7. Son Kötü Olay

47 2 0
                                    

 "Seni gördüğüm zaman
Dilim neden tutulur?
Seni gördüğüm zaman
Güller elimde kurur"


  "Haydi söyle onu nasıl sevdiğini" demiş Kalben. Onu gördüğünde ona baktığında hislerini ona anlat, onunla konuştuğunda dokunduğunda aklından, kalbinden ne geçiyorsa anlat demiş.. Peki ya ben bunu söyleyecek kadar cesur muydum?

  Evet onu seviyorum. Nasıl, ne zaman oldu inanın bende bilmiyorum ama seviyorum onu. Sanki yıllardır içimde kocaman bir eksiklik varmış da onu görünce, onunla olunca, onu öpünce geçmiş gitmiş yerini onunla doldurmuş gibi.

   Dün gece hislerimi açıkça göstermekten çekinmemiştim. Ama biliyordum ki ben bir şeyler itiraf etmeden o ağzını açmayacaktı. Utangaçtı işte, hem ilk adımı ben atsam ne olabilir ki?

  Gözlerimi açtığımda beyaz bir kayığın içindeydik. Evet dün gece kıyafetlerle denize girmiştik ve gece de burada kıyıdaki bir kayıkta kalmıştık. Hayatımın en maceralı günüydü, ama içimden bir ses bunun son maceram olmayacağını söylüyordu.

  Gece o andan sonra biraz yüzmüştük ama benim öksürüğümün tutmasıyla mecburen çıkmıştık. Tıkanmıştım ve yanımda ilaçlarım yoktu. Eylül bana nazaran daha iyiydi ama onun da solgun olduğunu görmüştüm. Eminim ki bu son deniz maceramız olacaktı. Bir dahasını ne ciğerlerimiz ne de kalplerimiz kaldırırdı.

  Güneş tam tepedeydi ve üzerimizdeki kıyafetler kurumuştu. Çok üşüdüğümüz için üzerimize kayığın içerisindeki mavi naylon örtüyü örtmüştük, pek bir işe yaramasa da işimizi görmüştü.

  Eylül hala uyanmamıştı, uyandırmaya da pek niyetim yoktu açıkçası. Uyurken fazla sevimliydi çünkü. Ağzını burnunu ısırasım vardı.

   "Siz ne yapıyorsunuz burada!?" diyen yüksek bir ses ile hızla doğrulup arkamı döndüm. Bir dayı sinirle buraya geliyordu. Hemen ayağa kalktım, ancak başımın dönmesi ile tekrar oturdum. Bu kanser denen şey gerçekten bana iyi gelmiyordu.

  "Ne işiniz var sizin burda, neden kayığımdasınız sırılsıklam olmuş, ne yapıyordunuz burada." demesiyle oflayıp sakince ayağa kalktım.

  "Amcacım öncelikle bağırmayıp beni dinler misiniz, çünkü kötü bir niyetimiz yoktu." dediğimde yumuşar gibi olup gözlerime baktı. O sırada ayağım ile Eylül'ü uyandırmaya çalışıyordum.

  Ayı gibi uyumasa her şey çok güzel olabilirdi.

  "Ya şimdi amcacım yalan söyleyemeyeceğim. Biz biraz manyağız ve gece şu kılıklarda denize girdik, sonra da evimiz çok uzak olduğundan burada kalmak zorunda kaldık" dediğimde kaşlarını çattı.

  "Evli misiniz siz?"  dediğinde ne diyeceğimi şaşırdım. Sonradan bir daha bu adamı nerede görürüz diye düşünerekten konuştum. "Evet evliyiz, ama çok yeni daha bir hafta oldu balayına gidecek paramız olmadığından biz de böyle manyaklıklar salaklıklar yapıyoruz verdiğimiz rahatsızlık için kusura bakmayın." dedim ve bu sefer hiç de yumuşak olmayan bir biçimde Eylül'ün ayağına tekmeyi bastım.

  Kafamı aşağı doğru çevirdiğimde bana baktığını gördüm ve gülümsedim. "Günaydın." dedim.
"Günaydın karıcığım" dedi imayla.

   "Pardon saat kaç acaba?" diyerek orta yaştaki adama soru sordu.

  "Sekizi yirmi geçiyor." dediğinde bu kadar erken kalktığım için kendime minik bir bravo dedim. Hatta kendi içimde kutlama bile yapmış olabilirim.

  Eylül'e dönüp konuştum. "Ekin mi alacak bizi?"

"Hayır taksiyle gideriz heralde." Gözlerimi devirip ona baktım.  "Eylül bizim paramız mı var sence?" dediğimde adam kendini tutamayıp güldü ve bakışlarımızın esiri oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kanser ve BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin