Bakış açımdaki boş yatağa bakarken alışkanlıkla, biraz da özlediğim için karnını okşuyordum. Onun da saç tutamlarımı teker teker avucuna alıp bıraktığını ve düzelttiğini, sonra da bunu tekrarladığını hissediyordum. Aklından ne geçiyordu, ne düşünüyordu ve biz neredeyse iç içe geçmiş halde birbirimize sarılırken nasıl hissediyordu bilmek istiyordum. Benim düşüncelerim yeterince iç açıcı değildi. Kafamı biraz yukarı kaldırdım göğsüne yanağımı sürterek. Burnum boynuna daha yakındı artık, kokusunu daha net almak istiyordum. Onunla aynı duş jelini kullanıyorduk ama farklıydı işte. Kokusunu soludukça soluyasım geliyordu.
"Şarkı söylemek istiyor musun?" dedim gözlerimi kapattığımda, sesini dinlemeye ihtiyacım vardı. Son kez onun şarkı söylemesini dinleyebilirdim çünkü o mutfakta yemek yaparken şarkı söylese bile kulaklarımı tıkayacaktım artık. Her şeyi kendine çekiyordu beni, nefes alıp verişini bile yanı başımda istiyordum ancak onun iyi olacağına söz vermiştim. Benimle ne kadar uzak o kadar iyiydi, eğer devam ettirirsem kollarında uyumayı, batırırdım çünkü. Onunla aynı evde yaşayabiliyorken belki de bir daha yüzünü bile göremeyecektim söylediğim ya da yaptığım şeyler yüzünden. Bencildim yine, onun hakkında hep bencildim.
"İstiyorum, sen ister misin?" dedi, ellerinin arasında bir tutamım daha kaydı. "Sen söyle sadece." diye mırıldandım. Uykum yoktu, uyumayacaktım ama sadece gözlerim kapalı onu dinlemeye başladım. Karnında hareket eden elim beline sarıldı, şarkısını yavaş yavaş söylerken derin bir nefes çekti içine. Sesinin her tınısını içime işlerken kelimeleri git gide anlaşılmaz hale geldi, sesi mırıltıya dönüştü. Tutamlarımla oynamaya devam eden eli saçlarımın üstünde kaldı. Uyuyakalmıştı. Uyuduğunu anlar anlamaz kafamı omzuna yakın yerden kaldırıp yüzüne baktım usulca, kirpiklerinin titremesine kadar görüyordum.
Çok güzeldi, o kadar güzeldi ki tüylerim ürperdi, nefesim göğüs kafesimde sıkıştı. Beline sarılı elimi kirpiklerine karışan dağınık saçlarını geri çekmek için kaldırdım, amacım elimin aynı şekilde geri yerine dönmesiydi ama yapmadım. İstemedim. Yanağını okşadım, belirgin elmacık kemiklerinin üstünde görünen çile benzer güneş lekelerinin üstünden geçtim. Yanındaki ben değil de başkası olsaydı şimdiye çoktan uyanmıştı, çoğu zaman o uyurken yapardım bir şeyler o yüzden alışkındı dokunuşlarıma. Eskiden ona bıyık çizdiğimi ya da anlına bir şeyler yazdığımı ve ona söylemeden kendisinin fark etmesini beklediğimi hatırlıyorum, ona söylediğimde sadece gülüyordu ama kendisi fark ettiğinde beni kucağına kadar çekip gıdıklardı. Bilerek söylemezdim.
Eskileri düşününce bile, hep ona farklıydım. Her şey kötüye gitmeseydi eğer, belki de tamamen farklı olabilirdi.
Her şey kötüye gitmeseydi...
Gözlerim buğulanmaya başladığında anlımı geri göğsüne dayadım, çok zordu. Kendimden nefret ediyordum, bir kaç yıl önce sonlandırsaydım daha kolay olacaktı. Yapmaya kalkıştığım şeyi bitirseydim, Minho kapıyı çalmasaydı ve adımı söylemeseydi. İnsanlara sadece bir yük olmaktan başka bir işe yaramayan biri olarak kalmayacaktım. Annem ile olacaktık. O da bensiz mutlu olacaktı.
Yaşlarım tişörtüne damlamaya başladı. Gitmek istiyordum, bir an önce hepsinin bitmesini istiyordum. Kalbimdeki ağrı gün geçtikçe büyüyordu, düşüncelerim beynimi ele geçiriyordu, bedenim halsizleşiyordu. Bana yaşamı hatırlatan tek varlığın göğsünde ağlamak sanki boğulacağımı bildiğim halde okyanusa atlamak gibiydi. Hiçbir şeyin kıymeti yoktu artık, dünyam siyah beyazdan oluşuyordu, bir rengimi de kaybedeceğimi bilmek istemiyordum.
Islak yanaklarımı silmeden habersizce uyuyan yüzüne baktım tekrar, dudaklarını izledim. Sadece izledim, dokunmaya dahi cesaretim olmadı. Sırtıma dolanmış kolunun gevşemesinden faydalanıp yükseldim, saçlarını öptüm kokusunu içime çeke çeke. Yanından kalktığımda eliyle yanını yokladı ama uyumaya devam etti, göz yaşlarım da yıllardır olduğu gibi bitmeden akmaya devam etti. Sonum kendimi banyoya kilitleyip orada düşüncelerimin başıma yaptığı kazıyla kendime acı çektirmek oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucky I'm In Love With My Best Friend | Minsung
Fanfic"En yakın arkadaşım, sevgilim, ailem, her şeyim... Öyle şanslıyım ki, sana deli gibi aşık oldum. Son nefesime kadar, seninle birlikte hayatımın en mutlu günlerini geçireceğimi biliyorum. Seni seviyorum." Anxiety! Suicidal Thoughts! [Tamamlandı]