Yıllar önce
"Satranç strateji oyunudur" dedi önünde tahtaya bakarken. Gözlerimin içine bakıp devam etti. "Karşındakinin hamlesini bilmen gerekir , hayat gibi." Elimi tahtanın yanına koyup "Ancak bu şekilde kazanırsın" dedim. Hafifi bir tebessümle gözlerini gözlerimden ayırmadan piyonu eline aldı. "Satranç oynarken ilk piyonlar hareket ettirilir çünkü onlar kolay yenilebilir. Ama karşı tarafın safına geçerse vezir olur. " Bu sefer önümdeki piyonu ben elime alıp dedim ki "Diyelim ki tüm adamlar öldü. Sadece ikiniz kaldınız . Amacı seni öldürmekse, sana ilk hamleyi yapmasına izin verme. Kaçman hoşuna gidiyorsa, öldürmüyorsa; bekle. Ve hiç beklemediği and-" Siyah şahı alıp Beyaz şahı devirdim. "Son hamleyi yap."
En sonu başta verilmiş oysaki bizim hikayemizin sonu . Beyazlar ve siyahlar kana bulanacak. Belki de siyahlar beyaz , beyazlar siyah olacaktı. Tek bir kural var. Kazan.
🩸♟
İşlediğim cinayet herkes tarafından konuşuluyordu. Her cinayet sonrası olduğu gibi haberlerde ismim anılıyor, polisler beni bulmak için yanıp tutuşuyordu.
Gerçek kimliğimi bilen Aren Sayer'in dediği gibi küçük bir görüşme yapacak, niyetini biraz olsun anlamaya çalışacaktım.
Arabamı binanın önüne park ederek sert adımlarla Sayer Holding'e giriş yaptım. "Merhaba, Adsn Bey'le görüşecektim." Sesimin çıkmasıyla danışmanda olan kadın kafasını bana çevirdi.
"Adınız nedir, Aren Bey'le görüşmeniz kaçta?" Kadının sorularına cevap verip görüşmenin yapılacağı odaya gitmek için asansöre bindim. 42. katın düğmesine basıp şarkı sözleri mırıldanmaya başladım.
Kata geldiğimizi belirten ses duyulduğunda şarkıyı kesip asansörden indim. Kapıyı tıklatma gereği duymadan odaya girdim ancak oda boştu. Masanın karşısındaki koltukların birine oturup beklemeye başladım. Oda da genişçe bir masa, oturma grubu ve ufak bir bar vardı. Kanepeye oturup ayaklarımı küçük masanın üstüne uzattım. Gelmesini beklerken telefonumdan bir oyun açıp oynamaya başladım.
Birkaç dakika sonra kapı açılma sesini duydum fakat önemsemedim. "Ayaklarını oradan çek." ardımdan gelen kalın sesi umursamadan oyunuma devam ettim. Kazanmama az kalmıştı.
Ayaklarımın yana atılmasıyla sinirle başımı yukarı kaldırdım. "Ne yaptığını sanıyorsun?" karşıma oturup "Ayaklarını masanın üzerinden çektiğimi sanıyorum."
Yüzünü inceledim. Hafif çıkmış sakalları, baygın bakışları ve dağınık saçlarıyla hoş gözüküyordu. Gömleği kaslarından dolayı gerilmiş rahat olsun diye bir kaç düğmesini açmıştı. Onu izlediğimi fark edince hafifçe gülümsedi, bende hızlıca konuya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI PİYON
Ficção Adolescenteİki taraflı oynanırdı satranç, aslında o da siyahtı benim gibi. Sadece üstünü örtüp gizlenmiş... İkimizde aynı renksek, bizim rakibimiz kimdi?