"Ah hadi ama Uzumaki," dedi Ryu cenin pozisyonunda yerde titreyen sarışına, "O kadar kötü olamaz. Yani...o gerçekten çok ateşli...Yani GERÇEKTEN ateşli. "
Naruto gri saçlı suikastçıya baktı, "Bir duvara zincirliyken on saat kesilmek ve el yordamıyla geçirmek istiyorsanız, BUYURUN! Neredeyse kan kaybından bayılacaktım! Bana sahip olmaya çalıştı!"
Ryu'nun rengi soldu. Görünüşe göre Naruto'dan Anko'nun ona nasıl sahip olmayan planladığını ayrıntılı olarak sormayı düşünmedi. Onu neredeyse Süper Sapık'ın güçlerinden uzaklaştıracak bir film düşündü. Titredi ve Naruto'nun omzuna anlayışlı bir şekilde vurdu.
Homozu başını iki yana salladı ve kaptanının kurumuş kanıyla kaplı kunai'yi yalayan mor saçlı kadına baktı. Naruto'ya bir oyuncakmış gibi bakıyordu... sanki biliyormuş gibiydi...
Homozu'nun gözleri büyüdü ve Naruto'nun yanına diz çöktü ve fısıldadı, "Naruto-sama? Onun bundan haberi var mı...?"
Naruto, Homozu'ya kadına karşı hiçbir korku belirtisi göstermeden baktı. Sert bir şekilde kafasını salladı ve ayağa kalktı. Naruto boynunu kıtlattı ardından omuzlarını silkip Anko'ya baktı ve gülümsedi. Anko göz kırptı ve onun kanıyla kaplı kunaisinin kenarını emdi.
"~Velet, ona dokunmayı reddedersen seni öldürürüm! Seni...öldüreceğim!~" Kyuubi hırladı. Naruto, tilkinin tehdidi karşısında gözlerini devirdi. Ryu'nun baygın olduğunu ve burnundan aşağı kan aktığını fark etti ve Homozu onu bir sopayla dürttü.
"Hiç utanman yok mu?" Homozu, bilincini kaybetmiş genin'e sordu.
"Hehehe...mor saçlı seksilik..." Ryu yüzünde boktan bir sırıtışla mırıldandı. Naruto yüzünü buruşturdu ve başını salladı.
Tüm ekipler bir araya geldiğinde Anko sadistçe sırıttı. Bütün gruba bakıp gülümsedi. Anko fazlasıyla eğlenecekti.
"Tamam, iyi dinleyin!" Bağırarak on iki takımın dikkatini çekti, "Konoha'nın 'Ölüm Ormanı' dediği, Eğitim Alanı 44'ün önünde duruyoruz. İnsanoğlunun bildiği en tehlikeli hayvanlara ve bitkilere ev sahipliği yapıyor. Kulağa eğlenceli geliyor, öyle değil mi? Ormana girerken iki parşömenden birini almanız gerekecek."
Anko, devam etmeden önce her iki elinde bir yeryüzü ve cennet parşömeni kaldırdı, "Bu parşömenlerden birisi sizin olacak fakat sınavı geçmek için diğer parşömeni almak zorundasınız ve bunları almak için rakip takımlardan veya ben dahil, geçmenizi engellemeye çalışacak herkese karşı gelip almaya çalışacaksınız."
Naruto sesli bir şekilde homurdandı. Kimi hedef alacağını gayet iyi biliyordu.
Anko, sarışının kafasının bir homurdanma ile geriye doğru salladığını gördü ve ona bir kunai fırlatıp yanağının yanından sıyrılıp gitmesini izledi önce gülümsedi. Sonra bi anda kayboldu ve Naruto'nun arkasında belirdi ona doğru arkadan sarıldı.
"Sorun ne, Foxy-chan?" kulağına fısıldadı, "Benimle hala oynamak istemiyor musun? Yani, dün gece neredeyse planlarımı gerçekleştiriyordum. Biliyorsun ki eninde sonunda olacak."
Naruto, hormonlarının ona harekete geçmesini söylediği dürtülerle savaşırken, Kyuubi'nin şimdi ona sahip olması için ona bağırdığını hayal edebiliyordu. Başını salladı ve "Önce sınavı başlatman gerekmiyor mu, Anko-chan?" diye fısıldadı.
