En Büyük Fedakarlık

195 18 7
                                    

Böyle bi uygulama mı varmış yaa ne işe yarıyo acep.



Historia' nın bu sözüyle ikimizde birbirimize döndük. Levi şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Sanki içinden; "Bi sır tutalım dedik nasıl herkes anlıyo' " diyo'du.

-Neyse biz gidelim.

Levi'ın yavaşca bileğimi tutup ilerlememi beklemesiyle Historia'ya selam verip ilerlemeye başladım.

İyice ilerledikten sonra yemek salonuna girmeden önce kimsenin farkedemeyeceği bir köşede Levi elimi bırakıp yanağıma bir öpücük kondurdu.

-Nasıl herkes anlamaya başladı bilmiyorum ama...

-Sadece Hange ve Historia biliyo başka kimse bilmiyo. SANIRIM.

-Sanırım derken?

-Sonuçta Hange... Yani ağzını sıkı tutar mı bilemem.

Levi elini alnına götürüp bana döndü.

-Hangeye söylememeliydik.

-Söylemesek de anlamıştı.

-Tanrım...

-Ama mutluyum.

-Nasıl? Anlamadım?

-Yanii. Senleyim ve şuan çoook kötü bir olay daha yaşanmadı. Herkesle aram iyi gibi. Üzülmeme bir sebep yok gibi.

Levi uzunca yüzüme baktı.

-Ben de senle olduğum için mutluyum.

-...

-Ne? Mutlu olduğumu söyledim işte.

-... Sanki biraz samimiyetsiz miydiii?

Bunu dememin üzerine Levi ellerini belime yerleştirip boynuma uzun bir öpücük kondurdu ve kulağıma yaklaşıp kısık sesle:

-Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım. Sayende çok mutluyum.

Bir anda böyle davranınca şoka girdiğim için Levi'ı kendimden uzaklaştırıp yüzümü başka tarafa çevirdim. Kıpkırmızı olduğuma o kadar emindim ki.

Sonuçta bir insan nasıl karşısındaki insan 180 derece değişince şaşırır ya onun gibiydi benimkide.

-Sen istemedin mi böyle yapmamı. Şimdi neden yüzünü çevirdin.

-Hiç.. Değişik geldi.

-Neyse gidelim çok bile durduk.

-Tamam o zaman. Gidelim.

Yemek salonuna ilerlemek için birbirimizden biraz ayrılıp ilerlerken Komutan Erwin bizi görünce yüzünde kocaman ve babacan bir gülümsemeyle bize doğru yürüdü. Levi'ın yanına gidip elini omzuna koydu.

-Tebrik ederim. Biliyo musun Levi aklımın ucuna bile gelmezdi se-

-Erwin sesini alçalt. Ve sen nerden. Ahhh tanrım.

-Bilmemem mi gerekirdi?

-Tanrım evet.

-Bu biraz kırıcıydı.

Erwin bana dönüp aynı gülümsemeyi sürdürdü.

-Madem bana söylemeyi düşünmüyordunuz ben de saklarım ve bilmemiş gibi yaparım.

-Zahmet olucaktı.

Erwin Levi'ın sırtına vurup yoluna devam ederken Levi bana tekrar yüzünde hiçbir ifade olmadan baktı.

Yemek salonuna vardığımızda ikimiz de ayrıldık en son Levi'ı Hange'in üstüne atlarken gördüm.

Yine herkesin olduğu masaya varınca Mikasa beni karşıladı. Sanki bir sorun var gibiydi.

-İstersen yemeğini yedikten sonra Eren'in yanına git. Yani emretmek gibi olmasın ama. Biraz garip gibiydi. O yüzden söyledim.

-Aslında aç değilim. Eren nerde?

-Bahçeye çıkmıştı sanırım. Bilmiyorum tam.

-Tamam yanına gidiyorum ben.

-Tamam saol.

Mikasa buruk bir şekilde gülümsedi. Bende bahçeye çıktım.
Kim bilir yine nolmuştu..

Biraz gezindikten sonra Eren'i ağacın altında uyurken gördüm. Neden yorulmuştu ki böyle dışarıda bile uyuyacak kadar.

Ağacın altına varınca Eren'in yanına oturdum ve havayı seyrettim.

Eren kıpırdanınca uyandığını fark ettim.

-Ergen çocuğumuz yine neden trip atıyormuş acaba.

-Bir an beni farkedince afalladı ve yüzünü ovuşturdu.

-Sen ne zaman geldin?

-Bilmem.

Kafasını ağaca yasladı ve derin nefes aldı

-Sana noldu?

-Hiçbirşey.

-Mikasa annen niye endişeliydi o zaman?

-Sadece yorgundum biraz. O yüzden suratım asıktı oksijen almak için dışarı çıktım bende. Yani bişeyim yok emin ol.

Bana bakıp dudağının bir kenarını yukarı kaldırdı. Gülümsedi yani. Ama dışarıdan.

-Ben mal mıyım.

-?

-Seni tanımıyo muyum sanıyosun?

-Neden öyle düşündün?

-Nödön öylö döşöndön. Bişey var ama bana anlatamıyorsun.

-Yemin ederim bişeyim yok. Uykum dışında..

Eren bunu söyleyince saçımı karıştırıp gülümsedi ve başını omzuma koydu.

-Ergen.

İkimizde bir süre öyle kaldık. Sakince.

-Sevdiklerini kurtarmak için en fazla ne yapabilirsin?

Sessizliği bozan Eren oldu.

-Anlamadım.

-Neyi anlamadın ki. Yani sevdiklerini kurtarmak ve korumak için yapabileceğin en büyük şey ne?

-Bilmem, şimdi birden sorunca. Sen ne yaparsın.

-Hayatımı feda edebilirim.

Dediğini duyunca hemenn kalkıp ona baktım ve karnına yumruk attım.

-Neden her anı bozmak zorundasın. Bu neydi şimdi.

-Hiiç aklıma geldi.

-Bütün anı bozdun.

-Bence normal olan bu. Eğer birini gerçekten korumak i-

-Eren kapa çeneni.

Neden böyle bi konu açmıştı ki.

Tamam kızmayın haklısınız çok geç oldu. Özür dilerim.

Grup mu kursak acaba diye düşündüm de eğer bana insta hesabını veren olursa neden olmasın.

Peki sizin sevdikleriniz için yapabileceğiniz en büyük fedakarlık ne?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RELATİON (BAĞ) - Eren x Okuyucu x LeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin