Özür dilerim,
Bu iki kelimeye sığar mı pişmanlığım bilmiyorum ama çok özür dilerim. Biliyorum ben senin hayatını kararttım üstelik sen beni parlatmak için tüm enerjini harcarken yaptım bunu ama yalvarırım affet beni.
Sen hiçbir tartışmamızda haksız değildin. Sadece ben hep üste çıkmaya çalışırdım ve sen buna izin veriridin. Aşıktın çünkü. Senin mükemmel duyguların en ait olamayacak kişiye verilmişti. Bana...
Seni tanımamam gibi bir ihtimal yok ki Yeonjun. Ölümüne sebep olduğumu düşünürken yaşayan bir ölüye dönüştüğüne sevinemem değil mi?
Yaşamak sadece nefes almak değildir değil mi?
Seni yalnız bıraktığım her an için de özür dilerim, karanlığına sebep olduğum için de.
Ben nefret edilecek bir adamım değil mi?
Ben senin dakik olmanla dalga geçmezdim ki sadece senin bu huyun benim yalanlarımı ayağıma dolardı. Buna sinirlenirdim. Senin sinirlenmen gerekirken ben sinirlenirdim.
Bu arada yalan attım sana. O kadar güzeldin ki Yeonjun. O kadar güzelsin ki gözlerinin altında morluklar kapatmaya yetmezdi bile. Sen hep güzeldin. Sen en güzeldin.
Ama ben sana kördüm.
Ben affedilmez bir adamım değil mi?
Mutlu olmamı dilemişsin ama değilim Yeonjun. Hiç mutlu değilim. Sonbaharda düşen yaprak gibiyim. Nereye düşeceğimi bilmeden savruluyorum sadece.
Senin aksine ben kurşun kalemle yazıyorum bunu. Elime en hızlı geçen kalem buydu. Vakit kaybetmek istemiyorum artık ve evet Yeonjun sen çok yanlış yapardın. En geri dönülmez olanı olmak istemezdim.
Neden beni kabul ettin ki?
Sen doyumsuz falan değildin. En ufak gülüşüme bile saatlerce mutlu olurdun sen. Yeonjun sen tanıdığım en naif insandın. Keşke beni tanımasaydın. Yalvarırım bir oyun değil de bu. Gerçekten sen ol bunu okuyacak kişi.
O hikaye aslında gerçekti Yeonjun. Tüm renkler sendin, beyazsa ben.
Sana griyi sevdirdiğim için özür dilerim. Seni kirlettiğim için çok özür dilerim.
Bundan sonra nerede istersen iste seninleyim. Sen kazanana ya da ben kaybedene kadar misafir olacağım senin oyununa.
Bir gün beni affetmen ümidiyle.
Yeonjun okuduğu kağıdı katladı koydu yerine. Amacı yine mektup bırakmaktı bugün ama gittiğinde dün koyduğu yerde bir kağıt vardı. Soobin ona mektup yazmıştı.
Elinde zarfı olmadığı için ona gönderdiği zarfa geri koymuştu yazdığı kağıdı. Beklemiyordu Yeonjun.
Ne soobinin mektup yazmasını ne de bu kağıdı okuduğu zaman ağlayacağını. İkisini de beklemiyordu Yeonjun.
Salaksın ki soo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LETTER OF GONE
Fanfic"Tüm renkler birleşip beyazı oluşturmasına rağmen beyazsa bununla yetinemeyip siyahla sevişmek istemiş. Bunu diğer renklerden saklayamamış beyaz çünkü çoktan yasak renkleri oluşmuş. Gri." Bem hep kendimi siyah, seni beyaz görürdüm ama bu hikayenin...