Ben daha olayın şokundayken ji-ho beni bi çırpıda arabaya atmıştı hızlıca sürdü.Kendime gelmem çok uzun sürmüştü y-yaani bi cesede dokunmustum,o istasyonda niye kimse yoktu?Sokaklar neden bu kadar sessiz?Niye kimse yok?Off biz niye geldik ki buraya diye içimden düşünüyordum.
Ama bu yola artık girmiştik geri dönemeyiz hem ji-ho ile New York'ta yeni bi hayat kuracaktık.Kendimi toparladım gözyaşlarımı sildim ve artık derin bi nefes alarak ji-ho ya döndüm;
-Ne düşünüyorsun?
-Bilmiyorum hiç bi şey düşünemiyorum ama sen canını sıkma tamam mı?Biz şimdi o köşke gidicez bunların hepsi bi kabus.
Omzuma bi el dokunuyordu ve gözlerimi açtığımda bunların hepsinin bir rüya olduğunu farkettim.Gercektende aglamistim.Ji-ho beni sakinleştirmeye çalışarak sariliyordu.
-Gecti bebeğim geçti tamam mı sadece bir ruyaydi bu ve bitti.
-Ji-ho p-peki ya o c-ceset terkedilmiş istasyon odamı ka...(ji-ho sözümü keserek)
-Şş kötü bi rüya gormusun.Hem ne cesedi bak zaten güneş doğuyo.Bak yiyecek biseylerde aldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Gölgesinde...||BAŞLANGIÇ
Mystery / ThrillerGenç kızın büyükannesinden kalan büyülü köşkteki paranormal olaylar.