emanetti. Sonra, adam olana emanet edildi."
Kadın olmak ne demek bilir misiniz. Toplumumuzda pek çok algı var. Kimine göre bekaretini kaybedince kadın olmuşsun demektir, kimilerine göre olgunlaştığında, kimilerine göre evlendiğinde. Kadın olmak ne demek? Kadın olmak ne bir zar parçasına ne de ergenlikten sonra geçtiğin bir evreye denir. Bir bebek doğar kız çocuğu olur, zamanla büyür ergenliğe girer genç kız olur daha sonra artık bir birey olarak kendi ayaklarının üzerinde durmaya başlar kadın olur. Yani kadınlığın anlamı sözlükteki "evlenmiş ya da kızlığını yitirmiş dişi insan" anlamı ile bir ilişkisi yoktur. Kadın olmak zordur, yorar, üzer, kırar. Çünkü ne yazık ki bu dünya da kadınlar bir seks objesi, evde durup yemek yapması, çamaşır yıkaması gereken biri, çocuklara annelik yapmak zorunda olan, dışarda gülmesi yasak olan, yüksek sele konuşmaması gereken, eşi/sevgilisi ne yaparsa yapsın susmak zorunda olan biri olarak algılanıyor.
Katlediliyoruz, aşağılanıyoruz, eziliyoruz ve gün geçtikçe yok oluyoruz. Bir erkeğin karşısında susmak zorunda kalıyoruz, sadece bir erkek değil pek çok konuda kimseye konuşma hakkı olmayan, kendini ifade etme özgürlüğü kısıtlanan, yaptığı hareketlere dikkat etmek zorunda olan taraf her zaman biziz. Kadın gece dışarı çıkamaz, kadın eşinden fazla para kazanamaz yoksa eşi kötü hisseder, iş yerinde erkeklerden iyi olamaz çünkü o kadın, yüksek sesle gülemez hafif meşrep zannederler, arkadaşı dahil erkeklerle oturamaz yoksa adı çıkar. Bu hayatta gülmeyi en çok hak edenlerdendir kadın. bir gülüşe ömür sığdırır. Bizi kısıtlayıp, yapmak istediklerimize set çekerek bizi durduramazsınız. Ben istersem pilot, polis, avukat, futbolcu vb. sadece erkeğin yapacağını düşündüğünüz pek çok iş grubunda çalışabilir. Ben istediğim yerde istediğim kişiyle oturabilirim. Bir erkek kadar benimde istediğim saatte dışarı çıkmaya hakkım var. "Kız gibi" kalıplarınızı bir kenara bırakın. Ben istersem her şeyi başarabilirim. Ama o kadar kör ve sığ bakıyorsunuz ki bizlere bunlar bizim hakkımız değilmiş gibi davranıyorsunuz. İşinize geldi mi kadın doktor istersiniz, kadın yapsın, kadın olsun dersiniz. Ben sizin dikte ettiklerinizi yapmak zorunda değilim. Sırf siz istediniz diye olduğum kişi olmaktan vazgeçmeyeceğim.
Sırf kadın olduğum hem evle hem işle hem de çocukla ilgilenmek zorunda olduğumu bana söyleyemezsin. İş yerinde fikirlerimi katlederek sırf kadın olduğum için geri de durup izlememi isteyemezsin. Sırf kadın olduğum, istediğim gibi giyindiğim, gece dışarı çıktığım için bana tecavüz edemezsin. Sırf kadın olduğum için beni aşağılayamazsın. Ne iş yaptığım, nerde nasıl davrandığım, gülüşlerim, ne giydiğim veya ne konuştuğum seni ilgilendirmez. Bu benim hayatım bu benim bedenim. Beni yargılayamaz, eleştiremez ve aşağılayamazsın. Ben buyum ve sen o katil düşüncelerinle o kirli ellerinle bana dokunamazsın.
Siz siz olun bu hayat, bu beden sizin. Kimsenin sizi aşağılamasına, incitmesine izin vermeyin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlık
Non-FictionBu aslında tam bir kitap gibi değil de size yaşadıklarımızı, yaşayacaklarımızı ve sustuklarımızı anlatmak istedim. Umarım beğenirsiniz..