Soğuk Algınlığı

47 8 0
                                    

6 Ocak 2006 Prt2

İşte asıl şimdi s*çmıştım.
...................................................................

Arabanın camının kırılmasıyla hafif bir çığlık attım. Camı kırana baktığımda onun J olduğunu anladım. Arabanın kilidini açıp beni arabadan indirdi. Korkmuş olduğu belli olan taksicinin yanına gitti ve onun kapısını açtı. Eğilip kulağına bir şeyler söyledi. Biraz para verdi ve taksici toz olup gitti.

Yanıma geldi ve üstündeki ceketi bana giydirdi. Hala pijamayla durduğumu o an anlamıştım.

Biraz yürüdükten sonra evin kapısına geldik. Anahtarlarımı kendi cebinden çıkardı ve kapıyı açtı. Geçmem için müsade etti. Evin ışıklarını açtım ve uzun süredir gelmediğim soğuk tek odalı evime baktım. Evin ısınması için gidip şofbeni açtı. Çekyatın altından çarşaf ve iki tane battaniye aldı, çekyatın üstüne serdi.

"Uykun yok mu?"

"Uyku mu bıraktın ki?!" kendi kendime söylenirken mutfağa gidip su ısıtıcısına su koyup kaynamasını bekledim. İki bardak çıkarıp içine en sevdiğim güllü çay poşetlerinden koydum ve suyu ekledim. Yanına gittiğimde çekyatımda uzanmış bana baktığını gördüm. Çayı görünce doğruldu ve çayı elimden aldı.

"Senin için olduğunu söylememiştim."
"İki tane içebileceğini sanmıyorum. Yatağa işemeni istemeyiz." dedi ve çayını içmeye başladı. Yüzünü buruşturup
"Bu ne be?"
"Çay."
"Şekersiz çay mı olur?"dedi mutfağa ilerlerken.
"Evde şeker yok." diye onu uyarlama rağmen ordan burdan bulduğu paketlenmiş iki tane küp şekerle geri döndü.
"Ne zamandan oldukları belli değil." omuz silkti ve paketleri açıp çayına ekledi.

Aramızdaki uzun sensizliği bozan o oldu. "Biraz önce tam olarak ne gördün bilmiyorum ama bunlar hep olağan şeyler. Benim işim bu adam öldürmek bunu öğrenmek isteyen sendin."

"Bu adam öldürmek değil resmen işkence etmek. Benden böyle şeyler yapmamı bekleyemezsin. En iyi ne biliyor musun? Biz bu anlaşmayı bozalım. Bak kimseye söylemem söz."

Güldü.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Anlaşmayı bozmak? Anlaşmayı bozarsan sonu ölüm olur. Anlaşmanın birinci maddesi. Bilmiyor musun? Bu kadar aptal olduğunu bilseydim başında izin vermezdim!"

Derin bir nefes aldım ve kendimi yatağa bıraktım.
"Tamam anlaşmayı bozmayalım/bozamam zaten de, ben böyle şeyler yapamam."

"Merak etme yakında alışırsın. Sonra ne kadar zevkli bir şey olduğunu anlarsın. Sonrada bir hobi haline gelir. İnsan öldürmek."

.........................................................

Sabah battaniyelere sarılmış bir şekilde uyandım. Hala üşüyordum. Başıma konan soğuk bir şeyle irkildim.
"Hasta olacağını biliyordum."
"Soğuk." kısık sesle söylediğim sözlerimin üzerine aldığım cevap koltuk altıma sıkıştırılmış bir termometre oldu.

Uyku isteğim tekrar kendini göstermeye başlarken vücudum buna karşı çıkmış ve karnım guruldamıştı.
"Lapa yapmıştım getireyim." deyip mutfağa koyulan J'e baktım. Gözlerinin altında hafif morluklar oluşmaya başlamış ve yüzü çökmüştü. Ne zamandan beri uyumuyordu?

Yanıma geldiğinde tabağı masaya bırakıp koltuk altımdan termometre aldı.
"Ateşin düşmüş. İyi." termometre bırakıp doğrulmama yardım etti. Tabağı aldı, yanıma oturdu ve kaşığı doldurup bana yöneltti. Başımı iki yana sallayıp
"İştahım yok." dedim. Derin bir nefes aldı.
"İşi zorlaştırma, sadece yesen olmaz mı? Hı?"
"İştahım y-" sözüm ağzıma tıkılan kaşıkla yarım kalmıştı. Lapa sıcaktı ve ağzımı yakıyordu. Ağzımı açtım ve tuhaf tuhaf sesler çıkarmaya başladım. Ellerimi yelpaze olarak kullanarak biraz olsa soğutmayı denedim. Biraz olsun soğuyunca lapayı yuttum.
"Ağzımı yaktın! Yemiyorum!"
"Ne diye gecenin bir yarısı bu halde dolaşırsın ki!? Yemezsen yeme! Seninle mi uğraşıcam" deyip lapayı sert bir şekilde masaya koydu ve gitti. Umursayacak enerjim olmadığından tekrar yattım ve kendimi uykuya teslim ettim.

TercihHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin