4

917 89 10
                                    

dün bölüm atamadım çok üzgünüm fakat moralim pek iyi değildi. bugün bölüm atarak telafi edeceğim <3 akşama doğru bir bölüm daha gelecek.

-

lisa telefonunun ön kamerasından son kez kendini süzdü, kıyafetlerini düzeltti. pekala, hazırdı. jennie'nin çalıştığı pastanenin önündeydi.

normalde jennie pastanenin mutfak kısmında çalışıyordu. sadece haftanın iki günü, birkaç saatliğine kasaya geçiyordu. şuanda da o saatlerden biriydi, lisa da bu saatlerden birindeydi. onunla birebir konuşmak istediği için bu saatlerden birini beklemişti.

beyaz kapıyı sürükleyerek açtı ve gülümseyerek içeri girdi. saatin biraz geç olmasından ötürü pastane boştu. bu iyiydi, çünkü rahatça konuşabileceklerdi. keklerin, pastaların olduğu tezgahların önüne geçti.

"merhaba, ne alırsınız?" jennie'nin güzel sesini duyan lisa'nın içinde bir şeyler kıpırdadı. gerçek olamayacak kadar güzeldi, ve onunla konuşuyordu. lisa bu anın sonsuza dek sürmesini istiyordu.

"canım yiyecek bir şeyler çekti, öylesine bakmaya geldim ama ne alacağımı bilmiyorum. ne önerirsiniz?" diye sordu heyecanını gizlemeye çalışarak. jennie'ye seni haftalardır izliyorum ve ilk tanışmamızı planladım, diyecek hali yoktu. normal bir müşteri gibi davranmalıydı.

"tatlı bir şeyler mi isterseniz tuzlu mu?" sadece seninle geçirdiğim vaktin olabildiğince fazla olmasını istiyorum.

"fark etmez."

"tatlı bir şeyler isterseniz, bu vitrindekiler var. herkesin favorisi bu kapkekler, tüm günüm bunları pişirmekle geçiyor açıkçası. çikolata ve orman meyveliler. klasik kakaolu, fındıklı, üzümlü gibi kapkekler de var tabii. mini ve büyük pastalarım da var, muzlu, meyveli, çikolatalı, ve daha birçok tatta. eğer kahveyle yiyecekseniz elmalı kurabiyelerimi veya kruvasanlarımı öneririm. tuzlu bir şeyler isterseniz..." jennie, pastanedeki tüm ürünleri sayarken lisa onu hayranlıkla izliyordu. jennie işini seviyordu, tutkuyla tek tek her şeyi anlatmasından belliydi. ve bunu yaparken o kadar çekici oluyordu ki, lisa hayallere dalmaktan kendini alıkoyamadı ve bu anın sonsuza dek sürmesini istedi.

"evet, sanırım çoğu şeyi saydım. istediğiniz bir şey?" jennie gülümseyerek sordu. anlatmayı bitirmişti.

lisa, hayallerinin arasından derin bir nefes alarak çıktı. "vay be, uzun uzun anlattınız. teşekkür ederim. hepsi de çok lezzetli görünüyor. siz pişirdiğinize göre hepsinin tadının da çok güzel olduğuna eminim. ama ben karar veremedim, o yüzden... bir buzlu kahve istiyorum ve yanında da sizin en sevdiğiniz tatlıdan."

"benim en sevdiğim tatlı mı?" diye sordu jennie. şaşırdığı belliydi.

"evet."

"wow, ilk kez böyle bir sipariş alıyorum. tamam o halde, siz bir masaya geçin ben hemen getiriyorum."

lisa gülümseyerek cam kenarındaki bir masaya oturdu. yaklaşık on dakika sonra jennie, tepside bir buzlu kahve bir de kapkekle geldi.

"elmalı kapkek ve buzlu kahve. sanırım en sevdiğim tatlı bu," dedi jennie.

lisa kekten bir ısırık aldı ve adeta büyülendi. kekin tadı cidden muhteşemdi. jennie'nin yapmış olması onu bin kat daha güzel bir hale getiriyordu. "inanamıyorum, aşırı güzel. bu kadar yetenekli olduğunuz için çok şanslısınız."

"çok teşekkür ederim. aslında yetenek denemez, bir yerden sonra tecrübeyle oldu. herkesin yapabileceği bir şey yani," dedi jennie.

"sanmıyorum, benim elim yemek yapmaya hiç yatkın değildir mesela. ama yemeyi çok severim. en zamandan beri aşçılıkla uğraşıyorsun ki?"

"hep bir şeyler pişirmeyi seviyordum ben. aslında başka bir alanda çalışmak istiyorum, yemek benim için sadece bir hobiden ibaret, yani evet yemek yapmayı seviyorum ama tüm gün buraya kapanıp bir şey pişirmek bana çok sıkıcı geliyor. asıl yapmak istediğim şey için çabalarken sadece maddi olarak geçinmek için bir basamak burası," dedi jennie. kendini bu kadar çabuk açması lisa'yı şaşırtmıştı.

"asıl yapmak istediğin şey ne peki?" diye sordu lisa.

jennie biraz durakladı. "boşverin, çok önemi yok, gerçekleşmeyecek bir hayal sadece. kapatmamıza az kaldı, benim mutfağı toparlamam gerekiyor. afiyet olsun!" dedi ve gülümseyerek mutfağa doğru ilerledi.

lisa, jennie'nin gülümsemesinin sahte olduğunu anlamıştı.

ayrıca bir tasarımcı olmak istediğini söylemek istemeyişi, lisa'yı fazlasıyla üzmüştü. çünkü jennie, başarabileceğini düşünmüyordu. gerçekleşmeyecek bir hayal olarak bakıyordu. bu yüzden söylemek istememişti.

keşke, diye düşündü lisa. keşke yanında olup ne kadar harika tasarımlar yaptığını, ve bir gün muhteşem, çok ünlü bir tasarımcı olacağını söyleyip seni motive edebilsem.

obsessed || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin