2. Kestane Bal'ı

115 13 17
                                    

  "Şaşırmış gibisin... ismimin Eylül olmasına?" diye sorduğunda tamamen ona döndüm ve gülümsedim. Kapının önünde ayakta ve tam karşımda duruyordu. "Buna şaşıran ilk insan olduğumu sanmıyorum." dedim yine samimi bir gülümsemeyle.

  Gülümsemem ona bulaşmış olacak ki tebessüm etti ve "Doğru ilk şaşıran değilsin, ama neden diye sormadın?"

"Sanırım her ismin bir hikayesinin ve anlamının olduğunu düşünüyorum. Hiçbir isim anlamına bakılmadan veya düşünülmeden koyulmaz bence." dediğimde kaşlarını kaldırdı. "İsmini bilmiyorum ama anlamı var mı?" dediğinde gülümsedim.

 "İsmim Balım, ama istersen Bal diyebilirsin arkadaşlarım falan genelde Bal'ı kullanır ve evet ismimin çok güzel ve duygusal bir anlamı var." Başını sol omzuna doğru eğdi. "Özel değilse dinlemek isterim." dediğinde gözlerimi kısarak "Sen de anlatırsan neden olmasın?" dediğimde gülümseyerek başını salladı ve başıyla cam kenarındaki berjerleri gösterdi.

  Dediğini yapıp koltuğa oturduğumda o ise odanın mutfak gibi olan küçük bölümüne gitti ve iki tane sıcak bitki çayı aldı. Tam olarak ne olduğunu kestirememiştim ama kokusu çok güzel geliyordu. Karşıma oturup fincanı elime aldığımda papatya çayı olduğunu fark ettim.

   Gülümseyerek teşekkür ettiğimde "E hadi anlat bakalım...isminin hikayesini." dedi.

"Tarih 20 Ekim 2002 tarihini gösteriyor. Annem dokuz aylık hamile ve evimizin yakınlarında Duman grubunun tanıtım konseri olacakmış. Annem zorla da olsa babamı ikna etmiş ve o konsere gitmiş. Konser başladığında yavaş yavaş ağrılarının başladığını fark etmiş ama bunu pek takmamış açıkçası çünkü yeni yeni popüler olan o grubun konserine gitmeyi aylardır bekliyormuş. O gün grubun solistinin yani Kaan Tangöze'nin gözleri hep etrafa ve kulisin çevresine bakıyormuş, bilirsin Ahu'nun hikayesini...  O akşam saatler geçtikçe annemin yavaş yavaş sancıları artmaya başlamış ve Kaan tam bal şarkısını seslendirmeye başladığı sırada benim büyük tekmem ile annemin sancısı çok daha artmış kulisteki doktor arkadaki annemin sancılarını azaltmaya çalışıyormuş ama ben fazla inat etmişim ve annem  orada o şarkı bitinceye kadar doğum yapmış. Kaan sahneden inip oradakilerle konuşurken Ahu'nun ölüm haberini almış ve yıkılmış. Annem o doğum anında Kaan ile göz göze gelmiş ve hala o bakışları unutamadığını söyler. O an demiş ki 'Bal olsun' sonrasında da babamın da isteğiyle Balım olmuş." Derin nefes aldım ve bakışlarımı Eylül'ün gözlerine çevirdim.

  Derin bir sessizlik oldu. Odadaki tek ses nefes alış verişlerimizdi.  

Saniyeler sonra konuşmaya başladı. "Hani derler ya, dünya bir canı alır başka bir can verir diye... tam olarak bu. Ama gerçekten isminin çok güzel bir hikayesi varmış." gülümsedim. "Öyle."

  "Hiç duman konserine gittin mi?" dediğinde duraksadım. "Hayır gitmedim." dedim düz bir şekilde.

  "Neden peki? Ben şahsen ismimi böyle bir olaydan alsaydım her gün o konserdeydim." dediğinde hafifçe tebessüm ettim. "Nasip olmadı diyelim." 

 Aslında sebebi çok farklıydı.

"Bir gün git hayat kısa, özellikle şu süreçte bunu çok daha iyi anlayacaksın." Başını cama çevirip manzaraya baktı ve "Yemedim bu arada."  kaşlarımı çatıp anlamamışçasına kafamı salladım. "Hani nasip olmadı falan dedin ya onu yemedim dedim." mahçup bir şekilde dudağımı büktüm.

"Belki bir gün anlatırım ha?" dedim. "Böylesi daha iyi" dedi ve göz kırptı. Gülümsedim.

"Eee sen anlatmayacak mısın?" kaşlarını çattı. "Neyi?" dedi bilmemezlikten gelerek. "Neyi mi? Gerçekten mi? Çok unutkansın Eylül." 

Kanser ve BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin