Luke ile olan geçmişi okumaya hazır olun...
6 ay önce
Önümdeki evrakları okurken bir yandan da kahvemi içiyordum. Gerçekten bu kadar uzun ve sürekli tekrar ettiğini düşündüğüm şeyleri okumak çok zordu.
"Sıkılmadın mı?" Luke'un sesini duyduğumda gülümsemiştim. Kapıya yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş gülümseyerek bana bakıyordu. Onu her gördüğümde böyle gülümseyerek bana bakmasına bayılıyordum.
"Çok sıkıldım." Dedim evrakları önümdeki masaya resmen fırlatarak. Buna gülmüş ve yanıma doğru gelmeye başlamıştı.
İki ay önce ortaklık için sözleşmeler imzalanmıştı. Şirketler birleştiğinden beri Luke ve ben sürekli yan yanaydık. Babam hisseleri Michael ve bana devredeceğini söylediği için işi öğrenmek için çabalıyordum. Ah tabi, Luke Hemmings ile flört etmek de hoşuma gitmiyor değildi.
Masaya yaslandı ve konuşmaya başladı. "Yemek yiyelim mi?"
"Sen mi yapacaksın?" Dedim dalga geçerek.
Gülümsedi. "Nereden bildin?"
"Şaka yapmıştım." Ayağa kalktım ve şaka mı yapıyor acaba diye suratını incelemeye başladım.
"Hatta çoktan hazır desem daha da şaşırır mısın?"
"Peki ya gelmeseydim?"
"Asistanınla konuştum hiçbir planın yoktu."
"Belki asistanımın bilmediği bir programım vardı, nereden biliyorsun?"
"Michael'a sordum."
Gülmeye başladım. "Michael'a mı sordun?"
"Evet." Dedi ceketimi sandalyemden alırken. Giymem için bana yardımcı olurken fazlasıyla yakınımdaydı. "Kız kardeşiyle artık bir yemek yemem gerektiğini söyledim." Önüme düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve elini oradan çekmedi. "Gerçi biraz geç kaldık ama... İster misin bilemedim."
"Düşünmem gerek." Parmakları saçlarımın arasında hareket ettiğinde yutkunmuştum. "İsterim."
***
Luke'un evine gelmiştik. Adını bile bilmediğim harika bir çorba yapmıştı. Biftek ve pilavını yerken mest olmuştum. Bu kadar güzel yemek yapması benim yemek bilgimi resmen sıfırlamıştı. En güzel yaptığım yemek salçalı makarnaydı.
"Gözlerin kapanıyor." Dedi kanepede yanıma oturduktan hemen sonra. "Yoksa uykunu mu getirdim?"
"Yemekler o kadar güzeldi ki mayıştım." Başımı kanepeye yasladım ve ona doğru döndüm. "Eline sağlık."
Benim yaptığım gibi başını kanepeye yasladı ve aramızdaki mesafeyi kapattı. "İstediğin her zaman yapabilirim. Yemek yapmayı çok severim."
"Her akşam istesem olur mu?"
"O zaman her akşam bende kalman gerekebilir."
İkimizde gülerek birbirimize baktık. Duraksadı ve yüzümü incelemeye başladı. "Bazen bana o kadar güzel bakıyorsun ki gerçekten bana mı bakıyorsun diye çelişkiye düşüyorum." Elimi ellerinin arasına aldı ve parmaklarını oynatmaya başladı. "Bazen de öyle bir bakıyorsun ki kaçtığını hissedebiliyorum."
"Ben sadece-"
"Bu yüzden bu kadar süredir bir kere bile bir adım ilerisine gidemedim."
"Kendimi kaptırırım diye korkuyorum."
"Neden?"
"Ya kaptırdığım anda olmayacağını anlarsak?"
"Peki," dudaklarıma doğru yanaştığında nefesimin kesildiğini hissettim. Çoktan kendimi kaptırmıştım kendimi boşu boşuna kandırmamın hiçbir manası yoktu. "Ya ben sana çoktan kapıldıysam?"
Dudağıma minik bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. O kadar güzel hissettirmişti ki onu tekrar öpmek istiyordum.
"Olmayacağını düşünsem bu kadar çabalamazdım Heaven."
Kendimi tutamadım ve bu sefer de ben onu öptüm. Alt dudağını dudaklarımın arasına aldığımda beni belimden kavrayıp kendine doğru çekti. "Keşke sana daha erken yemek yapsaydım."
"Ne kadar erken?"
"Seni ilk gördüğüm zaman kadar erken."
Dudaklarıma tekrar yanaştığında ellerimi ensesinde birleştirdim ve kendime doğru çektim. Onu üzerime çektiğim gibi elim gömleğinin düğmelerine uzandı. Gömleğini hızla çıkardığında gülerek ona baktım. Göz göze geldiğimizde bir eli yanağıma doğru uzandı ve yanağımdan öpüp gülümseyerek bana baktı.
Galiba bu sefer kalbimi daha az kıracak birine aşık olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven
Fanfiction"Adın Heaven olmasına rağmen nasıl oluyorda etrafındakileri yakmakta bir numara oluyorsun?" •CalumHood&LukeHemmingsFanfiction•