Giriş

715 41 2
                                    

Vücumdaki bütün ağrıyla uyandıktan sonra rahatsız bir yatakta uyandığımda etrafıma bakındım bi hücrenin içindeydim. Bi hücre... Karşıma baktığımda uzun iri yapılı sarı saçlı bir adam ve yanında onun tam zıttı kısa boylu siyah saçlı bir adam duruyordu.
Birden heyecanlandım diğer hücreden Eren 'in sesini duyana kadar.

- Y/n duyuyo musun uyandın mı?

Ne olduğumu anlamamıştım ama Eren' in sanki korkumu gidermek için çıkardığı ses tonu azıcık da olsa sakinleşmeme yetmişti.Flashback 5 yıl önce:

-Hey buraya gelin sizi veletler!
Bütün mahalleyi sesiyle inleten bu adamın inadına el ele koşuyorduk taşlı yolların üstünde.

-Ben dedim size yapmayalım, hep Eren'in suçu sizde uydunuz ona Y/n, Mikasa.

Kıkırdadım:

-Eğlenceli gelmişti bende kabul ettim zaten Mikasa'nın neden geldiği belli değil mi ha?

- Sizin arkanızı toplamak çok yorucu gerçekten.

Dedi Mikasa bitmiş bir sesle. Armin de ona katılır şekilde başını salladı. Eren ve ben onların bu haline birlikte gülüyorduk.

-Bu komik değil ikiz gibisiniz.
Armin somurtuyordu ve olanlardan sonraki korkusunu gizlemeye çalışıyor gibiydi.
Eren, ben, Mikasa ve Armin çocukluktan beri arkadaştık ailem Eren'in ailesiyle çok iyi anlaşıyordu, Mikasa bazı talihsiz olaylardan sonra Erenlerde kalmaya başlamıştı. Çoğu zaman onlarda kalıyordum, Armin de bazen bize katılıyordu.
Eren genellikle işleri karıştırır ben onun arkasından gider, Mikasa bizi korumaya çalışır Armin ise yalnız kalmamak için peşimizden gelir ve sonra bize bunu bidaha yapmamamız için uzun uzun konuşurdu. Tabii ki bu bir döngü olarak devam ederdi.

O günde Eren pazar arabasına gizlice çıkıp üstünde tur atmayı teklif etmişti tabii yakalana kadar.

Eren'in evine gelmiştik annem, babam, Eren'in annesi oturur bizi beklerken nefes nefese kalmış olduğumuzu görünce yine bir işe karıştığımızı anlamışlardı ki Eren'in annesi Carla elinde tuttuğu tepsiyle yanımıza yaklaştı ve Eren'in kafasına yavaşça vurdu:

-Yine ne yaptın da bu çocukları peşinden götürdün?
Dedi kızgın ama bir o kadar güzel ve sakin sesiyle.
Annem ve babamda beni tanımış olacaklar ki:

-Sende gitmeyi kabul ettin dimi? Acaba yine kim bizi şikayet edicek.

O anda hayatımda karşılaştığım en yüksek sesle birlikte çığlıklar bütün mahalleyi kaplamıştı. Babam ayağa kalktı ve geride durmamızı işaret edicek şekilde elini bize uzattı. Korkmuştum, çığlıklar sanki beynimin içinden geliyordu, annem ve Eren'in annesi bizi korumaya çalışır şekilde duvarın önünde bize sarılmış ve babamdan gelicek işareti bekliyorlardı. Eren de onlar gibi bize sarılmış korkusunu gizlemeye çalışıyordu. Mikasa olanlardan habersiz bir şekilde babama bakıyor, Armin ise elini annemin beline dolamış yüzünün bir tarafı açık kalıcak şekilde bize bakıyordu. Babam:

-Ne kadar hızlı koşabiliyorsanız koşun, çabuk!

Eren benim ve Mikasa'nın elini, Mikasa Arminin elini tutmuştu koşmaya başlamıştık ki. Gümm...

Ne olduğunu anlamdıramadığım sanki bir insan eline benzer bir suret evin üstüne sanki birşey ezmek ister gibi basmıştı. Elin devamını yavaşça takip ettim. Bir dev... Evet bir dev, bize sanki gerçek değilmiş gibi anlatılan ama dört duvara kapatılmış bir şekilde yaşamamızın sebebi olan iğrenç yaratıklar. Şoktan olduğum yerde kalmıştım deve bakıyordum. Sanki bütün sinirlerim çalışmayı bırakmış bir şekilde duruyordum sadece deve bakıyordum. Armin' in bağırmasıyla kendime geldim ve o zaman farkettim annem ve Eren'in annesi oradaydı arkamızdan geliyorlardı ama.. Ama... Şimdi arkamızda değillerdi. Neden? Ardından Eren' in sanki bütün boğazını parçalamaya çalışır gibi bağırarak ağladığını gördüm, babama baktım bize doğru gelmiş daha hızlı koşmamız için arkamızdan itiyordu göz yaşları akıyordu yavaşça gözünden bizi korkutmamak için bomboş bakıyor olsada yüzü, arkasındaki hüzün, şaşırmışlık karışımı ifade belli ediyordu kendini. Sanki zaman yavaşlamıştı, ve o zaman farkettim gözümden yaşlar akıyordu. Babam bizi bir kapıya ittiği an o gördüğüm kirli elin aynısı babamın saf ve temiz vücuduna dokundu eline aldı ve...

Bir kalabalık bizi sanki bir okyanus gibi bizi bir yere itiyordu ve bir gemiye binmiştik işte o zaman tamamen kabul etmiştim. Babam, annem, Eren'in annesi ve çoğu insan hayatını kaybetmişti. İçimden kendime bir söz vermek için nefes aldım, aynı anda Eren:

- Hepsini öldüreceğim onların geriye bir tane bile bırakmayacağım. Hepsini!

Sanki beynimi okumuştu, ona baktım ve buruk bir gülümsemeyle:

-Aynı şeyi düşünüyormuşuz.
Dedim. Ve bizi her zamanki korumaya çalışan Mikasa:

-Sanırım ben yine sizi korumaya çalışıcam.

Armin'e baktım şoka girmiş ve olanları atlamamıştı. Ben ise bomboş bakıyordum önüme ruhsuz bir şekilde bakıyordum gözlerimden amaçsızca ve asla durmayacakmış gibi dökülen yaşlar yüzümü sırılsıklam yapmıştı bile.
__________________________________
Nasıl gittiğini yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
Ve medyadaki şarkıyı kesinlikle dinleyin harika bir grup. Görüşürüz. ;-)

RELATİON (BAĞ) - Eren x Okuyucu x LeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin