Özür dilerim yeonjun.
Babanla tanıştığım zamanlarda senle yeni yeni konuşuyordum. Ve o zaman seni üzebileceğim, başına bir şey gelebileceği gibi şeyler aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Çünkü ablan vardı ve ben onun için önemli olan biriyle tanıştığım için kendimi çok şanslı hissediyordum.
Sonra, aslında başından beri bu planı için uğraştığını anladım. Babasını sevdiği için ya da onu önemli bir yere koyduğu için tanıştırmamıştı beni. Hatta Venessa için babası böyle bir konumda bile değildi. O hayatındaki herkesten bir intikam almak istiyordu. Ben ise hiç tanımadığım bir ailenin paramparça olması için seçilmiş bir maşaydım sadece.
Bilmiyordum Yeonjun.
O gün onların başına geleceğini bilmiyordum.
Ablana buluşmak istediğimi söylediğimde o beni hep oturduğumuz parka gönderdi.
Yemin ederim o gün tek buluşma amacım bu saçma oyunu bitirmekti. Ben bir şeylerin yanlış olduğunun farkındaydım ama senin gözden çıkarıldığını bilmiyordum. Bilseydim eğer, seni Venessa'nın anlattıklarıyla bilmeseydim eğer her şey başka olurdu.
Ve bu gelmekte oldukça gecikmiş fikir bu günlerde oldukça aklımı kurcalıyor.
Keşke ilk seni tanısaydım yeonjun.
Arkadaş olarak, herhangi bir tanıdık olarak hatta sevgilim olarak...
Ablan yanıma gelmediğinde okula gitmiştim ve ileri geri konuşulan konulardan sonra seni aradım. Cevap vermedin ama ben saatlerce seni aradım Yeonjun. Venessa'yı aramayı geç düşündüm. Bu yüzden aylarca kendimi suçladım.
gördüm ve anında durup onun yanına gittim. Bir şey olduğunu sandım ya da kendine bir şey yapacağını. Sana gelen yolda birinin can acısı olsun istemedim.
Hak edeyim istedim. Senin yanında kalmayı hak etmeliydim.
Beklediğim gibi değildi hiçbir şey. Venessa ben onu aradığımda dahi senin kullandığın arabanın bir uçurumdan yuvarlandığını biliyormuş. Bana söylemedi Yeonjun. Eğer bilseydim daha hızlı gelirdim oraya. Ucunda benim ölümüm dahi olsaydı umursamaz ve gelirdim.
Çünkü senin ölümünü konuşmaları benim canımı hayatımda daha önce hissetmediğim kadar çok yaktı.
Çok bencilce ama o an uçurumun altında benim, üstünde de senin olmanı istedim.
Senin ölümünü tadacak kadar yüreğim yoktu ama sen benimkini kaldırabilirmişsin gibi hissettim. Sana bir de bu yükü yüklemek o an o kadar kolay geldi ki.
Çok alçağım.
Ama sen beni son kez sahiden affedemez misin Yeonjun?"
13 ocak
"Venessa artık konuşup bu konuyu bitirmeliyiz. ben daha fazla yapamam bunu."
"Sen de mi Soo. Seni de mi elimden almayı başardı o?"
"Venessa neredeysen söyle yanına geleceğim."
"Parka git Soobin. Biraz gecikebilirim ama mutlaka geleceğim. Orada bekle beni."
Bu hikayeye ilk başladığımda kendimi bu hikayenin venessası sanıyordum. Aradan geçen iki buçuk yılda fark ettiğim bir şey oldu maalesef.
Ben bu hikayenin meteforlaşmamış ve gerçek olan halinde de bir yazardan başkası değilmişim.
Aradan yıllar geçmesine rağmen hala bu hikayeyi tek hatırlayan da anlatan da ben oldum.
O yüzden bu kurguyu bitirip hem buradaki soobinin kafamdaki yansımasını, hem Yeonjunun yansımasını ama en çok da Venessa'yı özgür bırakmak istedim.
İyi geceleer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LETTER OF GONE
Fanfic"Tüm renkler birleşip beyazı oluşturmasına rağmen beyazsa bununla yetinemeyip siyahla sevişmek istemiş. Bunu diğer renklerden saklayamamış beyaz çünkü çoktan yasak renkleri oluşmuş. Gri." Bem hep kendimi siyah, seni beyaz görürdüm ama bu hikayenin...