uzunca bir süre bölüm atamadım kusuruma bakmayın. döndüm ve devam ediyorum bu kurguya, önceki bölümleri unuttuysanız ufak bir göz gezdirin derim kısacık zaten, iyi okumalar <33
*
jennie, ön koltuğa oturdu ve emniyet kemerini bağladı. lisa arabayı çalıştırdığında gergince kıpırdandı ve rahatlamak adına konuştu. "daha önce hiç yazı tecrübem olmadı."
"ah, çok yazı tecrübesine ihtiyaç yok ki. belirli bir konuda bir yazı yazacaksın sonuçta, daha çok o konuya hakim olman yeterli olacaktır bunun için. ki sen de yemek konusuna gayet hakim görünüyorsun," dedi lisa gülümseyerek.
jennie de karşılık olarak gülümsedi. "size adamakıllı teşekkür edebilmişim gibi hissetmiyorum. geçen günkü tasarımlarım konsunda bana yardım ettiğiniz için yani. ne kadar teklifinizi geri çevirmek zorunda kalsam da."
"öncelikle sizli bizli konuşmaya gerek olduğunu sanmıyorum. sonrasında, zaten son anda çıkmış bu aksiliği gidermeme yardımcı olduğunu bu yazıyı siz yazdığınız için asıl benim teşekkür etmem gerekiyor," dedi lisa.
"ne hakkında yazmam gerekiyor? yani, spesifik bir konu var mı?"
"hayır. özellikle bir konu belirlemedik. gönlünden ne geçiyorsa."
"anladım..." dedi jennie ve düşünür bir şekilde ayakkabılarını süzdü. birkaç dakika bu şekilde durmuş olacak ki, dalmış gibi duran kızı lisa'nın sesi kendine getirdi.
"biraz zorlandın mı? ne yazacağına karar vermekte yani?" dedi lisa.
jennie gergince gülümsedi. "biraz. daha doğrusu kararsız kaldım diyelim."
"anladım. daha varmamıza on dakika kadar var, rahatça düşünebilirsin."
lisa konuşurken jennie'nin telefonu titredi. mesaj rose'dendi.
tümmm gün bana evrak işlerini kilitlediler yine. öğle aramda eve uğrayacağım, birkaç şeyi evde unutmuşum. bu gece korku filmi gecesi yapmaya ne dersin?
jennie hızlıca cevap yazmaya koyuldu. olur. çok telefona bakamıyorum. inanır mısın, şuan lalisa manobanın arabasındayım.
ne? yoksa tasarım işini kabul mu ettin? biliyordum. seninle gurur duyuyorum. rose'den hızlıca gelen bu yanıta jennie gözlerini devirdi.
akşam anlatırım. ayrıca bugün olabildiğince erken çıkmaya çalış doğum günü kızı :)
"bir sorun mu var?" diye sordu lisa. "hızlıca bir anda mesajlaşmaya başladın da. sıkıntı yok değil mi?" lisa bunu masum gözükecek bir şekilde sorsa da içten içe deliriyordu. kiminle konuşuyorsun? üstelik yanıbaşında ben varken? ben? kim senin bana olan ilgini engelliyor?
"ah hayır önemli bir şey değil," jennie birinin yanında mesajlaşmanın saygısızca olduğunu düşünerek telefonunu kapatıp cebine koydu. "ev arkadaşım rose'dendi mesaj. doğum günü de bugün. bir de birkaç önemsiz bir şey yazmış. kusura bakmayın."
rose. şaşırmadım. "ne kusuru saçmalamayın. arabayı park ettim mi vardık sayılır, doğum günü kutlu olsun bu arada."
