"Bunu sonsuza dek saklayamazsınız."
Jimin hazırladığı rameni masaya koyarken derin bir nefes almıştı. Taehyung sabah erkenden Yeonjun'un evine gitmişti ve Jimin arkadaşının içinden geçenleri konuşmak için bu anı beklediğini, hatta bu bekleyişe rağmen düşündüğünden daha sabırlı davrandığını biliyordu. Onun karşısına geçip otururken gülümsedi.
"Bunu sonsuza dek saklamayı düşünmüyoruz aslında."
"Diğerlerinden bunu saklamanız konusunda mecaz yapıyordum." Felix sıcak ramenden kasesine koyarken mırıldandı. "Babannem sırların hayatımızı karıştırmaktan başka bir boka yaramadıklarını söyler."
"Herkesin sırrı vardır." Jimin kendi kasesine ramen alırken cevapladı arkadaşını. "Ailelerin de sırları olur. Eminim babannenin de sırları olmuştur."
"Evet bu yüzden sır saklamanın ne kadar boktan olduğunu en iyi o biliyor."
"Pekala," dedi derin bir nefes alırken. "ne yapmamı öneriyorsun?"
"Bu akşam bizimkilere her şeyi anlatmanı öneriyorum. Ve Taehyung da kuzenine anlatmalı. Ayrıca şu Jungkook konusunu da çözmelisiniz. Onu isim olarak uzun zamandır tanıyor olabiliriz ama aslında gerçekten tanımıyoruz. Sizin ayrı olduğunuzu düşünüp umutlanabilir ve aslında öyle yapmış görünüyor. Bu onu da üzer o yüzden onun da bilmesi gerekiyor."
"Bu bir tavsiye mi?" Jimin yemeğini yerken sırıttı. "Zaten bildiğim şeyleri söylüyorsun. Tavsiyeni soruyorum sana."
"Tavsiyem şu," dedi Felix çubuğunu ona doğru uzatarak. "Taehyung ile konuş ve Jungkook dahil herkesi bu akşam sahile çağırıp barıştığınızı söyleyin."
"Bunu herkesin içinde duymak Jungkook'u incitmez mi?" diye sordu Jimin.
Doğrusu bunu gerçekten merak ediyordu.
Felix omuz silkti. "Her türlü kalbi kırılacaktır. En azından herkesin içinde kabullenmek daha kolay olur. Ayrıca sana aşık falan değil sadece hoşlanıyor. Acı çekse bile unutması daha kolay olur."
Pekala, bu mantıklıydı. Felix çoğunlukla umursamaz olsa bile, bazen Jimin'den ya da diğerlerinden daha mantıklı olduğu anlar oluyordu. Şu an o anlardan birisindeydi ve Jimin onun tavsiyesini dinlemek konusunda pek kararsız değildi.
"Sence barışmamız onları üzecek mi?" diye sordu en sonunda.
"Önemli olan barışmanız seni mutlu ediyor mu sorusu." dedi Felix yemeği ile meşgulken. "Mırın kırın etseler bile sen mutluysan bunu kabullenecekler. Taehyung ile kişisel bir sorunumuz yok. Seni üzdüğü için ondan hoşlanmıyoruz. Ama dün kendim gördüm gerçekten hatasını fark etmişe benziyor."
"Evet.."
"Ne?" Felix kafasını kaldırıp arkadaşının gözlerinin içine baktı. "Bundan emin değil misin?"
"Hatasını fark etmemiş olsa onunla yeniden birlikte olmazdım. Sadece... ilk başta da ne hissettiğimi ne hissettiğini tam olarak bilmiyordum ve bana aslında kısa sayılmayacak bir şekilde hislerini yazsa bile, bunları duymak daha iyi olmaz mıydı?"
"Onunla konuş o zaman." dedi Felix tereddüt etmeden. "İlk başta da bunu yapmalıydın. Ne hissediyorsan ya da neyi konuşmak istiyorsan konuş. İçinde kalıp dert olursa ileride ikiniz içinde sorunlar çıkarır. İnsanlar genelde ufak tefek şeyleri biriktirip büyüterek ilişkilerini bok yoluna götürüyorlar." gülümseyip yeniden yemeğine döndü. "İlişkiniz artık ciddi bir boyut kazanıyor bence. O yüzden bu yola çıkmadan önce konuşmalısınız. Ne hissettiğinizi, neyi paylaşmak istediğinizi bilmelisiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güne açan çiçekler gibiyiz||Vmin
Fanfiction"Ayıramaz bizi hiç kimse...yalan, yalan."