"Biraz daha dayan!" diye bir yandan nefes nefese kalmış bir halde elimden tutarak koşarken sesli bir şekilde konuştuğunu duydum Aras'ın. Ardından da ona cevap vermeden onun peşinden zorlanarak koşmaya devam etmiş ve nefes nefese kalmama aldırmadan onu takip etmiştim.
Olaylar fazla hızlı gelişmişti.
Hastanedeki haberi duyar duymaz hepimiz tedirgin olmuştuk ve herkes ailelerini aramaya koyulmuştu, ancak şehrim belirli kesimlerinde birden ortaya çıkan zombi istilası baş göstermiş ve tüm şehri alarm durumuna geçirmişti. Başta insanlar, haber spikerleri de dahil olmak üzere, bu durumu şaka sansa da, birkaç saatin ardından sosyal medyada hızla yayılmaya başlayan görüntülerin ardından insanlar diken üstünde hareket etmeye başlamıştı. Yollardaki araçlar yüzünden ulaşım tamamen kıt bir konuma yükselirken market rafları şimdiden tükenme noktasına ulaşmıştı.
Bu zombi istilasının kaynağı tabiki de apaçık ortadaydı.
Merkez, kilit altında tuttuğu bozuk denekleri şehre öylece salıvermişti ve görünüşe göre bu denekler, kendi hastalıklarını normal insanlara da bulaştırabiliyordu.
Korkunç ve alışık olduğum bir manzaraydı, ki zaten durumu korkunç yapan şey biraz da alışık olmamdı sanırım.
Aklıma ilk gelen isim Litia Foster olmuştu, yani benim bildiğim ismiyle Tia... Açık bir şekilde onun zombileri kontrol edebildiğini görmüştüm ve bu bizim için büyük bir avantaj olabilirdi ancak şu an ona ulaşmam mümkün değildi. Herhangi bir telefonu veya iletişim adresi olup olmadığını bilmemem bir yana, nereye gidebileceği ile ilgili bir fikrim de yoktu. Aslına bakarsak, ailesiyle ilgili pek fazla bir şey hatırlamadığını ve ailesini bulmak istediği durumunu göz önünde bulundurursak, kesinlikle Tia'nın yararlanacağı yegâne kaynak Merkez'in kayıtları olacaktı.
Merkezin arşivinde Tia'ya ait olan dosyayı bulursam, Tia'yı da bulurdum.
Ancak, şu anlık bu fikri askıya almam gerekecekti. Aras, hastanedeyken defalarca ailesini aramayı denese de hiçbirine ulaşamamıştı ve onların zarar görmüş olabilme düşüncesi bile onu oldukça tedirgin eden bir durumdu. Şehrin merkezi taraflarından buralara kadar gücümüzle bir şekilde hızlıca gelmeyi başarmıştık, ancak bir süre sonra bu da tükenmiş ve koşmak zorunda kalmıştık.
"Az kaldı." diye mırıldanan Aras'la birlikte bakışlarımı, ileride görünen Aras'ın evine çevirmiş ve bacaklarımda kalan tüm kuvvetimle koşmaya devam etmiştim.
Burada benim diyebileceğim bir şeyim kalmamıştı ancak, onun diyebileceğim çok fazla şey vardı. Onun korumak istediği çok fazla değerli şeyi vardı, ve bunlara zarar gelmesi kesinlikle beni bile yaralayabilirdi.
Anne şefkatini öğrendiğim ilk kadının zarar görebilme düşüncesi, içimi acıtmıştı.
Koşarak bahçeden geçip evin kapısına geldiğimizde, kapının zaten açık olması bizi iyice tedirgin ederken Aras'ın hızlıca içeriye girmesi, içerideki tüm kafaların bize dönmesine sebep olmuştu.
Elim, Aras'ın elinden kayarak boşlukta sallanırken, nefesim kesilmişti.
İnsanın korktuğu şey başına gelince böyle mi hissediyordu?..
Defne teyze ve Ali amca koltukta yan yana tedirgin yüzleriyle otururlarken, karşılarında duran bir düzine silahlı asker ve onların önünde herkesi sorgularcasına dikilen Zerter Carlai dikiliyordu.
"Ah..." diyerek beni fark etmiş gibi gülümseyen yüzünü bana çevirmişti Zerter. "Onur konuğumuz da geldiğine göre, daha fazla sorguya gerek yok." dedikten sonra hızla belinden çıkardığı silahı Defne Teyzeye doğrultup ateşlemişti. Bunun olmasıyla birlikte Ali amca refleks olarak eşini sıkıca sarmalayarak kendilerine doğru gelen kurşunu gözlerini sıkıca kapatıp öylece beklerken havada yavaşlayarak duran ve hemen ardından da yere düşen kurşunun sesiyle birlikte gözlerini aralayarak önce kurşuna, sonra Zerter de arkasındaki askerlere, ardından da bize bakmıştı.
Burnumdan çeneme doğru süzülen kanı elimin tersiyle silerek dümdüz bir ifadeyle Zerter'a bakmaya devam etmiştim.
"Evet." dedim donuk bir sesle doğrudan gözlerinin içine bakmaya devam ederken. Ardından söylediğim kelimeler, ağzımdan yankılanırcasına dalga dalga çıkmış ve bu ses dalgalarını herkes rahatça görebilmişti. "Sorgu bitti."
Cümlem biter bitmez, askerlerin hepsi bilinçizce yere yığılmıştı.
Aras'ın arkasından çıkarak ağır adımlarla Defne Teyze ve Ali amcaya siper olurcasına Zerter'le aralarına girmiş ve dümdüz bir ifadeyle Zerter'in yüzüne bakmaya devam etmiştim. "Biliyor musun?" diye konuştum düz bir sesle. "Bazen gerçekten göründüğünden daha salak olduğunu düşünüyorum."
"Sen de göründüğünden daha cesursun." diye karşılık veren Zerter'ın yüzündeki gülümseme, insanı rahatsız edebilecek bir derecede sabit kalmıştı. "O parmaklıkların beni tutamayacağını ve tüm bu silahlı korumalarımızın işlevini oldukça iyi bilmene rağmen hiçbir hazırlık yapmadan karşımda öylece dikilebiliyorsun. Bazen kararlarının zekice mi yoksa salakça mı olduğunu gerçekten ciddi ciddi sorguluyorum."
"Hazırlık mı?" diye konuştuktan sonra ağırca yüzümde beliren gülümsemeyle birlikte mutfaktan gelen ince bir tıkırtı sesinin ardından mutfaktan fırlayarak Zerter'in boynunun etrafına bir çember oluştururcasına dizilen otuz kadar bıçak ağırca onun boynunun etrafında tehditkârca dönmeye başlamıştı. "Cidden hazırlık yapmaya ihtiyaç duyuyormuş gibi mi görünüyorum?.. Beni kendinle karıştırma. Bir grup çocuğu yakalamak için elindeki tüm kaynakları kullanmana rağmen, bir çocuk tarafından hapse atıldın sen."
"Ah, çocuklar tarafından yenilmeme mi laf ediyorsun?" diyerek gülümsemeye devam eden Zerter başını yana eğerek bir süre yüzüme baktıktan sonra yüzündeki gülümseme birden solmuş ve konuşmak için ağzı yeniden aralanmıştı. "Belki senin de bir çocuk tarafından yenilmen; durumu daha iyi anlamana yardımcı olur, ne dersin?"
Anlamamış bir ifadeyle kaşlarımı çatmama gerek bile kalmadan, zaten açık olan dış kapı tamamen aralanmış ve on dört yaşlarında gibi duran koyu saçlı çocuk ağırca içeriye yürüyerek Zerter'in yanında durmuştu.
Bu çocuğu daha önce de görmüştüm.
Emily'e sarılan çocuktu, ve sanırım o yaratığın kardeşiydi.
"Kayra'yla şimdi mi tanışmak istersin, yoksa ona karşı kaybettikten sonra mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya Askeri 2 [Final]
FantascienzaRüya Askeri'nin devam kitabıdır... NOT: REKLAM YAPANLARIN YORUMLARI SİLİNECEKTİR.