5. bölüm

1K 77 0
                                    

ŞARKININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİNE BAKMALISINIZ...

Jade' i görmeyeli bir ay olmuştu ve yine bir aydır yaptığım gibi mağaram da yatıyordum. Avlanmaya karar verip yavaş adımlarla mağaradan çıktım. Onu düşünmemek için yapabileceğim tek şey avlanmaktı ve bende bunu her gün fazlasıyla yapıyordum. Biraz ormanda ilerledikten sonra yeri koklamaya başladım. Birçok koku vardı. En belirgin olan kokuya odaklandım. Bir anda gözlerimi açtım. Birçok anı doluştu zihnime.

Jade zarar vermeden yavaşça yanına yaklaştım. Her yeri kan içindeydi. Babama dönüp ne olduğunu sormadan o çoktan anlatmaya başladı.

"Kurt saldırısı"

Kafamı iki yana sallayıp anılardan sıyrıldım. Yavaşça kokuyu takip ettim. Ormanın derinliklerine indikçe koku yoğunlaşıyordu. Önümdeki hışırtıyla başımı kaldırdım. İki kurt, biri gri diğeri ise açık kahverengi. Gri olan dişi. Onlara yaklaştığımda ikisi de bana döndü. Gri kurt ile göz göze geldiğimde gözümün önünde bazı sahneler canlandı...

Jade korkmuş şekilde önündeki 2 kurda bakıyordu. Kurtlar sanki onu korkusundan eğleniyormuş gibi sesler çıkartıyor, etrafında dolanıyorlardı. Kurtlar birbirine baktıktan sonra gri kurt jade doğru atıldı....

Gördüğüm sahnelerin şokuyla bir süre öylece kaldım. Sonra öfke benliğimi yavaşça ele geçirdi. Gri kurda baktığımda gözlerinin büyüdüğünü gördüm. Korkusunu hissedebiliyordum. Korkuyordu çünkü az sonra olacakları tahmin ediyordu.

Dişlerimi gösterip onlara doğru yaklaştım. Başta geri çekilecek gibi oldular. Onların cüsselerine göre benimki normal kurtlardan daha büyük ve iriydi. Bu yüzden tedirgindiler. Açık kahverengi olan birden koşarak üstüme atladı. Bende aynı anda ona atlayıp dişlerimi boğazına geçirdikten sonra dişlerimi açmadan onu yere serdim. Kaçmaya çalışsa da canı acıdığı için çok fazla hareket edemiyordu. Kurdun hareketleri yavaşlamaya başlamışken arka bacağımda hissettiğim keskin acıyla istemsizce ağzımı açıp arkama döndüm. Gri kurt eşini kurtarmak için ayağımı ısırıyordu. Pençemi ona savurup yüzünde kocaman bir yırtık oluşmasını sağladım. İnleyerek yere yattı. Diğer kurda döndüğümde hala aynı şekilde yerde yattığını gördüm. Ölmemişti. Sakinleşmeye çalışıp yavaşça oradan uzaklaştım. Yoksa ikisini de paramparça edecektim. Yere eğilip tekrar kokulara odaklandım. Bu sefer yiyecek birşeyler bulmuş olmanın sevinciyle kokuyu takip ettim. Karşıma çıkan tavşan ile hiç düşünmeden koştum ve tavşanı yakaladım. Tekrar anılarla doldu zihnim...

Bir süre koşturduktan sonra nihayet onu yakalamıştım ki işittiğim ses dikkatimi dağıtmış ve ağızımdakı tavşan ile ses dönmüştüm.

"Hey! Koca oğlan o küçük tavşandan ne istiyorsun?" Jade hızla yanıma gelip tavşanı ağzımdan almaya çalıştı.

Tavşanı yere bıraktım. O bile bana şaşkınlıkla bakıyordu.

Seni yememi istiyorsan seve seve yerim

Tavşan hemen koşarak uzaklaştı. Bu orman, bir tavşan... O her yerdeydi ve ben salak gibi onu unutmaya çalışıyordum... Avlanmaktan vazgeçip, derenin yanına geldim.

Bir süre sadece su sesini dinledim. Ardından yavaşça suya girdim. Üşüsemde şu an bana en iyi gelen şey bu soğuk şuydu. Suyun altına girip birkaç dakika öyle durdum. Nefesimin tükenmeye başladığını hissettiğim de sudan çıktım. Karaya çıktığımda tüylerimden akan suları kurutmak amacıyla silkelenip, mağarama doğru yürümeye başladım.

Günlerdir yaptığım tek şey buydu. Sıkıcıydı, sıkılıyordum da zaten. Ama ona yakın olup, benden korktuğunu görmektense burda sıkılmayı tercih ederdim. Kokusunu özlemiştim, okyanus mavisi gözlerini özlemiştim, gülümsemesini özlemiştim, bana dokunmasını özlemiştim, ben onu çok özlemiştim... Sanki onun kokusunu içime çekiyormuş gibi yavaşça iç çektim. Kokusunu unutmaya başlıyordum. Zihnim onu unutabilirdi ama kalbim asla...
Düşüncelerime dalmış ve fark etmeden, jade' in sürekli geldiği sekoya ağaçlarının yanına gelmiştim. Bu ağaçlarda beni kendilerine çeken birşeyler vardı. Ya da jade ile dolup taşan anıları olduğu içindi. Ağaca yaklaşıp yere uzandım. O anda zihnimde bazı sahneler canlandı...

Alex ve jade, bu ağacının önünde oturmuş birşeyler konuşuyorlardı.

"Jade burayı hatırladın mı?" Jade olumlu anlamda kafasını salladı.

"Evet. Burayı ilk taşındığım da şansı eseri kaybolup bulmuştum." Gülümsüyordu.

"Peki başka birşey hatırlıyor musun?" Alex' in tereddütlü sorusu beni heyecanlandırmıştı.

"Evet... Bir kurt vardı. Şu bahçede gördüğüm kurda benziyordu. Ama o daha tatlıydı. Diğeri..." Cümlesini devam ettiremeden yere yığılmıştı. Alex hızla ayağa kalkıp, onu kucağına aldı ve buradan uzaklaştı...

İyice ağaca yaklaşıp, burnumu oturdukları yere doğru eğdim. Tahmin ettiğim gibi daha birkaç dakika önce buradaydılar. Koku tazeydi. Endişeyle jade' in yanına doğru koştum. Evin önünde dikilirken kararsızca bir süre duraksadım. Ya yine beni istemezse.
Düşünmeyi bırakıp emin adımlarla bahçeye girdim. İçeriden sesler geliyordu. Eve girmemi engelleyen balkon kapısına yaklaşıyordum ki,
Bileğimde hissettiğim keskin acıyla bir inilti koptu ağzımdan. Başımı aşağıya eğip bileğime baktım. Birşey olmamıştı. Sonra hatırladım, ben jade yakınken o ne hissederse hissediyordum. Hızla balkon kapısına yaklaşıp, içeriye baktım. Jade' in bileğine serum takmışlar ve odadaki koltuklara yerleşip, çatık kaşlarıyla birşey konuşuyorlardı. Beni duymaları için tırnaklarımı cama sürttüm. İlk babam bana döndü. Ayağa kalkıp hızla cam kapıyı açtı. Ben içeriye giremeden önümde eğildi ve bana sarılmaya çalıştı. Anlamadığım bir sebepten, bu hareketinden rahatsız olmuştum. Dişlerimi gösterip, bana uzanan ellerine bakıp, hırladım. Babam hemen geri çekilirken, afallamış ifadesiyle bana bakıyordu. Ben bile kendi tepkime şaşırırken, onun şaşırmaması garip olurdu. Zihnimde bir ses yankılandı.

"Yavaş yavaş insanı duygulardan uzaklaşıyorsun Soul. Gerçek bir kurt oluyorsun..." Demişti jade' in babası ben ormana doğru koşmadan önce....

...

EVTTT! YENİ BÖLÜM NASILDI?
HIZLI İLERLEDİĞİMİN FARKINDAYIM VE BU YÜZDEN BİRAZ BOCALADIM AÇIKÇASI.
FİKİRLERİNİZİ MERAK EDİYORUM? ÖNERİLERİNİZİ ALABİLİRİM

SENDE KALAN PARÇAM -MÜHÜR- *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin