↬9↫

1K 74 211
                                    

-
9 Aralık Perşembe, saat: 08.44, beden dersinden selamlar☀️🕊

İyi okumalar🍃
-

Gözlerini cumartesi gününe açmıştın. Dün Eren ile birlikte sözleşmiş, bugün dışarı çıkacaktınız.

Kalkıp yatağını topladın ve banyoya geçerek günlük rutinlerini hallettin. Odana döndüğünde yüzünde ufak bir tebessüm vardı. Eren ile bir haftanın ardından ilk defa randevuya çıkacaktınız.

Saat 13.14'tü ve siz 14.00'da evden çıkmak için sözleşmiştiniz.

Kıyafet dolabına yöneldin ve üzerine birkaç parça kıyafet çıkardın. İçinde beyaz bir badi, üstünde ise gökyüzü mavisi renginde tulum vardı.

Sırt çantanı da alarak odadan çıktın ve mutfağa doğru yöneldin. Sasha, sucuklu yumurta yapıyordu. İşine o kadar konsantre olmuştu ki, senin birkaç şey atıştırdığını bile görmemişti.

Mutfaktan çıkmadan önce ona seslendin.

"Ben gittim!"

"Hey, nereye??"

"Eren ile buluşacağız!"

Evden çıktın ve sakin adımlarla opera binasına doğru ilerlemeye başladın. İlk baş opera izlemek istemiştiniz. Sonrasında ise lunaparka gidecektiniz.

Saat ikiye yakınken sen varmıştın. Karşı kaldırımda duran Eren'i gördüğünde kıkırdayarak yanına gittin.

"Erken geleceğinden haberim yoktu."

Eren, kolundaki saate bakıp tekrar sana döndü.

"Seni bekletmek istemedim. Hadi, gel." Dedi ve seni elinden tutarak binaya doğru yürümeni sağladı. Sende sessizce onu takip etmeye başladın.

Gelmeden önce rezarvasyon yaptığınız için bir sorun yaşamamıştınız ve geniş odadaki yerlerinizi almıştınız.

İkiniz yan yana oturduğunuzda Eren, gülümseyerek sana baktı.

"Çok güzelsin (y/n)."

Utançla gözlerini sahneye çevirdin ama Eren, eliyle çenenden tutarak ona bakmanı zorladı.

"Sana her güzel dediğimde böyle utanıyorsan yatakt-" derken Eren'in ağzına vurdun.

"E-eren... Ne diyorsun?!"

Eren gülerek ellerini dudaklarından çekti ve öptü.

"Şaka yapmıştım. Şaka!" Derken onun bu hâline dayanamadın ve sessizce gülmeye başladın.

On dakika içinde opera başlamıştı. Sen ise kafanı arkaya yaslamış ve gözlerin kapalı bir şekilde farklı müzik aletlerinin muhteşem uyumunu dinliyordun. Opera dinlemek seni rahatlatıyordu. Klasik müziklere oldun olası âşıktın.

Zaman kaybetmemek adına kısa bir opera seçmiştiniz. Müzikler otuz dakika içinde bittiğinde mayışmış bir şekilde ayağa kalkmıştın. Eren, bu hâline ufak bir kahkaha atıp iki kolunu da beline sarmıştı.

"Çok tatlısın (y/n)... Beni... Beni deli ediyorsun." Diye fısıldadı kulağına. Ardından yanağını öptü ve hemen senden uzaklaştı.

"Hadi, geç kalmayalım."

Saatine baktın ve onu onayladın. 15.10'du.

Bir taksiye bindiniz ve lunaparka doğru yola koyuldunuz. Biraz fazla trafik olduğundan on beş dakikada varmıştınız.

Büyüleyici bir şekilde lunaparka bakıyordun. Buraya kaçıncı gelişindi, bilmiyordun fakat yeri çok hoştu. Eren, ellerini tekrar senin ellerinle birleştirdi ve içeri girdiniz.

Uzun ısrarların sonucu korku trenine binecektiniz. Eren, korktuğu için huysuzluk yapıyordu.

"Ben korkmuyorum (y/n)!"

"Tabi, tabi. Kesin öyledir." Derken bir yandan da Eren'i korku trenine doğru sürüklüyordun.

"Bak, öperim seni!"

"Mızmızlanmada binelim şu trene."

Birkaç dakikanın ardından trene binmiştiniz. Sen etrafına bakınırken Eren, iki eliyle kemeri sıkıca tutuyordu. Gözlerini devirdin ve gülümseyerek Eren'in dudaklarına ufak bir öpücük kondurdun.

"Hâlâ korkuyor musun?" Diye sorarken tekrar öptün. Ama bu seferki öpücüğün daha uzun sürmüştü. Karanlık nedeniyle kimse size dikkatli bakmadığı sürece öpüştüğünüzü göremiyordu.

"Bakıyorum da o utangaç kız gitmiş, yerine tam da yatağa atılmalık-"

"EREN! Bence korkun gitti senin!" Dedin sinirle.

"Ha-hayır. Bir daha öpsene..." dedi Eren yavru kedi gibi gülümseyerek.

"Çok beklersin." Dedin ve önüne döndü.

Tren hareket etmeye başladığında tiz bir çığlık sesi duydun. Ve bu tam da yanından gelmişti.

Şaşkınca Eren'e baktığında sana gülümsedi ve kaçamak bir bakış attı.

"Böcek gördüm."

"Hıhım.." dedin inanmadığını belirterek.

On dakika sonra korku treninden inmiştiniz ve bir daha Eren ile birlikte korku trenine binmemek için yemin içtin.

-FLASHBACK-

"AAAĞĞĞHHHH!"

"EREN, REZİL EDİYORSUN BİZİ!"

"KORKUYORUM (Y/N)!!"

"KORKMAMAN KONUSUNDA İTİRAZ ETMESEYDİN BEN TEK BİNERDİM!.."

"İMDAAAĞĞTT!!"

-NOW-

Eren, korku dolu ve mide bulandırıcı bakışlarla az önce çıkmış olduğunuz korku trenine bakıyordu.

"Hadi gidelim Eren." Derken kulaklarına gelen şarkı sözleriyle olduğun yerde durdun.

"Kızıl bir gece gibi karanlıkta saklanıyor."

"Korkunu gizleyebilirsin. Yalan söyleyebilirsin, canım."

"Bu şekilde hayal etmeye devam et. Kana bulanmış kanatlarını aç!"

Hafiften dolan gözlerine Eren'e doğru baktın. Bir sene öncesine kadar Eren ile konuştuğunuz zaman aklına geldi. İkiniz de bu şarkıya âşıktınız.

"Yanlış olan ne? Doğru olan ne? Neye inanmalı?"

Gözlerin, Eren'in gözleriyle buluştuğu zaman iki elini de tuttu ve kulağına o şarkının devamını fısıldadı.

"Düşen bir melek gibi zamanın rüzgârları tarafından düşürülüp sürükleniyor."

"Yıldızlı bir gecede, bir tanrıça gibi sarıyor beni!"

"Senin gibi sonsuzluğa taşıyor."

"Cennete uç..."

Ve sarılan bedenleriniz bir daha ayrılmamak üzere birleşmişti.

-
Bölüm sonu...🍃

Red Swan :')
-

ᴍᴀsᴀᴅᴀᴋɪ ɴᴏᴛ (ᴇʀᴇɴ x ʀᴇᴀᴅᴇʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin