15

325 37 36
                                    

[juyeon]

juyeon:
jaerinbenimledisaricikarmisinseniozledimveseninlegezmekistiyorum.

jaerin:
amk ne
bi bok anladiysam
arap oluyim

juyeon:
^^

jaerin:
haa disari
cikalim diyosun

juyeon:
aynen:0

jaerin:
tamam olur
nereye gidelim

juyeon:
avmye.:D
*konum*

jaerin:
yine birilerine
hediye alcaksam
asla gelmem bak

juyeon:
yok be.
gezmek istedim sadece.

jaerin:
tamam:/

alışveriş merkezinin önünde jaerin'i beklemeye başlamıştım ama soğuktan donarak ölmek istemediğimden içeri girdim.

maskemi takıp ateş ölçümü yapıldıktan sonra içeri girdim. oturma yerlerinden boş olana oturup onu beklemeye başladım.

eğer bugün kendimi hazır hissedebilirsem ona açılacaktım. hayır. kesinlikle açılmalıydım.

onunla fazla konuşacaktım, onu rahat hissettirecektim. hepsini yapabilirdim.

kapıdan girdiği an gözüm onu bulmuştu. ateş ölçtürtme bölümünden geçti ve gülümseyerek yanıma geldi.

"selam." mutlu mutlu gülümsediğinde ne diyeceğimi bilememiştim. "s-selam. çok güzel görünüyorsun."

üzerindeki lila renk kazağı kot pantolonu ile aşırı yakışmıştı. gözlerimi ondan alamazken arkadan birinin sesini duydum.

"jaerin?" gelen tanıdık sesle ikimiz birden arkamızı döndüğümüzde jacob ve sumi'yi yan yana gördük.

"ne yapıyorsunuz burada?" sumi'ye doğru baktığımda aceleyle cevap verdi. "kobi'ye mama almaya geldik. jacob gidelim." diyerek jacob'u dürttü.

"valla selam vermeyip gidicektik ama jacobcum zorla dedi verelim." sumi açıklama yapmaya başladığında gülümsedim. bizi yalnız bırakmaya çalıştığı her halinden belli oluyordu.

"katılabilirsiniz-" jaerin'e sinirli gözlerimle baktım,

"yok hiç gerek yok. JACOB GIDELIM DIYORUM." sumi, jacob'u da yanında sürükleyerek yanımızdan uzaklaştı.

"sumi'yi çok seviyorum ya." jaerin karnıma sertçe vurunca ona döndüm. "sevgilisi var kızın."

"sevmek derken onu kastetmedim, yani, tatlıydı, hayır, bizi bırakması tatlı yaptı onu, sikeyim böyle işi jaerin."

ben işleri batırmaya devam ederken jaerin hızlıca önümden yürüdü. ani bir cesaretle kolumu omzuna attığımda hafif makyajlı gözlerini sonuna kadar açarak bana baktı.

"kıyafet alalım mı sana?" dediğimde beni dinlemediğinden emindim. onu şaşırtmak ve heyecanlandırmak hoşuma gidiyordu.

"beyaz elbise ya da mavi mi olsun-"

"ya bi yürü git." diyerek koşup benden uzaklaştığında yüzü kıpkırmızıydı.

"BENI BEKLE JAERIN."

,,

koşmayı bırakıp bir kafeye oturduğumuzda yüzüme düzgünce bakmıyordu bile. "sorun mu var?"

"hayır." gözlerini tekrar kaçırdığında zorlamak istemedim. benimle rahat hissetmesini istemiş ve her şeyi berbat etmiştim.

"sigarayı bıraktım." bu sefer gözleri beni buldu. "gerçekten mi?" kafamı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım.

ince elleriyle saçıma dokundu ve hafifçe okşadı. "aferin." gülümsememi tutamazken o da bana mutlu bir şekilde baktı.

"ama senin için bıraktım."

dediğim şey yüzünden yine o garip sessizlik oluşmuştu. yanakları kızardı ve şapkasını düzeltti.

"neden garip davranıyorsun bugün?" bana sorduğu soruya anında cevap verdim. "kendinin garip davranmadığından emin misin?"

"sorularıma soruyla yanıt verme hamsiye benzeyen kedi-"

dudağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim. "böyle yanıt verirsem?"

gülümsedi ve eliyle yüzünü kapattı. "bu yanıt verme şeklini sevdim."

final<3

lee juyeon | online Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin