6 Ocak 2006 Prt1
Dışarıdan gelen seslerle irkilerek uyandım. Neydi bu... çığlık? Belki, bilmiyorum. Derin bir nefes aldım ve onun kokusunu içimde hissettim. Yüzümde aptal bir gülümseme oldu. Elimi sağıma attım yoktu.
Doğruldum ve etrafıma bakındım. Kalktım ve küçük odada ki banyoya doğru gittim. Kapıyı tıklattım "J... orda mısın?"ses yoktu yavaşta kapının kolunu indirdim. Tabiki orda değildi. Yeniden bir çığlık duymamla yerimde sıçradım. Bu seferki daha seliydi, daha acılı...Korkarak cama yaklaştım perdeyi aralayarak dışarıya baktım her zamanki ıssızlığını koruyordu. Hurdalığın ortasında terk edilmiş bir apartmandı burası. Kimsenin yaşamak istemiyeceği bir türdendi ama J burda yaşıyordu. O farklıydı. Hiç kimsenin yapmak istemeyeceği şeyleri yapar, kimsenin gitmek istemeyeceği yerlere giderdi.
Tanıştığımızdan beri onu tanımaya çalışıyorum. Tabi onun izin verdiği kadarıyla. Mesela adı. Ona adını sorduğumda "J" demişti tam adını dediğimde ise bu kadarı sana yer demişti. Bir adın nesi bu kadar saklayacak kadar önemli olabildi ki? Yaşını sorduğumda "Senden büyüğüm" dedi umursamamıştım. Zaten neden sordum onu da bilmiyorum. Normal insanlar tanışırken sorarlar.... dimi?
Her neyse onun hakkında bildiğim şeyler şimdilik bu kadar. Benimle pek konuşmaz. Genellikle konuları ben açarım. İşini bile doğru düzgün bilmiyorum. Tek bildiğim bir şeyler(?) sattığı. Benim satın aldığım şeyler gibi mesela.
Tekrak bir çığlık duymamla düşüncelerimden arındım. Merakım artmıştı. Dış kapıyı açtım ve yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başladım. İndikçe sesler daha da net geliyordu. Ağlama ve inleme sesleri birbirine karışırken J'in kahkahaları sesleri tamamlıyordu. Bodrum katına geldiğimi anladığımda hafif açık olan demir kapıya baktım. Sesler aynı şekilde devam ederken merakım ve korkum daha da artmıştı. Yavaşça kapıyı açtım. Biraz ilerledim ve gördüklerimle seçimimin ne kadar yanlış olduğunu bir daha anladım.
Duvarda bir adam(?) asılıyıdı. Her yerinden kanlar akıyordu. J elindeki bıçağı hızlıca adama fırlattı. Attığı bıcak adamın koluna girmişti. Adam boğazını yırtarcasına bağırınca J tekrar kahkaha atmaya başladı.
"J"
J'in sesimi duymasıyla bana doğru döndü. Yüzündeki sırıtışın aniden kaybolmasını izledim.
"Burda ne işin var?" Korkmuş ifademle yüzüne baktım. Gömleği kan olmuştu. Yara olan ellerinden adamı öldürürcesine dövdüğü kaçınılmaz bir gerçekti. Bana doğru gelmeye başladı. Geri geri yürümeye başladım. Yüzümden yaşlar ben istemesemde düşüyordu. Bunu umursamaıyordum. Umursadığım tek şey seçtiğim yolun hiç güzel beklediğimden daha kötü olmasıydı.
Hızlıca oradan çıktım. Merdivenleri o an nasıl çıkıyordum bilmiyordum. Birkaç kez takılıp düşmüştüm. Arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordum. Önümdeki çıkışı görünce daha hızlı koşmaya başladım. Binadan çıktığımı anladığımda nereye gittiğimi bilmeden koştum ve koştum. En son taksi durağına geldiğimi anladığımda bir taksiye bindim. Evimin adresini tarif ettiğimde adamın ters bakışlarına maruz kalmıştım. Bunu umursamadım ve ağlamaya devam ettim.
Eve geldiğimizde taksimetreye baktım. Ceplerimi yokladım. Adama baktığımda yüzünde tuhaf bir sırıtış vardı. "Paran yoksa başka bir şekilde de ödeyebilirsin tatlım" dedi. Ne ima ettiğini anladığımda panikledim ve arabadan inmeye çalıştım. Kilitliydi. İste asıl şimdi s*çmıştım.
Not: "J" i "jey" diye okursanız daha anlamlı olur :)