Hırsızlığın sonucu.

428 35 5
                                    

Alarm sesiyle uyandın.
Gözlerini ovuşturarak doğrulup telefona uzandın.
- Ugh gerçekten daha fazla uyumam gerek.
Jack ile anlaşma yapalı bir hafta olmuştu.
Sana göre iyi ama biraz yorucu olarak devam ediyordu.
Her gece geliyor gece geç saatlere kadar oyun oynayıp şeker yiyordunuz.
Okuldan her geldiğinde ise akşam yemeğinden sonraya kadar ancak idare edebiliyordun sürekli sana görünüp oyun oynamak için sıkıştırıyordu.
En azından okulda onu görmüyordun.
Orada biraz ondan uzak olduğun için rahattın.
Senin bildiğin kadarıyla öyleydi tabii.
Ayaklarını yataktan sarkıttığın sırada komidindeki turuncu paketli şekeri fark ettin.
Her uyandığında yanı başında olurlardı.
Her renk şekeri olduğunu söylese de sana hep turuncu getirirdi.
Günde iki kere yemek zorundaydın.
Tadı güzeldi güzel olmasına ama her yediğinde garip bir şekilde jack e yakınlık hissediyordun.
Sanki dedikleri ve yaptıkları bariz yalan olsa bile inanasın vardı.
Bundan ziyade bir de korkuyordun tabii.
Eğer birini bile yemezsen sana sinirlenir diye korkuyordun.
O gerçekçi rüyada neler olduğunu görmüştün.
Gerçi muhtemelen rüya değildi ama sen öyle hissettiğin için öyle diyordun.
Paketi açıp şekeri azına attın ve emerken üzerini değiştirmeye başladın.
Jack iç çekti bir hafta olmuştu ve ne seni ne de arkadaşlarını öldürememişti .
Ne zaman seni tuzağa düşürecek bir oyun oynamaya kalksa bir şey ona engel oluyordu.
Seninle konuşurken başka biriymiş gibi olmak aşırı sinirini bozsa da bir şekilde ilişkiniz devam ediyordu.
- Bu saçmalık.
Karnavaldan çıkıp aniden senin odanda ortaya çıktığında hafif bir çığlık attın.
Sen göğsünü tutarak sakinleşmek için derin nefes alırken , Jack kahkahalarla gülüyordu.
Seni böyle korkutmak hep hoşuna gitmişti.
Annen sesini duymuştu bu yüzden gelip kontrol etmek istedi.
Kapıyı tıklamadan içeri girdiğinde, ikinci bir gerilim yaşamıştın.
Jack sadece senin tarafından görülebileceğini söylese de sen tereddüt ediyordun.
Annen bir süre garip garip sana baktı.
- Tatlım iyi misin?
Bir annene bir de annenin arkasında garip garip hareketler yapıp gülen Jack e baktın.
- Umm evet iyiyim.
Sadece ayağımı vurdum .
Annen anladım anlamında başını salladı.
- Neyse kahvaltı hazır.
Giyin ve gel.
Annen çıktı .
- Giyin ?
Aşağı baktın.
Pantalonu daha üzerine geçirmediğini fark ettin ve utanç içinde uzun kapşonlunu daha da aşağı çekerken ,ona bağırdın.
- Jack arkanı dön!
Sana önce garip garip baktı .
- Zaten görmüyorum ki .
- Olsun dön!
Jack arkasını döndü.
Niye dediğini yaptığını bilmiyordu.
Bunu düşünmek sinirini bozmuştu.
Karnavalına geri döndü.
Biraz bu konudan uzaklaşmalıydı.
- Başka bir kurban gerek .
Üzerini tam giydiğinde arkanı döndün.
Jack gitmişti.
Alnına vurdun .
- Güzel y/n ona bağır ki palyaço seni deşsin.
Kendi kendine söylenerek kahvaltı masasına indin.
Sessiz bir şekilde annenle konuşmadan kahvaltı yaptın.
Pek konuşasın yoktu.
Annenin bir şey demesine izin vermeden çantanı alıp çıktın.
Siyah kapşonlunu kafana geçirdin ve kulaklığını takarak müzikle hayal dünyana geçiş yaptın.
Her zaman şarkı dinlerken hayal kuran biriydin.
Diğer insanlarla göz göze gelmek yerine gözlerini aşağıda tutmayı tercih ediyordun.
Böyle bir şeyleri de fark etmen de zor oluyordu.
Örneğin peşin sıra yürüyen jack 'i.
Kulaklık taktığın için onun ayak seslerini duymuyordun.
Normalde okulda sana görünmemek için de çabalardı ama gidiş ve dönüş yolunda kulaklıkla olduğun için kendisini duymayacağını ve dikkatsiz olacağını bildiğinden peşinsıra gelirdi.
Okula vardığında, kulaklığı çıkarıp cebine koydun.
Jack de gizlenerek seni izlemeye devam etti.
Sınıfta bile yanındaydı ama ruhun duymuyordu.
Rex seni gördüğünde kendi kendine sırıttı.
Bugün sana bir yerlere gitmeye teklif edecekti .
İçinden konuştu.
- Ah tatlı y/n nasıl da bir haber oturuyor öyle.
Seni daima seveceğim .
Sen de beni seveceksin .
Kafasını masasına gömdü.
Seninle ilgili hayallerini kurarken uyuyor numarası yapmak çok işine gelirdi.
Jack seni sınıfın camının köşesinden izliyordu .
Deftere karalayışını ,etrafa ifadesiz bir şekilde bakışını ve istemesen de tahtaya kalkışını her gün izlerdi .
İzlerken korkmuş ve dehşete düşmüş halinin ne kadar sevimli olduğunu hatırlayıp duruyordu .
Jack içinden sòylendi.
- Kendine gel Jack !
O bir kurban .
Vahşi bir şekilde güldü ve sivri dişlerinin arasında uzun dilini dolaştırırken seni izlemeye devam etti .
Gün içinde fırsat bulamayan Rex okul çıkışında seninle konuşmak istediğini söyleyerek seni okulun arkasına çağırdı.
Aslında pek de istemiyordun çünki sana bu müzik kutusunu getiren de Jack in sana sarmasına sebep olan da o çocuktu.
Ama bu konu hakkında bilgisi yok gibiydi .
Olsa o da onu görürdü diye düşünüyordun.
Aslında hep sormak istemiştin nereden aldığını.
Bunun böyle bir fırsat olabileceğini düşünüp okulun arkasına gittin.
Jack de okulun duvarları arasında ilerleyerek seni takip ediyordu.
Gelen çocuktan hiç hoşlanmamıştı.
Zaten ilk kurban oydu ama kutuyu sana verince Jack seni seçmeyi istemişti.
Kulaklarını dört açarak sizi dinledi.
Rex ' in hal davranışları biraz rahatsız etse de kutuyu soracaktın.
O konuşmaya başlamadan önce konuştun.
- Hey bir şey sorabilir miyim?
Rex biraz şaşırdı.
Sadece onun soracak bir şeyi var sanıyordu.
Çarpık bir gülümseme ve heyecanla cevapladı.
- Evet elbette.
Ona soğuk bir şekilde bakıyordun .
Yüzün ifadesizdi.
- Peki .
Bana verdiğin kutuyu nereden aldın?
Rex bir anda durdu.
Bu beklediği türden bir soru değildi.
- Umm bana başka bir ülkeden kuzenim yollamıştı.
O kadar acelem vardı ki kutuyu hiç açmadan sana getirdim .
İçinden sevmediğin bir şey mi çıktı?
Yüz ifadesi gerçekten bilmiyormuş gibiydi.
Bu yüzden sustun.
Jack i ona söyleyemezdin .
Tabii senin sorunu duyan Jack biraz sinirlenmişti.
Kendi kendine içinden söylendi.
- Geri vermeyi mi planlıyor ?
Hayır veremez .
Beni bırakamaz .
Devam ettin.
- Ah hayır sorun değil .
Aslında büyük bir sorundu .
- Ben sadece aynısından anneme de almayı planlıyordum da.
Rex rahatlamıştı.
Güldü.
- Kuzenime sorarım istersen ?
Ani bir cevapla red ettin.
- Yok yok zahmet etme .
- Sen nasıl istersen .
Jack gülümsedi.
Ondan korktuğunu hiç bir şekilde gizleyememen aşırı hoşuna giderdi.
Tekarar konuştun.
Onun neden seni çağırdığını merak ediyordun.
- Peki sen ne diyecektin?
Rex yine kızarıp bozardı.
Normalde böyle konularda utangaç değildi ama böyle hareketlerin kızlar tarafından sevimli bulunduğunu düşünüyordu.
Bir çok filmde görmüştü.
Jack tiksinmiş gibi yüzünü buruşturdu .
Hâlâ ifadesizce ona bakarken o sonunda bombayı patlatmıştı.
- Umm şey benimle şu an çıkışta bir şeyler içermisin?
Yani bir kafeye gideriz ve pasta yeriz falan.
Ona garip bir şekilde ve tereddütle baktın.
Eve zamanında gitmezsen Jack sinirlenir miydi ?
Okulda olduğunu bildiğinden karışmazdı belki de.
Okulun bitmesini bekliyordu ve ona bazen olağan saatten geç çıkabileceğini söylemiştin.
Yutkundun .
Sana öyle istekli öyle muhtaç bakıyordu ki red etsen ağlayacak gibiydi .
Jack bu soru sorulduğundan beri Rex den daha fazla tiksinmişti.
Seninle olan zamanını çalacaktı .
Aradaki cevapsız ve sessiz süre daha da gerilip sinirlenmesine yol açıyordu.
Bir an önce onu red etmeni ve eve onunla oyun oynamaya gelmeni istiyordu .
İçinden konuştu .
- Hadi y/n !
Hadi red et.
Eve gideceğim de.

Wanna Play ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin