başlamadan belirtmek istiyorum. bu kitapta lisa ciddi anlamda takıntılı bir kişi olacak. ileride kan, cinayet veya rahatsız edici şeyler olabilir. etkilenecekseniz lütfen okumayın. iyi okumalar!! :3
-
lisa, gözlüklerini eliyle düzeltti ve karşısında kahve içen jennie'yi izlemeye devam etti.
bugün çok güzel olmuştu, her zamanki gibi. lisa'nın çok sevdiği krem rengi kazağını giymiş, ona çok yakışan beyaz, pileli eteğiyle kombinlemişti. fiziği, yüzü her şeyi muhteşemdi. lisa ona aşıktı.
jennie kahvesini bitirip kalkmak için hazırlandığında, lisa da ayağa kalktı. onu neredeyse iki haftadır izliyordu. iki hafta kadar önce, onu gördüğü gün içinde bir şeyler kıpırdamıştı. lisa, yeniden bir şeyler hissetmeye başlamıştı. hoşlantı? hayır. heyecan? çok daha kuvvetlisi.
lisa, aşık olmuştu.
o günden beri jennie'nin neredeyse her hareketini izlemişti. hangi saatte hangi otobüse bindiğini, en sevdiği kahvenin ne olduğunu, buluştuğu kişileri...
çünkü eğer ona engel yaratabilecek bir şey varsa ortadan kalkmalıydı. çünkü jennie, lisa'yla olmalıydı. çünkü lisa'nın jennie ile olmak için yapmayacağı hiçbir şey yoktu.
ona çok aşıktı.
çantasını toparlayıp jennie ile arasında çok da dikkat çekmeyecek bir mesafe bırakarak onu takip etmeye başladı.
bugün jennie'nin karşısına çıkmayı umuyordu. yani, aşk itirafı yapmak için değil tabii. jennie onu henüz tanımıyordu. tanışmak için, sanki tesadüfen karşılaşmışlar gibi bir giriş yapmak istiyordu.
ilk tanışmaları muhteşem, kusursuz, ve tamamen tesadüfmüş gibi olmalıydı. çünkü tüm mutlu aşk masallarında ana karakterler bu şekilde tanışırdı, değil mi?
lisa tanışmak için bir senaryo kurgularken, jennie çoktan otobüsüne binip ev yoluna koyulmuştu. lisa saatine baktı. toplantısı vardı, jennie'yi takip edecek vakti yoktu.
sıkıntıyla arabasına atladı.
