Bölüm 36 İsyan (2. Kısım)

149 19 40
                                    

İkisi beraber pelerininin altına girip portre deliğinden çıktılar. Taylor Harry'e göre biraz fazla uzun olduğu için kambur durmak zorundaydı, ikisinin beraber bu pelerine sığması mümkün değildi.

-Etrafta kimseyi görüyor musun?

Harry "hayır" anlamında kafasını sağa sola salladı.

-İyi, ben dışarı çıkıyorum yoksa belim kırılacak. Kütüphaneye yaklaşınca geri girerim.

-Ne? Kafayı mı yedin?

-Bir şey olmaz, pelerinsiz de gece okulda gezdiğim olmuştu. Saklanacak birkaç güzel yer var.

Biraz yürüdükten sonra Taylor bir anda durdu, Harry de ona bakıyordu.

-Bir şey mi oldu?

-Dur, hareket etme. Şu an ne taraftasın?

Harry pelerinin altından elini ona uzattı.

-Benimde üstüme at, camda bir ışık süzmesi gördüm. Yalnız değiliz.

Taylor pelerine girdikten sonra pek rahat edemediklerinden aşırı derecede yavaş yürüyorlardı.

-Tahmin ettiğim gibi.

-Ne tahmin ettiğin gibi?

-Aptal Filch bu, ondan başka kimse gaz lambası kullanmaz. Ya işini çok seviyor ya da öğrencileri yakalamaktan zevk alıyor.

-Bence ikiside, dedi Harry yürürken.

Birkaç dakika daha yürüdükten sonra kütüphanenin önüne geldiler, içeri girdiklerinde Taylor direkt yasaklı bölüme yöneldi.

-Buradan sonra ona pek ihtiyacımız olmayacak, asanı çıkartsan iyi edersin. Kitabı nereye bıraktığımı hatırlamıyorum.

"Alohomora" diye mırıldandı Taylor ve içeri girdiler.

-Sen şu tarafa bak, bende burayı alayım. En Karanlık Sanatların Sırları ve Büyüklerin Kitabı (Book of Spells) aradığımız kitaplar bunlar. Ama ilgini çekeni almaktan çekinme.

-Kaç tane alacağız ki?

-Kendi başıma gelseydim bir tane alırdım ama şu an tek değilim, zaten geri bırakacağımız için kendimizi kısıtlamamıza gerek yok. Dikkat çekmeyecek.

Harry ondan ayrıldıktan sonra Taylor rafların arasında dolaşmaya başladı, kendisini cennette gibi hissediyordu.

Geçen yıl buraya ilk girdiğinde rafların çoğunu gezdiğinden pek farklı bir şey görememişti, aramaya devam etti. En köşelere geldiğinde fazlasıyla kirli bir bölüm vardı, uzun süre dokunulmamış gibi duruyordu. Üst üste duran kitapların tozunu attırmak için elini savurduğunda biraz fazla sert vurmuş olacak ki üstteki 4-5 kitap aşağı düştü. Dikkatli baktığında tahta bir şeyin üstünde durduklarını gördü, sandığa benziyordu. 

Yere eğildi ve dikdörtgen biçimindeki kutunun kapağını kaldırıp kaydırdı, bayağı eski ve tozlu bir kitap bulmuştu. Kapağı kalın bir deriden oluşuyordu, üstündeki yazılar okunamayacak kadar hasarlıydı. Kapağını ilk açtığında bir daha kapatmak istemedi, hayatında ona bu kadar çekici gelen başka bir şeyle daha karşılaşmamıştı.

Asasından çıkan küçük ışık süzmesini sayfaların üstünde gezdirmeye başladı, daha önce hiçbir yerde karşısına çıkmamış büyüler ve lanetler görmüştü. Hızlı hızlı sayfalarını karıştırmaya başladı, kitabın daha başlarında bulunan bir bölüm bile geri kalanının ne kadar korkunç olduğunun göstergesiydi.

ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin