🍊
Zil sesiyle eş zamanlı olarak telefonumu sıraya bıraktım. Kollarımı sıraya koyup başımı kollarım üzerine bıraktım. Almila okul çıkışı gelecekti ve içimde çok kötü bir his vardı.
Kulaklarımı kapatacak kadar uzun dalgalı saçlarım vardı. Okulda saçlarım yüzünden çok dalga geçiyorlardı. Özellikle eşcinsel olduğuma dair dedikodular oldukça fazlaydı. Ama kimse bunu Almila uzun saç sevdiği için yaptığımı bilmiyordu. Bilmelerine de gerek yoktu zaten sonuçta bir gün bu okuldan mezun olacağım ve bu okulla bağlantım kalmayacak ama Almila hep benimle olacak. Tabi bu sonuç her gün maruz kalacağım şeyleri değiştirmiyordu.
Kafama atılan çanta ile inledim ve eski pozisyonuma geri döndüp doğruldum. Kafamı kaldırıp sağ tarafıma dönmemle başımda dikilen Mete ile göz göze geldim.
"Çantamı sırama götür Uzay Mekiği!" Çantayı tutup sinirle sıktım. Her sabah bunu yapıyordu. Hani şu her okulda bir zorba çocuk olur ya, işte bizim okulun zorbası da Mete. Aslında her şey onun yüzünden başladı. Onun isteklerine en başta boyun eğmediğim için bana karşı bir oyun oynadı. Beni eşcinsel ilan etti. Kendi de sözde mağdur. Bu eziyete iki yıldır dayanıyorum. Eğer istedikleri olmazsa okul çıkışları benim için bir kâbusa dönüyor.
Çantasını yavaşça en arka sıraya koydum. Sonra tekrar kendi sırama döndüm. Daha kim bilir gün içinde ne amelelikler yapacaktım.
🍊
Okulun bittiğini belirten zil ile toparlandım. Bugün kesinlikle zehir gibiydi. Mete istedi diye oradan oraya koşturmuştum. Neredeyse her teneffüs kantine inmiştim ve üç kat inip çıkmak kesinlikle ölüm gibiydi.
Tam çantamı alıp kalkmaya hazırlanırken Mete yine önünde belirdi ve çantası sırama bıraktı. Yanındaki arkadaşları kıs kıs gülerken ona sinirli bakışlar attım.
"Şunu da taşıyı ver, Hayatım!" dediğinde arkadaşları hep bir ağızdan gülmeye başladı. Kendi aralarında bir şeyler konuştuklar. Ben sabır dileyerek çanta kulpunu sıkarken bir an önce şunların arasından çıkıp Almila'mı görmek istiyordum. Onların arkalarında başım önde ilerleyip sınıftan çıktığımız sırada onlarla takılan bir çocuk yollarını kesti.
O nefes nefese bir şeyler anlatmaya çalışırken diğerlerinin anlamadığı çok açık bir şekilde belliydi.
"Aşağı... Çok güzel... Koşun... Çıkışta."
Mete, "Ne diyon Can hiçbir bok anlamadım valla." Deyince karşıdaki çocuk derin birkaç nefes alıp yavaşça anlatmaya başladı.
"Abi aşağıda bir afet var. Artık bir içim su mu deyim bir dilim tatlı mı diyim bilemiyorum. Ama görmeniz lazım kız etrafa resmen ben buradayım diyor. Bir de bize çok yakın bir fen lisesinin üniforması vardı üzerinde."
Ben bunları duyunca Almila olduğunu anlamıştım zaten. Gözlerim korkuyla açılırken 'Olamaz' diye geçirdim içimden. Ne yapacağım diye düşünürken onlar hızla ilerliyordu.
"Hadi Uzay Mekiği çantamı getir." dedi Mete. O an aklıma gelen fikirle hızla yürümeye başlayan gruba yetiştim.
"Ben bir tuvalete gitsem iyi olur." deyip çantayı Mete'ye uzattım. Belki engeli kaldırmıştır diye umut ediyordum. Ama Mete çantayı almadı bilâkis bana üsten üsten baktı. Ondan uzun olmamı kıskanıyor olmalıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Şekeri
RomanceDİKKAT! AŞIRI SEVGİ UYARISI! Küçüklükten beri etrafındaki herkes tarfından ezilen Uzay, küçüklükten beri ona ilaç olan Almila. *** Almila: Uzay bugün son dersimiz boşmuş. Okul çıkışı yanına gelsem mi? (08.45) Uzay: Ne gerek var Almila! Yorma kendin...