16. BÖLÜM

37 5 0
                                    

Gene iğrenç alarmın sesiyle uyandım. Hemen buz gibi suyun altına girip çilekli (kirazlı bitti üff) dudak nemlendiricimi sürüp yemek salonuna indim. White chocolate mochamı da içip 31. salona indim. Gene her zamanki gibi 62. annemin kocalarını dinledim ve okulun yolunu tuttum.

Okula geldiğim anda koşarak sınıfa girdim. Bir de ne göreyim? Irmaksu benim yerimde oturuyo?!?? Hemen koşarak yanına gittim ve:

- Neden yerimde oturuyosun? Kalkar mısın benim yerim yalnız orası abi?!

Irmaksu hiç birşey demeden sadece bana bakıyordu. Şok olmuştu hissedebiliyordum fakat karşısında kocaman İREMSU vardı. O kimde benim yerime oturuyor?

- Ne diyosun kızım sen? Hasta falan mısın abi tapun var mı?

haklıydı. Tapum yoktu. Hemen özür dileyerek yanına geçtim. Bizden çok sonra gelen Ecesu hemen gelir gelmez Irmaksuya:

- Kalk abi yerimden niye yerimdesin kanka benim yerim orası offff!!?!?!

Irmaksu gene:

- Tapun var mı abğ?

Haklıydı. Ecesununda tapusu yoktu. Ecesu da hemen nah (ıslanırdım ama heteroyum) çekerek bir arka sıraya oturdu. Salak Irmaksu ne sanıyosa kendisini her şeyi o yapmıştı. Onun yüzünden bad boyumla kavga etmiştim zaten. Amk Irmaksuyu. Neyse.

Hala bad boyumun teklifini düşünüyordum. Gerçekten buna hazır mıydım? Tabiki hazırdım. Şeytan çocukla ölüme bile giderdim. Çünkü o benim yaratıcım...

Zil çalar çalmaz hemen bad boyumu aramaya çıktım. Fakat okulda yoktu. Nasıl yani her gün gelirdi? Hasta mı oldu acaba diye geçirdim içimden. Bana neden söylemiyor o zaman??

Hemen Kurt çocuktan Şeytan çocuğun numarasını istedim.

- Neden gelmedi biliyor musun aşkoğ?
- Yo
- Ok

Hemen şeytan çocuğu kocam diye kaydettim ve telefonunu çaldırdım. Fakat açmadı. Onu bulmam gerekiyordu! Koşarak okuldan çıktım ve evinin yolunu tuttum.

Evinin önüne geldiğimde herkes bir telaş içindeydi. Ne olmuştu? İçeriye girmem gerekiyordu fakat korumalar bunu mümkün kılmıyordu. Bende hemen bad girl formuma girip duvarlardan tırmandım ve onun odasındaki cama double jump yaparak içeriye girdim.

Ne oluyordu? Odasının her tarafı dağınık, bir köşede sinirden kıpkırmızı olmuş gözleri, odaya sığmayan kanatlarından akan kanlar, her şeyi açıklıyordu. Bu kadar mı sinirlenmişti. Ah bad boyum, ne iğrenç insandım ben! Ne hallere sokmuştum hayatımın anlamını... Koşarak arkasından sarıldım ve:

- ŞEYTAN ÇOCUK DUR BU SEN DEĞİLSİN!

Sesimi duyar duymaz bana doğru döndü ve ağlamaya başladı. Ne? Bad boyum neden ağlıyordu? Bad boylar ağlamazki?? Ağladığı için ondan biraz soğumuştum fakat şuan zamanı değil. Hemen ona sarıldım ve:

- Sakin ol canım ben burdayım.
- 3000im... Beni seviyorsun değil mi?!
- Bu nereden çıktı şimdi???
- Benimle kaçmak istemiyorsun...
- Hayır öyle değil sadece her şey çok üst üste geldi düşünmem gerekiyordu Şeytan çocuk...
- Cevabın nedir o zaman meleğim?
- ...

Aslında hala emin değildim. Her şeyi geride bırakarak birden gitmek çok zor geliyordu. Fakat ne zaman onun gözlerinin içine baksam, ondan başka hiçbir şeyin benim için önemi olmadığını anlıyordum. Yavaşça kafamı sallayarak:

- Evet Şeytan çocuk... Seninle birlikte kaçacağım.

Beğenmeyene götten

ŞEYTAN ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin