Bölüm 16

6.9K 460 14
                                    

Karşımdaki filme odaklanmaya çalışsamda hiçbir şey anlamıyordum. Kahvaltıdan sonra film izlemeye karar vermiştik. Kuzey'e baktım pürdikkat filme odaklanmıştı. Mert'e baktığımda filmi izlemek yerine karşısına boş bakışlarla baktığını gördüm, dalmış olmalıydı.

"Anne ve babamızın fotoğrafı var mı?" Dedim birden aklıma gelmişti ve merakla sordum.
Kuzey filmdeki bakışlarını bana çevirdi hemen. Sonra o da merakla Mert'e bakmaya başladı. Mert hâlâ dalmış bir şekilde televizyona bakıyordu.

"Duyuyor musun?" Dedim hafif yüksek sesle.
"Ne." Dedi birden sıçrayarak.

"Anne ve babamızın fotoğrafı var mı diyordum."
"Evet var. Fotoğraf albümünü size göstermek istiyordum bende zaten. Getireyim." Ayağa kalkarak salondan çıktı. Kuzey de televizyonu kapatmıştı merakla Mert'i beklemeye başlamıştık.

Elinde iki tane fotoğraf albümüyle geldi. Yanıma oturdu ve Kuzey'e yanındaki yeri işaret etti. İkimizde iki yanına oturmuştuk. Üstteki albümün kapağını açtı. Gelinlikli bir kadın ve adam vardı. Düğün fotoğrafı olmalıydı. İçinden çıkararak bana uzattı. Dikkatle yüzlerine baktım. Kadın çok güzeldi. Yani annem. Yeşil gözleri ve kahverengi saçlarıyla Kuzey'e benziyordu. Ben daha çok babama benziyordum. İkisi de çok mutlu görünüyordu. Onların aşk evliliği yaptığını bilmek çok güzeldi. Kim bilir ne mutlulukla bizi büyütmeyi hayal etmişlerdi.

Fotoğrafları elimdeyken çok büyük bir istekle burada olmalarını istedim. Dokunduğum fotoğraf değilde gerçekten onlar olmasını tüm kalbimle diliyordum. İnsan hiç görmediği birini özler miydi, özlediğimi hissediyordum. Bu his kalbimin ortasına öyle bir oturdu ki. Ağırlık yapıyordu. Nasıl birileri olduklarını öyle çok merak ediyordum ki. Neye nasıl tepki verirlerdi mesela. Gözlerim dolmuştu. Gözlerimi kırpıştırarak yaşların akmasını engellemeye çalıştım.

Diğerleri başka fotoğraflara bakıyordu. Elimdekini Kuzey'e uzatarak elindekini aldım. Bu seferki resimde kadının kucağında bir yaşlarında bir bebek vardı. Kadın bebeğe sevgiyle gülümserken. Adam aşkla kadına bakıyordu.
"Siz daha yoktunuz tabi o zamanlar." Dedi Mert. Gülümseyerek baktım fotoğrafa.

Mert elime başka fotoğraf verdi. Burada hepimiz de vardık. Ben annemin kucağındaydım. Yatar pozisyonda duruyordum, daha çok küçük olmalıydım. Nasıl göründüğüm pek belli olmuyordu. Kuzey babamın kucağında oturmuş kameraya otuziki diş sırıtıyordu. Mert de ikisinin ortasında oturuyor gülümseyerek kameraya bakıyordu. Fotoğraftaki herkes o kadar mutluydu ki. Hiçbir şeyden haberi olmayan ben bile huzurla uyuyor olmalıydım.

İnsanın içini sıcacık eden bir aile fotoğrafıydı. Daha önce gördüğümde yokluğuyla içimi acıtan bir şeyin, bir zamanlar bende parçasıydım. Bunu bilmek rahatlatıcıydı.

"Bu bende kalabilir mi?" Dedim. Bir zamanlar huzurlu bir ailede olduğumun kanıtı sürekli yanımda dursun istiyordum.

"Evet." Dedi Mert gülümseyerek.
Fotoğrafı alarak kenara koydum.

Başka bir fotoğraf aldım. Burada üçümüz vardık. Mert beni kucağına almıştı ilgiyle bana bakıyordu. Bakışları hiç değişmemişti. Bu beni gülümsetti. Yanımızda da Kuzey oturuyordu. Tebessüm ederek kameraya bakmıştı, gözlerinin içine kadar ulaşmış bir gülümsemeydi. İkiside çok sevimliydi.

"İkinizde çok tatlısınız." Dedim elimdekine bakarak.
"Biliyoruz canım." Dedi Kuzey elindeki resme bakarak.
"Küçükken bile ne kadar yakışıklıymışım." Diye ekledi.

"Büyüdükçe bir şeyler kaybetmek üzücü olmuş olsa gerek senin için." Dedim. Tamam hâlâ yakışıklıydı ama bunu onun bilmesine gerek yoktu. Sabah iki saat benim bir daha mutfağa girmememle ilgili konuşmuştu.

Kimsesizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin