Güneşin doğması beni sakinleştirmiş,dün akşamki kabusun etkisinden çıkmıştım ji-hoyla kahvaltimızı yapmış birazda mola verip dinlemiştik.Gerci ben dünden beri dinleniyorumda ji-ho kaç saat aralıksız araba sürüyordu.Ji-Ho ile birazda sohbet ederek yola devam ettik.ji-ho;
-Dün ne gördün öyle. -Boşver ya hatırlamak istemiyorum. *ji-ho rahatsız olduğumu anlayıp hemen konuyu değiştirdi.* -Ee evin yeri tam olarak nerde avukat doğru düzgün bi adres bile vermedi. - Hiç bi fikrim yok.Bak ilerdeki yaşlı kadına soralım. -Tamam canım.*ji-ho arabayı yaşlı kadının yanına çekerek* -Pardon hanfendi buralarda büyük bi köşk varmış, Luisa köşkü.
*yaşlı kadın bastonunu sallayıp üzerimize bağırarak* -O o köşkü niye arıyorsunuz.O büyücü kadın hepimizi perişan etti,tüm bu insanlar onun lanetinden öldü. Bu kasabanın her yerine cinlerini,hayaletlerini saldı.Etrafta bir insan bile kalmadı.Öldüde hala onun lanetinden kurtulamıyoruz buradan bir çıkış yok.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-*küçümseyici bir ses tonuyla*kim büyükannemi bunları yaptı? -Demek onun torunusun git burdan seni küçük büyücü git artık gidin.*yaşlı kadın bastonunu arabaya vuruyordu.* - Ji-ho arabayı sürerek devam ettik. -Deli herhalde. -Bencede ama cidden etrafta cidden yok denilcek sayıda az insan var. - Bilmiyorum şu anda düşündüğüm tek şey hemen bu aptal köşke gidelim de geri dönelim Deugu'ya.
