1. Başlangıcı Olmayan Sonlar

986 147 157
                                    

My Will, Aleah

____________

İNCİ DOĞAN

İlk çağda insan denilen varlık kendini doğanın hırçın ortamında buldu. Zaman geçti insan gelişti, aradan milyonlarca yıl geçti insanoğlu yerleşik hayatta yine çareyi doğada aradı. Dağ evleri, kamplar, avlar, yürüyüşler, yogalar, ormanlar hep insana huzur verdi. Aradan yıllar geçti. İnsan gelişti ama değişmedi. Yaratıldığı ilk an kendini nerede bulduysa milyon yıl sonra yine kendini orada huzurlu hissetti.

Ben de huzurlu hissettim.

Hayatla olan bağımı koparmaya geldiğim bu yerde korkuyu da huzuru da sertçe birbiriyle kavga içerisinde olan dalgalara bakarken hissettim.

Huzur, sadece düşünceden ibaretti. Mekana veya zamana bakmazdı. Olması gerekeni, olacak olanı da umursamazdı. Sadece o an; o anla ilgiliydi.
Sonunda ölüm de olsa ölümün getireceği özgürlüğü isterdi.

Korku; mekan, zaman ve hislerden ibaretti. Özgürlüğü arzularken ölümle yüzleştirirdi.

Kaçmak isterdi. Kalmak isterdi.
Çünkü ölümü arzulatan da oydu.

Ben bu iki duygu arasında sıkışıp kalmıştım. Fakat her çıkmazın ardında bir pes ediş vardı. Kendime pes ettim. Babama, geleceğim için kurduğum bütün hayallere pes ettim.

Kendim için mücadele etmiştim. Bu mücadelen vazgeçirildim. Çünkü onlara göre kendisi için bile mücadele eden biri olmamalıydım.

Hayattan da vazgeçirildim. 15 Kasım 2021 yılında, Güneş'in yeni doğmaya başladığı bu ıssız sabahta, kurtuluşu en büyük korkumda bulduğumu sandığım bu derin suların onlarca metre yukarısında son defa beni bir uçurumun kenarına bıraktılar.

Hayat, benim bile pes edeceğim kadar zordu. Hayat, kendisinden umut etmeyi bırakacağım kadar sevgisizdi. Hayat, bana kendinden yer vermeyecek kadar dolu doluydu.

Köşesinde durup da izleyeceğim kadar yeri bile yoktu bana.

Sığamadım. İki katlı o eve, babamın göğsüne, annemin kalbine, abimin kanatlarının altına, kendi hayatıma...
Fakat bir yer vardı. Dakikalardır gözümü diktiğim sınırın, ufuk çizgisinden de öte, ailemin gardından, duvarlarından ve kalplerinden öte gidebileceğim, beni muhteşem bir hoşnutla karşılayacak bir yer vardı.

Orası başlangıcımın olmadığı bir sondu.

Rüzgârın şiddeti arttı. Uzun saçlarım yüzüme değerek köklerini terk etmek istedi.

Bulunduğum yükseltinin kenarına henüz ulaşamamış olsam da rüzgar bana düşüyormuşum gibi hissettirdi ve kalbime iğne batar gibi oldu.

Bu bir savaştı; içimdeki savaştı; ve sanki karşımda ayna vardı. Aynada kendimi değil denizi gördüm. Sert dalgalar birbirlerine çarpıp yok oluyordu ve sonra tekrar daha büyük dalgalar oluşuyor birbirlerini yutuyorlardı.
Benim gibi doğa da kendiyle kavgalıydı.

Zamanın giderek daraldığını hissettim, oysa saatlerdir buradaydım, istediğim zaman bunu sonlandırabilirdim. Fakat bana bunun için de kızacağından korktum.

Ölümle aramda beş adım vardı.

OKAN DUMAN

Onunla aramda birkaç metre vardı.

SARMAŞIKLARI KURTARMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin