Kamera kayıtları.

403 31 6
                                    

Gözlerini açtın.
Çalan alarmı kapayıp kafanı daha da gömdün.
- Neden yumuşak değil ?
Yavaş yavaş ayılırken kafanı hafifçe kaldırdın.
- Huh ?
Kafanı kaldırır kaldırmaz bir çift mavi gözle karşı karşıya geldin ve geriye sıçradın.
Seni kollarından tuttu .
Oydu.
Yastığa değil onun göğsüne koymuştun başını.
Dün gece onunla uyduğunu hatırlamıyordun.
O sana sırıtarak bakıyordu.
Her zamanki gibi.
- Günaydın küçüğüm~
Sana böyle seslenmesi senin istemediğin bir reaksiyon göstermene neden oluyordu .
Kızarıyor , sıcaklıyordun .
Bayılacakmış gibi hissediyordun .
Hiç de hoşuna gitmiyordu bu hisler .
- Se sen neden buradasın ?
Şaşırmış gibi yaptı.
- Huh ne demek istiyorsun küçüğüm?
Sen istedin ya kalmamı.
Bir an beynin durdu ve düşündün.
Dün oyun oynayıp şeker yerken çok yorulduğun doğruydu ama bunu ondan istemezdin .
Değil mi?
- Be ben mi istedim ?
Yüzüne yanaştı.
- Hıhım ~
Yutkundun.
- Ö öyle mi ?
Hiç bir şey i hatırlamadığın için ona güvenmek zorundaydın.
Sonuçta bu ilkti .
Hiç seninle yatmamıştı.
Öyle bir isteği de olmamıştı.
Böyle bir palyaçonun seninle uyumak isteyeceğini hiç düşünmüyordun.
- Um üzgünüm .
İşin varsa benim yüzümden ertelemek zorunda kaldın.
Jack sırıttı ve seni göğsüne yatırıp konuştu.
- Benim tek işim sensin .
Dudağını yaladı Jack.
İçinden konuştu .
- Tabii seni öldürme zevkini tattığım zamana kadar.
Sana bilmediği bir ilgi duyuyordu ama yine de ölsen nasıl görüneceğin konusunda hayal kurmadan yapamıyordu.
Garip bir şekilde rahatsızdın.
Sana karşı iyi olması pek de aklına yatmamıştı.
Sormak istedin .
- Jack neden bana karşı iyisin ?
Jack bir an durdu .
Böyle bir soru beklemiyordu .
Sonra güldü .
- Sivri burnunun ucunu saçlarında hissedebiliyordun.
- Çunki biz arkadaşız küçüğüm ~
İçinden düşündün.
- Öyle miyiz?
Hiç de öyle hissetmiyordun.
Dünki kan kokusunu şöyle böyle hatırlıyordun.
- Jack dün birine zarar mı verdin ?
Jack onu sorgulamandan hiç hoşlanmasa da bir cevap vermezse ondan uzaklaşacağını bildiğinden üstü kapalı bir şekilde cevapladı.
- Sadece değersiz bir hırsızı cezalandırdım küçüğüm.
Önemli değil.
- Huh hırsız mı ?
Ne çaldı ki ?
- Benden çok değerli bir şey almaya çalıştı.
O kadar sinirlendim ki patlayıverdim.
- Anladım.
Daha fazla sormayacağım.
Yerinden doğruldun.
- Giyinip okula gitmem gerek.
Jack yataktan çıkıp banyoya doğru ilerlerken seni izledi.
İleride onu böyle sorgulaman çok soruna yol açabilirdi .
Komodine kırmızı paketli bir şeker bırakıp oradan çıktı.
Banyoda sabah rutinini hallettikten sonra oradan çıktın.
Havluyu kafandan çıkarmadan üzerine bir şeyler geçirdin.
Komodine baktın.
Şeker bırakmıştı.
Her zamanki gibi.
Alıp paketi açtın ve şekeri azına attın.
Bir anda durdun.
Sabahki Jack e duyduğun bütün sorgulayıcı cümleler ve nedenleri bir anda uçup gitti.
Kendini onu düşünürken buldun.
Okula gittiğinde de bu düşünce geçmemişti.
Bir an evvel okul bitsin eve dönüp onunla yaman geçireyim diye düşünüp duruyordun.
Okulun bahcesinden geçerken bir kadının telaşla çocuklara bir şeyler sorduğunu gördün.
Durup merakla ona baktın.
Uzun sarı saçları günlerce yıkanmamış gibiydi.
Yüzü çok gergindi ve uykusuzluktan göz altları kararmıştı .
Elleri de titriyordu.
Herkese sorduğu tek bir soru vardı .
- Oğlumu gördünüz mü?
Şaşkınca bakmayı sürdürdün.
Daha sonra konuşmaları duydun .
O kadın Rex 'in annesiydi.
Dün beraber kafeye gittiğin çocuğun.
Hızla ve telaşla kadının yanına gittin.
- Hanımefendi !
Kadın telaşla sana döndü ve ellerini tutup soru yağmuruna tuttu.
- Oğlumun nerede olduğunu biliyor musun ?
Onu gördün mü ?
Nerede ?
Huh nerede ?
Kadına buruk bir şekilde baktın.
Hali çok üzmüştü seni.
- Um hanımefendi oğlunuz dün eve gelmedi mi ?
Kadın başını olumsuz anlamda salladı.
- Biz dün ...okul çıkışı bir kafeye gittik.
Biraz sohbet edip pasta yedik.
Sonra ben eve döndüm.
Onun da eve döndüğünü düşünmüştüm.
Hatta yarın okulda görüşürüz demişti ama...
Kadın sevinçle ellerini sıktı.
- Ah çok teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederim.
- Ama efendim bir şey yapmadım ki .
- Hayır öyle düşünme.
Uzun zamandır onun nerede olabileceği ile alakalı aldığım tek bilgi bu .
Gözleriniz buluştu .
- Sizi kafeye götüreyim mi ?
Belki kameralarda çıkar ortaya .
Kadın yeniden sevinçle başını salladı.
Oğlunu bulabileceği umudu onu aşırı mutlu etmişti.
İç çektin ve kadının koluna girdin .
- Buyurun .
Zaten bıraksan düşecekmiş gibiydi .
Jack sinirle arkasında olduğu ağaca vurdu .
O zaten kameralarda görünmezdi.
Daha doğrusu senin dışında görebilen olmazdı.
Bir şey bulup engellemeliydi.
Eğer izleyip görürsen çok fazla sorgulayacak ve ondan uzak durmaya çalışacağını biliyordu.
Hazır sen ona bağlanmaya başlamışken bunu kaybedemezdi.
Kadını oraya götürdüğünde, kafenin sahibine durmu açıkladın.
Adam seve seve kamera kayıtlarını göstereceğini söyleyip sizi yönetici odasına götürdü.
- Buyurun .
- Tekrar saolun .
- Sorun değil.
Dünki kayıtlara bakmaya başladınız.
Kırk dakikalık bir bekleyişten sonra sen ve Rex kafenin önünde belirdiniz .
Sohbet ediyordunuz.
Biraz kötü hissettin.
Daha dün beraber olduğun çocuk şimdi yoktu .
İçeri girdiniz.
Kadın oğlunu gördüğü için heyecanlıydı .
Bir yarım saat sonra kafeden çıktınız.
Sen ona bir şeyler söyledin ve kulaklığını takıp ilerlemeye başladın.
Sana arkandan baktığını gördün.
Neyi beklemişti ki ?
Sorna bir cızırtı oldu ve siyah bir şeyler geçti daha sonra görüntü düzeldi ve sen kulaklığının tekini çıkarıp arkanı döndün.
Kayıtta her şey bu kadardı.
Tabii o karartıyı fark etmemiş olsaydın yerdin.
- Tekrar geri alabilirmiyiz.
Bu sefer biraz daha yavaş.
Adam onayladı ve kaydı ayarlayıp biraz geriden oynattı.
Yeniden fark ettin.
Bu sefer biraz daha silüet gibiydi .
Sana görünmemeye dikkat ettiği için doğru düzgün takip de edememişti ve geç kalmıştı.
Vardığında izliyordunuz.
Jack kapı köşesinden size bakıyordu ve uzun tırnakları gerginlikten duvarı tırmalıyor, kazıyordu.
- Sakın .
Sakın.
Sakın.
Sonra bir kez daha yavaşlatıp baktın .
Gözlerin irileşti ve korkarak bir iki adım geriledin.
Bu silüet resmen Jack'in boyundaydı.
Kadın ve adam sana baktı .
- Ne oldu ?
Başını iki yana salladın.
- Bi bir şey yok .
Üzgünüm.
Bir şey gördüm sanmıştım ama yokmuş .
Kadın üzgünce anladığına dair başını salladı.
Yutkundun ve ilk karşılaştığınız zamanki görüntüler gözünün önüne geldi.
Bir anda yine miden ağrımaya başladı.
Sinirlenmiştin de .
-Ne diye bunu...
Düşündün ve aklına dank etti.
- Tabii ya!
Dün oyuna geç kalmıştın.
Ama nasıl haberi olmuştu.
Takip?
Birden yerinden fırladın.
- İzninizle .
Benim bir işim var .
Oradan hemen ayrıldın.
Düşünceler beynini yiyip bitirirken hızla ilerliyordun.
Gözünün önüne Rex geldi.
O cansız bedenler gibi olabileceği düşüncesi sinirlerini alt üst ediyordu .
Kafeden yeterince uzaklaştığını düşündüğünde,boş bir yere geçtin ve ona seslendin.
- Jack !
Jack buraya gel !
Jack hemen arkanda belirdi.
Sinirli ve gergin görünüyordu.
Bağırdın.
- SEN NE YAPTIN?
REX E NE YAPTIN ?
SEN BENİ TAKİP Mİ EDİYORSUN?
SENİNLE BÜTÜN GECE OYUN OYNAMADIM MI ?
BİR YARIM SAAT İÇİN Mİ BU ?
Sinirden ağlamaya başladın ve göğsünden ittin.
- Küçüğüm bunu yapmamalıydın.
Sesi derinden ve öfkeli geliyordu.
Hırlarcasına bir ses tonu ile konuşuyordu.
Geri çekilmene izin vermedi.
- Beni sorgulamamalıydın.
Demiştim o küçük değersiz bir hırsız .
Sabahki sözleri ile yeniden karşılaşınca daha bir kötü hissetmiştin.
Yüzüne eğildi.
Mavi alevler gözlerini yakıp geçiyordu.
Azını iyice araladı ve uzun dilini sarkıtarak konuştu.
- Bir daha asla beni sorgulama .
Gerekli gördüm ve yaptım.
Beni kızdırırsan neler olacağını biliyorsun değil mi küçüğüm ?
Daha sakin bir hale gelip kulağına eğildi.
Burunu yanağına sürterek konuşmaya başladı.
- Değil mi küçüğüm?
Beni sorgulamacaksın değil mi?
Ve en önemlisi beni terk etmeyeceksin değil mi küçüğüm?
Sesi içini gıcıklarken ağlamaya devam ettin.
Annen geldi aklına.
Bunu kaldıramazdın.
Başınla onayladın onu.
- Söyle ~
Sesli duymak istiyordu.
- Evet Jack.
Sesin titremişti.
Zor konuşmuştun.
Bayılacak gibi hissediyordun.
- Aferin küçüğüme~
Geri çekildi ve kırmızı paketli şekeri sana uzattı.
Susup almanı bekledi.
Mecbur olduğunun farkındaydın.
Bu yüzden aldın .
Sen alır almaz gitti.
Karnavalda yüksek sesle bir kahkaha tufanı koptu.
Bu durum onu eğlendirmişti.
Başta endişe etmişti ama şimdi bilmen ve korkman onun daha fazla işine yaramıştı.
Geceyi iple çekiyordu .
Sen de şekeri yedikten sonra yeniden öyle hissetmeye başlamıştın.

Okula dönecek enerjin yoktu .
Bu yüzden eve gitmeye karar verdin.
Annen seni yeniden evde gördüğünde neden evde olduğunu sordu .
O kadar ruhsuz ve durgundun ki hayalet gibi duruyordun .
- Tatlım?
Hey hasta mı oldun yine?
Hiç konuşacak halin yoktu bu yüzden sadece başını aşağı yukarı salladın ve ayaklarını sürüye sürüye yukarı odana çıktın.
Ardından kapıyı kapatıp yere çöktün.
Kendini tanımakta zorlanıyordun.
Buna göz yummak senin gibi biri için çok zordu .
Başını kaldırıp kapıya yasladın.
Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
Ona bir şekilde bir şeyler hissediyordun .
Ona olan duyguların nereden geliyor bilmiyordun ama sadece onu sevmiştin işte.
Ama bu yaptıklarının üzerini kapatamıyordu.
Sen hem ona bu duyguları duyup hem de ondan ölesiye korktuğun için rahatsızlık duyuyordun .
Annen senin ardından sessizce merdivenlerden çıkmıştı.
Kapının önüne geldiğinde,senin ağladığını duydu .
Bir anne için içini parçalayacak bir durumdu .
Kimdi onu böyle üzen ?
Sakince kapının diğer tarafına oturup başını yasladı.
Çocukluğundan beri ne zaman böyle odanda kapı dibinde ağlasan aynı sekilde oturup seni sakinleştirirdi.
İç çekti.
Sen onun sesini duyar duymaz sesini kestin.
Ama fark ettiğinin farkındaydın.
Konuştu.
- Tatlım biliyorum senin için bu aralar her şey çok zor geliyor .
Sadece dinliyordun ve sessizce ağlamaya devam ediyordun .
- Her ne olursa olsun her zaman seninle olacağım biliyorsun.
Benim varım yoğum bir sen varsın.
İzin ver yardım edeyim.
Çözümü olmayan bir şey yoktur .
Burnunu çektin.
Bu sözler çok tanıdıktı.
Hep böyle konuşmalar yapardınız.
Göz yaşlarının arasında ağrıyan boğazının etkilediği titrek sesinle cevap verdin .
- Biliyorum .
Ama bunun bir çözümü yok gibi .
- Kapıyı açsan olmaz mı?
Artık o kadar da genç değilim mabadım ağrıyor.
İkiniz de kıkırdadınız.
Annenin en zorlu zamanda seni böyle güldürebilmesi az da olsa seni sakinleştirmişti.
Yerden destek alarak kalktın ve kiliti açtın.
Geri çekilip yatağa oturdun .
Annen kapıyı yavaşça araladı ve içeri girdi.
- Ah yavrum n'oldu böyle ?
Kızını böyle görmek gerçekten rahatsız ediciydi.
Yanına oturup saçlarını geriye attı.
Elini yüzüne indirdi ve göz yaşlarını silmeye başladı.
Annenin sıcak eli seni git gide rahatlatıyordu.
Ona aniden sarıldığında, sadece saçını okşamaya devam etmişti.
Beş dakika kadar böyle durdunuz.
Geri çekildiğinde ona bir şeyler anlatman gerektiğini biliyordun.
Anlatmadan gitmeyeceğini biliyordun.
- Dün ... okul çıkışı bir sınıf arkadaşımda kafeye gitmiştim.
Annen gülümsedi.
- Ah tatlımın bir arkadaşı var .
Ne güzel .
Sen gülmediğin için devam etti.
- Ee n'oldu peki?
Yutkundun.
- Kayıp şu an .
Gerçeği bilip de böyle susmak zorunda kalman senin miğdeni ağrıtıyordu.
- Kayıp mı?
- E evet .
Annesi herkese onu soruyordu.
Çok kötü durumdaydı.
Onu kafeye götürdüm.
Belki kameralarda görürüz diye ama bir şey yoktu .
- Ah kızım.
Zor değil mi ?
Bir gün önce beraberdin ve şimdi ortada yok.
Yazık kim bilir nerede ne yapıyor.
Umarım yaşıyordur.
Annenin cümleleri seni daha da germişti.
- A anne ben biraz dinlensem?
- Oh elbette canım .
Saçlarını yeniden sever gibi geriye taradı.
Daha sonra anlından bir kere öpüp kapıya ilerledi.
Sen yatağa yerleşirken , sana son bir kez bakmak için arkasını döndüğünde , komodinin üzerinde duran kutu gözüne çarptı.
Gözüne bir çirkin gelmişti.
Rahatsız edici bir aurası da vardı.
Doğum gününde birinin verip vermediğini düşünerek odadan çıktı .
Yastığa başını daha da gömerken buğlu gözlerle müzik kutusuna baktın.
Daha fazla bakmak istemediğinde,gözlerini kapadın ve uyumaya çalıştın.
Jack siyah dumanla odada belirdi.
Masum masum uyuyan seni süzdü.
Yavaş yavaş yanaştı .
Komidine bir şeker bırakırken yüzüne eğildi.
Burnunu yavaşça saçlarından yanağına kadar sürttü.
Hafifçe dudaklarını değdirmekten de çekinmedi.
Sen aniden kan ter içinde uyandın.
Jack ile alakalı bir kabus görmüştün.
Yavaşça doğurup etrafa baktın.
Alnından ter damlaları süzülüyordu.
Yutkundun .
Komidinde şeker görünce irkildin.
Gözlerin irileşti.
Senin en savunmasız anında onun gelmesi ve tam o iğrenç kabusu görürken yanı başında durmuş olması gerçeği seni bayağı ürkütmüştü.
Sabahki konuşmanız hala aklımdaydı.
Annenin iyi olması için her şeyi yapardın.

Yb geldi!
Umarım beğenirsiniz.
Okuduğunuz için teşekkür ederim .
🤗🌸🦋🖤

Wanna Play ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin