PSİKOTERAPİ:28

1K 132 12
                                    




Merhabalar! Yorum ve oylarınızı bekliyorum...

Nasılsınız, okul nasıl gidiyor?

Şimdiden hepinize teşekkür ederim!





Bilmiyordum. Hayatımın birden bire bu şekilde dağılabileceğini hiç tahmin edememiştim. Sanki bir buz küpüydüm ve üzerime su damlaları döküldükçe eriyordum, yok oluyordum. Gözlerimi Yankı'dan ayıramıyordum. Günler sonra ilk defa uyuyordu. Yatak da değildi, tekli koltukta oturuyordu. Başını geriye doğru yatırmıştı, kolları göğüsünün üzerinde birleşmişti. Yüzünde huzursuz bir ifade vardı.Hava karardığı için ev de karanlıktı. Bu odaya girdiğimizden beri o da ben de hiç konuşmamıştık. Saatlerdir beraber bu odada birlikteydik ama göz göze bile gelmemiştik. Yanı gözlerini karşısındaki duvara dikmiş ve bir şeyler düşünüp durmuştu. Oturduğum yatağın üzerinden kalkıp ona doğru ilerlemiştim.

"Yankı..." diye fısıldadım. İlk aşkını yaşayan her insan böyle mi hissederdi yoksa ben mi böyle hissediyordum sadece? Ona doğru yakınlaşırken kalbim acıyordu, suçluluk duygusu boğazımda durup tıkıyordu beni. Gözlerine baka baka ağlamak istiyordum. Defalarca kez özür dilemek istiyordum ama yine de onu sevmekten vazgeçemediğimi de bilmesini istiyordum. Tam karşısında durduğumda yavaşça dizlerimin üzerine çökmüş ve yere oturmuştum.

"Yankı..." dedim tekrar. Bu sefer sesim boğuk çıkmıştı. "Çaresizlik böyle bir şeymiş demek." derken yanağıma dökülmüştü bir kaç damla sıcak gözyaşı. "Benim yüzümden gençliğinin o hastanede geçtiğini biliyorum. Benim yüzümden çektiğin acıları, ailenin sana sırt çevirmesini ve Tutku'yla düşman olduğunu biliyorum ama yine de buradayım. Yine beni korumana izin veriyorum. Yine benim yüzümden acı çekiyorsun ve ben sadece oturup bekliyorum..."

Birer nehir gibi gözyaşlarım dökülüyordu ve ben Yankı'ya bakıyordum. Bunları hakedecek biri değildi Yankı. O otobüs tehlikeli olmasına rağmen gelmişti.

Bunları düşündüğüm an da gözlerimin önünde kaza gününde yaşanan bir an belirmişti birden. Bir yerde yatıyordum, arkadaşım Şeyma kanlar içindeydi. Otobüsün içindeydim. Canım çok acıyordu, küçük ellerime camlar batmıştı. Birini hatırlıyordum. Siyah spor ayakkabılarını görebiliyordum sadece. Boynum çok acıyordu, hareket ettiremiyordum. Otobüse giren kişi bir an duraksamıştı, yerinde duruyordu. Çok korkuyordum. Kimseden ses çıkmıyordu. Canımın çok acımasına rağmen ağlayamıyordum. Şok içindeydim. Şeyma'nın kanlı eli kolumun üzerindeydi. Siyah ayakkabılı kişi benden uzaklaşmaya başlamıştı. Dudaklarımı aralamış ve çığlık atmaya çalışmıştım. Bağırmak istemiştim, burada olduğumu söylemek istemiştim ama olmuyordu. Sesim çıkmıyordu. Canım yansa da yapabileceğim en son şeyi yapmış ve tüm gücümü kullanarak uzanıp siyah ayakkabılı olan kişinin bacağını tutmuştum. Daha doğrusu küçük ellerim ona uzanamıyordu, bacağına sadece dokunabilmiştim. Bacağına dokunduğum kişi yerinde durmuş ve bir kaç saniye sonra bana doğru gelmişti. Yerden yukarıya doğru havalandığımda birinin kollarındaydım. 8 yaşında küçük bir kızdım ve çok korkuyordum, parmaklarımla onun kolunu sıkıyordum. Beni o otobüste bırakır diye çok korkuyordum. Baygındım. Gözlerim kapalıydı ve bir kolum boşluğa doğru düşmüştü ama diğer elimle onu sıkıca tutmaya devam ediyordum. Beni sert bir yere bıraktığı an da, kalbim korkuyla atmaya başlamıştı. Elimle onu daha da sıkı tutmuştum. Küçük elimi tutup geriye doğru çekmiş, 'korkma' diye fısıldamıştı.

Bunu ilk defa hatırlamam ve hatırladığım bu görüntülerin acısı beni büyük bir yıkıma uğratmıştı. Ben onu durdurmuştum. O Aras'ın yanına giderken ben bacağına dokunmuştum, beni kurtarmasını ben istemiştim. Çektiği bu acının sebebi bendim. Elimi dudaklarımın üzerine sıkıca bastırarak koşarak odadan çıkmış ve merdivenlerden de koşarak inip kendimi banyoya kilitlemiştim. Çeşmeyi açıp su sesine karıştırmıştım hıçkırıklarımı. Olduğum yerde dizlerimin üzerine çökerek bağıra bağıra ağlamıştım. Sebep olduğum her şey için, acı çeken herkes için. O gün ölmeyi binlerce kez dilemiştim. Ailem nasıl bilmiyordum. Onları çok özlemiştim, zarar görmemeleri için yanlarına bile gidemiyordum. Tutku'ya olan üzüntüm tam olarak nedendi bilmiyordum. Yankı'ya çok acı çektirmişti ve buna devam ediyordu ama onun içinde sızlıyordu yüreğim. Bir kenara atamıyordum onu. Böyle biri olmasının asıl sebebi neydi bilmiyordum ama içinde bir yerlerde iyi bir Tutku, üzgün ve kırgın bir Tutku olduğunu hissediyordum.

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin