Manuş Baba- Dönersen Islık Çal
"Çünkü benim dünyam sadece benden oluşuyordu." -N.D.
Hayatta bazen engeller olurdu. Sevgi olurdu, ölüm, yaşam olurdu. Ben hayattaki ölüydüm, öldürendim. Her çığlığın sebebiydim. İntihar etmek isteyip yapamayan her insanın göğsünü taşkınlara bağlayan o kor bendim. Ama herkesten önce kendimi yaktım.
"Ne desen tatmin olacağım bilmiyorum ama sana sorduğum bir soruyu tekrar soracağım." Umursamaz bir şekilde soracağı soruyu bekliyordum.
"Sen seri katil N misin?"
İnsanın kalbi her attığında kan pompalardı ama benim kalbim kor pompalıyordu. Her gece kabuslarımda öldürdüğüm adamların çığlıkları ve kanlı bedenlerini görüyordum Ve bu haldeyken uyumak da hiç kolay olmuyordu. Bazen uyurken ben de çığlık atardım. Boğazım tahriş olur, oraya bir yumru otururdu. Rüyalarımda, kabuslarımda hatta hayallerimde bile yalnızdım. Çünkü benim dünyam sadece benden oluşuyordu.
Zamanında vücudumda kalıcı olan hasarlar gibi ellerimdeki kan da kalıcıydı. Ellerimi ne kadar yıkasam da, kazısam da tırnaklarımın içine kurumuş hayali kanlar birikirdi. İşte bunların hepsi bana babamdan ve dedemden bana kalan sadece bir kaç karanlık miras.
Parmak izlerim Nare Demir ama kimliğim 'N'di.
Bu ciddi ortamda kimsenin ummayacağı türden bir kahkaha attım. O kadar güldüm ki gözümden yaşlar gelmek üzereydi.
Barlas Kuzeyoğlu'nun bu sorusuna dürüst cevap verecektim. Çünkü bana ne yapsa kendi aleyhine olacaktı. Onun yıllarca aradığı bilgiler benim belleğimde milattan beri kazılıydı. "'Evet ben bir seri katilim' dememi mi bekliyorsun bilmiyorum ama benim kimliğim N."
Hafif sırıtır gibi oldu ama bu gülmek istediğinden değil sinir katsayısının artmaya başlamasından olduğuydu.
"Beni öldürmek için mi gönderildin?"
"Hayır. Eğer amacım seni öldürmek olsaydı şuan çoktan ölmüş olurdun."
Bu sırada o arkamda olduğunu düşündüğüm adama baktı ve başını hafifçe aşağı yukarı salladı. Başımın arkasından yediğim sarsıcı darbeyle gözlerim kapanmaya başladı başım aşağı düştüğünde bunun 'bayılt' emri olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
---------------------
Başımın acısını hissettiğimde kendime gelmeye başlamıştım. İlk önce gözlerimi araladım sonra da nerede olduğumu idrak etmeye çalıştım.
Penceresi olmayan ve bolca rutubet kokan bir yerdeydim. Kendime gelmeye çalışırken tavanın üst tarafından koşuşturma sesleri gelmeye başladı. Yaklaşık 20 adam üst katta koşuşturuyordu. Bir kaç bağırma sesinin ardından tekrar koşma sesleri geldi ardından sesler kesildi.
Elimi sandalyenin arkasındaki bacaklarımı da sandalyenin alt kısımlarına bağlamışlardı.
Asla kurtulamayacağım zaten buradan (!) Yavaşla bileklerimi birbirine paralel olarak uzattım. Alttaki düğümü üstündekine geçirdim. Biraz gevşemeye başlamıştı. Diğer kısmı da üsttekinden geçirdiğimde bileklerimi esareti altına alan halattan kurtulmuştum. Bileklerime baktım, eklem boğumları biraz kızarmış ve morarmıştı. Kenarları hafif yeşillenmeye başlamıştı.
Halata baktığımda normal halat olmadığını anladım. Hatta halat bile değildi bu. Plastik bir ipti. Kendi ürettiğim zehirli türden olan plastiklerdendi. İşte şimdi sıçtık mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Ficción GeneralHer şey geçmişimdeki bir duyguda kilitli kalmıştı: yalnızlık... Kötü olan herkesin bir gün eceli olacağım. Adalet artık bendim, ben ve benim gibilerin gerçek adaleti. Çünkü adalet artık kadınların mahkum bırakılmak zorunda kaldığı gücünün, çığlıklar...