born to die, jean kirschtein

﹡014﹡

﹡014﹡

﹡﹡✹﹡﹡

﹡﹡✹﹡﹡

"Hadi ama Historia," demişti Jean. "Eminim ki, Y/N, bunu söylerken ciddi değildi."

"Gayet ciddiydim."

"Ama bunu yapmazsam, kendime nasıl kraliçe derim?"

"Hadi be Historia! İşte ruh budur!" dedi Eren. Isabel ile Farlan bu durumdan fazlasıyla keyif alıyorlar, sürekli kıkırdıyorlardı.

"Onu yumrukladıktan sonra tekrar yapmaya cesaretinin olduğunu söyle," dedi Y/N.

"Sen varya..." dedi Jean.

***

Y/N anılar gözlerinin önünden geçerken, gülümsemişti. Gecenin karanlığında, ormanda ilerlerken, öylesine gülümsemişti.

"Burayı hatırlıyorum," dedi Eren. Deja-vu hissi ile yutkunmuştu.

"Bende," dedi Y/N. "Seninle odun ve çiçek toplamaya gelirdik."

Y/N, dizlerinin üzerine çökmüş ve toprağa elini basmıştı. Nefesi kesilip, başı göğe fırlarken, kulağında sesler ve aklında bazı anıların görüntüleri oynuyordu

***

"Armin çok zeki! O çok kitap okuyor ama daha bir çocuğun nasıl yapıldığını bilmiyor."

"Ben biliyorum," dedi Eren, kıza aldırmadan.

"Gerçekten mi?"

"Evet. Leylek geliyor ve annenin karına bırakıyor."

Ve daha sonra bambaşka sesler...

"Baba özür dilerim, lütfen beni bırakma! Lütfen! Uslu duracağım, lütfen..."

"Sende kimsin?"

Y/N başını kaldırmış ve siyah saçlı, mavi gözlü adama dönmüştü.

***

"Y/N." Eren dehşet içinde mırıldandı.

"Elini, elimin üzerine koy."

Eren, ikiz kız kardeşinin emrine uymuş ve eliniz Y/N'in elinin üzerine koymuştu. Kulağına çınlayan, Y/N'in sesleri ile hemen elini çekmişti.

"Hissettin mi?"

Eren başını sallamış ve Y/N'e meraklı bakışlar atmıştı.

"Şimdi sadece toprağa koy."

"Olmadı..." dedi Eren, kendine söyleneni yaptıktan sonra.

Hange "Garip," dedi. "Y/N, bunu ne zamandan beri yapıyorsun?"