5. bölüm: "Filizlenip Çiçek Açan Sevgiler"

8 4 0
                                    

🍊

Hava iyice kararmıştı. Pelin eczaneye son kez bakıp kapısını kilitledi. Hastane çıkışında birkaç kişiye selam verdi. Ve yurduna gitmek için otobüse bindi.

Gürkan'ın cüzdanı çantasının içindeydi. İçine bakmamıştı ama içinden bir ses ona sürekli cüzdanı açmasını söylüyordu. Çok tedirgin olmuştu. Gürkan ile yaşadıkları rüya gibiydi sanki. Ayakları yere basmıyor ve kalbini narin bir el kavrayıp ısıtıyormuş gibi hissediyordu. Tedirgindi.

Bindiği otobüs oldukça kalabalıktı ama bu kalabalığa yarım saat boyunca dayandı. Gözünün önünde sürekli Gürkan'nın yüzü duruyordu. Etkisi uzun süreliydi.

Sonunda kampüs girişine vardı ve derin bir oh çekti. Yurda doğru yöneldiğinde yaşadığı şeyleri kızlara anlatmak için sabırsızlanmaya başlamıştı. Adımlarını hızlandırdı. Soğuk rüzgardan yanakları kıpkırmızı olmuştu.

Sonunda yurda giriş yaptı. Saat 21.53'tü. Kartını okutup girişteki ayakkabılıktan terliklerini alıp giydi. Koşar adımlarla üçüncü kata tırmandı. Kapıyı tıklatmadan içeri girdi. Ve aynı anda arkadaşı Filiz ile göz göze geldi. Arkadaşı elindeki terliği atmaya hazır bir şekilde beklerken ikisi de şaşkındı.

"Kızım ne öyle ahıra girermiş gibi geliyorsun! Biraz medeni ol ya!"

Pelin elindeki terlikle bunu söyleyen Filiz'in tezatlığına bile tepki vemeden içeri girip kapıyı kapattı. Derin bir soluk verdi.

"Çok kötü bir şey oldu sizinle konuşmak için biraz acele ettim." dedi Pelin.

Filiz Pelin'in ciddi olduğunu anlayınca elindeki terliği yere koyup ayağına geçirdi.

"Ah Pelin! N'oldu? Hiç iyi görünmüyorsun."

Sonra bir anne edasıyla ona sarıldı. Arkadaşı belli ki kötü bir şey yaşamıştı. Pelin Filiz'in şevkatini kabul edip ona karşılık verdi.

"Merak etme iyiyim sadece size anlatmam gereken şeyler var ve bunu bir an önce yapmalıyım."

Gözleri odayı taradı ama diğer oda arkadaşını göremedi. Bunun üzerine, "Cemre nerede?" diye sordu. Filiz Pelin'den ayrılıp göz devirdi.

"Hanımefendi etüt yapıyormuş kendine, onun sınavları erken başlıyor sanki! Çok çalışması gerekmiş falan. Anlayacağın yurdun kütüphanesinde şu an. Ben de şu ödev slaytını yapıyordum."

Pelin gülüp "Ben ona bir mesaj atayım o buraya damlar hemen zaten."

Filiz gözünün önüne gelen görüntüyle nefeslenir gibi güldü.

Ardından Pelin üzerini değiştirmek için dolabına yönelirken Filiz bilgisayarın başına oturup slaytına devam etti.

Pelin giyeceği kıyafetleri alıp yatağının üzerine oturdu. Telefonunu eline aldı ve Cemre ile olan konuşmalarına girdi.

Pelin : Çok önemli bir konu var Cemre. Çabuk odaya gel. (22.18)

Cemre'nin 'çabuk' ve 'önemli' kelimelerine zaafı vardı. Kim derse desin anında yanında belirirdi. Cemre de bunu kanıtlar gibi beş dakika geçmeden en alt katta bulunan kütüphaneden ışık hızıyla çıkıp kapıyı tekmeler gibi açtı.

Nefes nefese, bir elinde fermuarlı açık çantası ve bir omzundan geçmemiş hırkasıyla, "Ne oldu?" diye sordu sadece.

Elinde olsa konunun ne olduğunu öğrenip tekrar derse dönebilecek potansiyele sahip kıza güldü Pelin ve Filiz.

Cemre neye güldüklerini anladığında bu sefer sinirle, "Ne oluyor ya! Gülmeyin öyle, sizin yüzünüzden bu haldeyim? Dersimi yarım bıraktım da geldim."

Portakal ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin