Minho, Jisung'un uyuması ihtimaline karşı sessizce eve ilk adımını bastığında saat tam 5'e yaklaşıyordu. İlk defa eve yalnızken bu kadar geç gelmişti, üstelik dışarıda bir şey yapmamıştı bile. Bütün zaman boyunca yürüyüp durmuş, son 40 dakikasını ise sadece kapının önünde oturup düşünmekle geçirmişti. Eve gelmekten korkuyordu, Jisung'u böyle görmekten ve ondan uzak kalmaktan nefret ediyordu. Sessiz adımları devam ederken odalarının ışığının açık olduğunu gördü. Sessiz adımları yerini hıza bıraktı, odanın kapısına gelir gelmez içeri girdi. Ağlama sesi koridordan bile duyuluyordu. Kısa bir anlığına kalbinin duracakmış gibi olduğunu hissetmişti, her kötü ihtimal bir kaç saniyede binlerce senaryoyla çoğalıvermişti.
Han Jisung'u, onun yatağında değil de kendisinin yatağında kendisinin yastığına sarılıp ağlarken gördü."Jisung-ah!"
Jisung, aşık olduğu adamın sesini duyduğunda ağlamasını durdurabilmeyi diledi. Denemeye çalıştı ama kafasını kaldırıp Minho'nun endişeli ve korkmuş yüz ifadesini gördüğünde yaşları daha hızlı düşmeye başladı. Sesli ağlamalarının arasında olabildiğinin en hızlısından bir kucaklaşmaya koştu hemen. Gittiğini sanmıştı, siyah ve beyazdan başka bir renk göremeyeceğini sanmıştı. Geri geldiğinde, - geri gelirse - tek isteğinin bir daha onu görmemek olmasından çok korkmuştu. Bütün düşüncelerini susturmaya çalışmıştı uzun süre, sadece eve gelmediğini ama hala burada olduğunu kabullenmeye çalıştı ancak haftalar önceki şeyden sonra bir gün gideceğini ve gitmesine de kendisinin izin vereceğini biliyordu. Uzak kalmaya çalışıyordu, gitmesi için yapıyordu ama katlanamıyordu hiç. Onsuzluk cehennem gibiydi. Düşünceleri birbiriyle savaşıyordu, karmakarışık ve nefes alınacak tek yer yoktu zihninde. Böyle olmaktan yorulmuştu.
Kollarını Minho'nun boynuna doladı, beline anında sımsıkı sarıldı Minho. "Minho, gidecek misin? Özür dilerim, lütfen... Özür dilerim, her şey- benim suçum," Boynuna sayıklar gibi özür diliyordu, yaşları gözlerinde tükenmek bilmiyordu bir türlü. Sözlerinde nefeslerini düzenlemeye çalışırken kesikler oluyordu.
"Kendine bir şey yapmadın, değil mi? Değil mi?!" dedi Minho Jisung'un yüzünü avuçları arasına alırken, hemen sonrasında bilekleri başta olmak üzere her yerine göz gezdirmişti. Kahretsin ki biliyordu işte, az önce aklından geçen senaryoların hepsi gerçekçiydi. Kanayan bir yara görmediği için içi rahatladı, kelimeleri tükenmişcesine nefes verdi. O sırada gözü odaya kaydı, Jisung'un yatağının çarşafları dahi yerdeydi ve daha bir çok şey dağılmıştı.
"Gitmeyeceksin değil mi? Özür dilerim, yemin ederim elimde değil. Gerçekte-" Minho sözünü kesti Jisung'un, bıraksa sanki konuşurken kendini yiyip bitirecek gibiydi.
"Gitmiyorum, hiçbir yere gitmiyorum Jisung. Sen istesen de istemesen de her zaman buradayım." Jisung'un gözlerine kadar inmiş karışık saçlarını taradı geriye doğru, ancak beklediği yüz ifadesi yerine yukarı kıvrılmış kaşlar ve gözlerindeki o garip bakışı gördü. "Bana acıyor musun?"
Duraksadı, bunu beklemiyordu.
"Bana acıyorsun değil mi?" Jisung Minho'dan uzaklaştı yavaş adımlarıyla. "Jisung hayır, hayır sakı-"
"Acıyorsun bana! Acınasıyım işte, acınasıyım bir boka yaramıyorum! Sadece- acıdığın için buradasın..." Minho Jisung'a uzanmaya çalışmıştı, daha önce böyle bir şey yaşamamıştı. Karşısında yıllarını geçirdiği arkadaşı, ailesi, sevdiği ve delicesine aşık olduğu adam kendi saçlarını yoluyordu bağırarak. Gözlerinin dolmasına engel olamadı.
"Hastayım, niye normal değilim ne yaptım ben?! Aptalım ben, hasta ve aptal birini kim sever?!" Etrafa değil, kendine zarar veriyordu Jisung. Saç telleri ellerinde kalmıştı, bedeni eğilmiş yumruk olmuş elini göğsündeki tıkanıklığı yok edecekmiş gibi oraya vuruyordu. Kendinde değildi, Minho'nun ilk defa buna şahit olması yanı sıra Jisung ilk defa kendini bu kadar kontrol edemez gibi hissediyordu. "Hayır! Hayır, yemin ederim Han-Ji. Acınacak en son insan bile değilsin sen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucky I'm In Love With My Best Friend | Minsung
Fanfiction"En yakın arkadaşım, sevgilim, ailem, her şeyim... Öyle şanslıyım ki, sana deli gibi aşık oldum. Son nefesime kadar, seninle birlikte hayatımın en mutlu günlerini geçireceğimi biliyorum. Seni seviyorum." Anxiety! Suicidal Thoughts! [Tamamlandı]