﹡004﹡

464 52 65
                                    

﹡004﹡

﹡﹡✹﹡﹡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

﹡﹡✹﹡﹡

Dişi Devin ortaya çıkması, Keşif Birliğinin işini zorlaştırmıştı.

Y/N, Levi'nin takımı ile birlikteydi. Yanında Petra ve diğer yanında Oluo vardı. Oluo, Kaptan Levi'i taklit ettiği için Petra onu fırçalayıp duruyordu.

Y/N'nin göz yaşları akmamak için zor direniyordu. Onun yüzünden çoğu kişiler canını verecekti, bu şu andan belliydi.

"Saçmalama Y/N. Kaptan Levi'a güven."

Y/N eli ağzındayken, Petra'ya dönmüştü.

"Yapamam..." Göz yaşları, gözlerinden tane tane süzülüyordu. "Siz... Sizin, benim için ölmenizi istemiyorum..."

"Bu senin kararın Y/N." Kaptan Levi, söyledi. "Ya bize güvenir, dönüşmesin... Eh, diğer seçeneği biliyorsun."

"Üzgünüm Kaptan... Benim size değil, sizin bana güvenmeniz lazım."

"Bize güven!" Petra sinirle tekrarladı. "Senin için buradayız ve... Keşif Birliğine, hayatta kalmak için değil, canlarımızı feda etmek zorunda kalsak bile savaşmak için katıldık."

Y/N, ağlayarak başını salladı. Başına sonu gelmeyen bir uğultu vardı.

Ya ölürse?

Daha babasından özür bile dilememişti?

Annesinin intikamını daha almamıştı?

Ya da, birileri onun için ölürse?

Eğer bu olursa, vicdan azabından ölebilirdi. Bunun olmasına izin vermeyecekti.

"Ben ayrılıyorum. Petra, sana güveniyorum."

"Tamamdır, Kaptan... Y/N, Dişi Devin etrafını saracağız."

Y/N onu onaylamış ve Manevra Teçhizatını Ağaca hedeflemişti. Son hamleyi yapacaklar ve Dişi Devi yavaşlatacaklardı.

"Bunca görev boyunca altınıza etmemiş olmanız, büyük bir başarı," dedi Oluo. "Hele siz, Eld, Petra, bir ara damlatmaya başlamıştınız."

"Petra-San," dedi Y/N gülerek. "Gerçekten damlıyor muydu?"

"Bu iğrenç," dedi Gunther.

"Sen artık Kaptan Levi'nin taklidini yapmayı keser misin?!"

"Hah! Özür dilerim, ufaklık."

Petra gözlerini devirmeye fırsat bulamadan, Dişi Devin hızlandığını fark etmişti.

"Petra, şimdi!"

Y/N bağırmıştı fakat geç kalmıştı. Levi'nin takımının en yetenekli askerleri gitmişti... Sadece Y/N, Keşif Birliğine güvenmeyi tercih ettiği için.

Y/N, dönüşüm geçirdikten sonra Dişi Devin peşine düşmüştü. Hange'nin takımı ile birlikte olan Jean, Y/N'i görmesi ile peşinden gitmeye başlamıştı.

Her şey bir anda olmuştu; Y/N ile Dişi Dev dövüşmüşler ve şu an Y/N, Dişi Devin midesindeydi.

"Geri çekil, Jean," dedi Levi. "Ondan nefret ettiğini sanıyordum, bırak ölsün. Niye onu ölüme terk etmiyorsun?"

"Ben..."

"Senin cevap vermeni bekleyecek vaktim yok, velet. Sen onu oyala, Y/N'i ben alacağım... Ve lütfen Armin'in girmemesini sağla, Y/N'e karşı bir zaafı var."

Jean başını sallamış ve Kaptan'ın emirlerine uymuştu. Dişi devi köşeye sıkıştırmış ve kolunu yaralamıştı. Bunu fırsat bilen Levi, kızı Dişi Dev'in ağzından almıştı.

"Y/N!"

Jean, salyalar ile kaplanmış olan kızı almıştı. Kollarını, Levi'nin kalçası ve belinin arasına yerleştirmiş, Manevra Teçhizatını ileri hedeflemişti.

Y/N, gözlerini açtığında, yanında yine Jean vardı.

"Yine mi?" diye düşünerek, gözlerini etrafta gezdirdi.

"Y/N!" dedi Jean. "Sonunda uyandın, Jaeger."

"Jean... Ne oldu?"

"Titan tarafından yenildin ve sonra, Kaptan Levi ve ben seni aldık."

"Sen mi?" diye sordu Y/N, şaşkınlıkla. "Yani... Senden beklemezdim ama çok teşekkür ederim, Jean, gerçekten."

Jean'dan cevap gelmemişti. Sadece gözlerini, ileriye dikmişti. "Yakında cesetleri bırakmak için duracağız. Ayaklansan iyi edersin. Adını anmak bile istemediğim kahrolası kardeşin, Armin ve Mikasa seni merak ettiler."

"Sen iyi birisin Jean," dedi Y/N. "Birbirimizden haz etmiyoruz fakat aslında sen ile ben... Birbirimize çok benzediğimizi düşünmeye başladım. Sen Mikasa'a platoniksin, o seni fark etmiyor ve benim ile Reiner içinde aynı durum geçerli..."

"Sana Reiner veya diğer erkekler ile ilgili bir akıl vereyim mi?" diye sordu Jean.

"Ah, hayır, dur lütfen. Eğer bana akıl verildikten sonra gerisi sana yetmeyecekse, benim için riske girme lütfen, Jeanboy."

"Bana öyle hitap etmeyi kes."

"Pekala, Jeanboy."

"Seninle ilk tanıştığımda gerçek bir kaltak olduğunu anlamıştım," dedi Jean.

"Peki, fikrini değiştiren ne?"

"Değişmedi, sadece hoşuma gitmeye başladı."

Y/N gülmüştü. Uzun süren kahkahaların ardından, gözünden yaşlar gelmeye başlamıştı. Jean'ın göğsüne sokulmuş ve ağlamaya başlamıştı.

"B-Benim yüzümden öldüler, Jean. Benim yüzümden..."

Jean, kızın artık hafif maviye dönmüş olan saçlarını okşadı. "Kendini suçlama Y/N... Senin suçun değildi... Keşif Birliğine güvenmeyi öğrenmelisin, kendini suçlamamalısın."

"Tüm bunlar onlara güvendiğim için oldu."

"Şşş," diye mırıldandı Jean. "Hayat bazen karanlık olabilir, Y/N... Ve belirsiz ve acımasız... Önemli olan, bununla yaşamayı yüzleşmemizdir. Eminim ki sende öğreneceksin. Sen güçlü birisin, Y/N..."

Y/N, yorgunlukla esnedi. "Uyuyabilir miyim? Burada, göğsünde... Çok yoruldum..."

Y/N, Jean'ın cevabını duymadan kendini uykunun emin ve güzel kollarına bırakmıştı.

﹡﹡✹﹡﹡

bir moment vereyim, dedim.

jeanboy, y/n'e ısınmaya başladı. ( ͡° ͜ʖ ͡°)

sonraki aşama çocuk yapımı ahahafahajsjdjd.

armin'in y/n'e olan zaafını çok seviyorum, cok iyi arkadaşlar. <3

born to die, jean kirschteinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin