Aklımda Biri Var-5

36 2 0
                                    

  Gidiyordum oysaki sonunun uçurum olduğunu bile bile. Diyorum ki yine de kendi kendime "Denize gidiyorum".

"Ala kalksan mı artık?" Fısıldayan sesi duymamla beraber biri koluma dokundu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ala kalksan mı artık?" Fısıldayan sesi duymamla beraber biri koluma dokundu. Hızla bileğini kavrayarak yatağın boş kısmına attım ve yastığın altındaki silahımı anlına dayadım.

Şaşkınlıkla bana bakan Acar'a aynı bakışlarla karşılık verdim. "Beni yatağına attın, namusum gitti. Evlenecek miyiz biz şimdi?" Alaylı sesine karşılık ters bakışlar atarak yanından kalktım. "Salak herif uyuyan insana birden dokunulur mu? Tetiğe bassaydım da -"

"Tamam tamam, uzatma. Planı uygulamamız gerekiyor, Selim birazdan odasından çıkmış olur. Onun için uyandıracaktım." Cevap vermeden banyoya girip hızla üstümü değiştirdim. Banyodan çıktığım anda kapı çalmaya başladı. Acar'ın kapıya doğru gelmesiyle öne atılıp kapıyı açtım. Karşımda 1.88 boylarında, genç, kumral bir adam vardı. Ben baştan aşağı onu incelerken o da beni açıkça inceliyordu. Arkamdan olan Acar "Gel Çağdaş." dedi. Adamın geçebilmesi için kenara çekildim ve geçmesinin ardından otel koridorunu kontrol ederek kapıyı kapattım.

 İçeride oturan ikilinin yanına geçip küçük buzdolabından çıkardığım birayı açtım. Adının Çağdaş olduğunu duyduğum adam yüzündeki sırıtmayla elini uzattı. "Merhaba, Çağdaş ben."

Sahte bir tebessümle elini sıkmayıp birayı kafama diktim. Eli havada kalan adam memnuniyetsiz bir bakış atarak elini indirdi ve konuşmaya başladı. "Selim odasından çıktı. Az önce peşinden adam gönderdim, iş adamının biriyle sohbet ediyormuş fazladan yarım saatimiz var yani." Çoğul konuşmasıyla yavaşça Acar'a dönerek "'Saatimiz var' derken? Tek çalışırım dedim, ben olmadan olmaz dedin sorun çıkartmadım. Daha kaç kişiyi plana dahil etmeyi düşünüyorsun? Hem de benden habersiz." Sert sesimle beraber Acar "Çağdaş benim kardeşim gibidir. Benimle beraber çalışıyor, babamdan haberdar olabilmemiz için ona ihtiyacımız var." 

Sinirle güldüm, ne ona ne sikimsonik arkadaşlarına ihtiyacım yoktu. Sabrımı zorluyor, sınırlarımı test ediyordu. Bir hışım oturduğum yerden kalkıp sigara paketimi, çakmağımı ve yedek oda kartını alıp teras katına çıktım. Bir iş için ona ihtiyacım olduğunu dile getirip aklınca "bana muhtaçsın" oyunu yapıyordu. Benim ona oynadığım oyunun farkında bile değildi oysaki.

Yıllarımı verdiğim mesleğimi sadece bir bunağı öldürmek için yetersiz zannediyordu. O olmadan da Selim piçini gayet öldürebilirdim, hatta 2 haftamı bile almazdı. Ama babasıyla bir planı var mı, beni yanlarına mı çekmeye çalışıyorlar şüphesi bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Onunla çalışmamın tek sebebi bu şüpheleri bitirmekti. Babasını öldürmek için gerçekten ona ihtiyacım varmış gibi davranıyordum ki beni bir tuzağa çekiyorsa bedelini ödemeli, babasıyla aynı kaderi paylaşmak üzere kan içinde ölmeliydi.

Sinirle sigaramdan derin nefesler çektim. Sinirime engel olmam gerekiyordu çünkü Çağdaş dangalağının dediği gibi bir buçuk saatimiz vardı. Odanın olduğu kata inerek kartı kapıya okuttum. Giderken aldığım şeyleri masaya atarak hala yatağın üstünde olan silahımı belime yerleştirdim, Acar geldiğimi fark etmiş olacak ki kapıya yaslanmış beni izliyordu. Ona da hazırlanmasını söylemek üzere dönmüştüm ki kırgın bakışlarını fark ettim. Sadece sinirlenip sesimi yükselttim diye küsmüş müydü?

KANLI PİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin