Sabah uyandığımda karşımda beni izleyen Seo Jun'u gördüm.Gülümsedi.
"Günaydın."
Gerinirken ona cevap verdim.
"Günaydın."
"Sanırım uyanamadınız yüzbaşım?"
Gözlerimi devirdim.
"Siz de hiç uyumamış gibisiniz Avukat Bey?"
Kapı çaldı.Yerimizde doğrulduğumuzda odaya önce Eva sonra annem girdi.
"Günaydın kızım."
Gülümseyerek yanıt verdim.
"Günaydın anne.Kızım rahat uyudun mu?"
Onu kucağıma alıp öpmeye başladım.
"Ben kahvaltıyı hazırlıyorum çağırırım sizi." diyip çıktı annem.
Eva ortamıza uzandı.
"Babacım iyi uyudun mu?Güzel kızım bana kocaman sarılmadı bu sabah"
Seo Jun Eva ile oynarken ben kalkıp üzerimi değiştirdim.
"Eva?"
"Baba?"
"Bebek ister misin kızım?"
Öksürmeye başladım.
"Ne diyosun Seo Jun?"
"Eva'yla konuşuyorum sevgilim."
Arkamı dönüp kazağımı üstüme geçirirken Eva cevap verdi.
"Bebek istiyorum bebek bebek barbie bebek!"
Kahkahamı tutamayarak gülmeye başladım.
"Öyle bebek değil babacım gerçek bebek.Kardeş ister misin?"
Eva biraz durdu.Sanırım soruyu hâlâ kavramaya çalışıyordu.
"Bebek...Erkek bebek?"
Naz yaparak sesini inceltmesine bayılıyordum.Tam şirine kız çocuğuydu.
"Babacım sağlıklı doğsun da cinsiyeti önemli değil.Sen söyle bakıyım istiyo musun istemiyo musun kardeş gelsin mi yapalım mı-"
"ÖHÖHÖHÖÖHHH!!!"
Seo Jun şaşkınca bana baktı.
"Yapalım mı derken?"
"Haa doğru ya leylekler..."
Eva bize bunlar ne diyor gibi baktıktan sonra yataktan indi ve önümde durdu.İşaret parmağını karnıma koydu.
"Buyda bebek buyda."
Seo Junla birbirimize baktık.
"Hayır orda deği-"
"EVET BABACIM ORDA OLCAK ORDA YARINA ORDA OLUR MERAK ETME KIZIM BENİM!"
Seo Jun heyecanla kalkıp Eva'yı kucağına aldı ben ona şaşkın şaşkın bakarken bıkkınlıkla nefes verdim.
"Hadi kızım biz aşağı inelim anne biraz düşünsün" diyip arsızca güldü kapıdan çıkarken poposuna bi tekme indirdim.
"Ah napıyosun?!"
Kapıyı örtüp yaslandım ve biraz düşündüm.Hiçbir şeyi hatırlamıyordum.Ne ailemi ne eşimi...Şu an ilk kez biriyle birlikte olacakmışım gibiydi ve korkuyordum.Aşağıdan adımı duyduğumda hemen aşağıya indim.
"Hadi kızım gel kahvaltı yapıyoruz."
Babamın yanağını öptükten sonra anneme de sarılıp masaya oturdum.Herkesi tek tek inceledim.Aile buydu demek.Aile manevi desteğin en yoğun olduğu,herkesin birbirine dost gibi davrandığı mutlulukta da üzüntüde de birlikte ağladığın bireylerdi.Kan bağı olsun veya olmasın ilk kez aile kavramını bu denli net anlıyordum.Eva'nın kahvaltısını yaptırdıktan sonra Eva babam ve Seo Jun dışarı çıkacaklardı.
"Babacım sen Eva'nın yanında dur da ben üzerimi değiştireyim.Loren kıyafetlerim nerde acaba gösterebilir misin karıcım?"
Bu sözcüklere alışamasam da gülğmseyerek peşine takıldım.Kapıyı kapatır kapatmaz beni kapıya yaslayıp dibime girdi.
"Ayh noldu?"
Heyecandan konuşamasam da Seo Jun gözlerini kapatmıştı ve nefeslerimiz çarpıyordu.Kalbim ağzımda atarken konuştu.
"Bence Eva kardeş istiyo-"
"Ya Kim Seo Jun!!!"
Omzuna bi tane geçirdim.
"Ah!!Ya karım değil misin?Hem Eva tek çocuk olarak mı büyüsün?Ben onu düşündüğümden..."
"Ya ya tabii Eva içindir kesin."
"Evet onun için karıcım.Başka ne için olacakki?"
Küçük çocuk gibi ellerini açmış ikna çabalarına başlamıştı.
"Seo Jun."
"Efendim."
"Ben hazır değilim."
Gözlerini açıp geri çekildi.
"Neden?"
Bıkkınlıkla nefes verdim.
"Ben hiçbir şey hatırlamıyorum ve bu ilk olacak gibi çünkü ilkini hatırlamıyorum.Ve...Hazır değilim korkuyorum."
"Neyden korkuyosun Loren?Benden mi?"
"Hayır öyle değil.Birlikte olmaktan."
Yüzü iyice düştü.Onu üzdüğüm belliydi.Başını eğerek arkasını döndü.
"Kıyafetlerim nerede?"
"Seo Jun...yapma böyl-"
"Kıyafetlerim nerede sevgilim?"
Alıp önüne koydum.
Üzerini değiştirirken sürekli burnunu çekiyordu.Ağlamasından şüphe etsem de yüzünü asla bana dönmüyordu.
"Seo Jun?"
"Efendim."
"Bana kızdın mı?"
Kafasını iki yana salladı.
"Görüşürüz kendine dikkat et geliriz bi saate."
Başını hiç kaldırmadan yanımdan öylece geçip gitti.Peşinden gitmek istesem de gidemedim.Oturup ben de ağlanaya başladım.Kapı çarpma sesi geldiği an gittiklerini anladım.Hıçkırıklarım artıyordu.Kapı çaldı.
"Loren?Annecim iyi misin?"
Kapı açıldı.Annem yanıma koşup bana sımsıkı sarıldı.Ağlamam şiddetkenmişti.
"Noldu bi şey mi oldu kızım? Kavga mı ettiniz yavrum noldu?"
Sadece ağlıyordum.
"Anne...Ben yapamıyorum.Aniden...Aniden bambaşka biri olduğumu öğrendim.Evli çocuklu olduğumu öğrendim.Ben yapamıyorum."
Deli gibi ağlıyordum annemse saçlarımı okşuyordu.
"Seo Jun benden hemen eskisi gibi olmamı istiyor ama ben hiçbir şey hatırlamıyorum.Hiçbir şeye alışamadım.Eva...Eva bile benim kızım değil gibi bi...bi yabancı gibi anne hepiniz...hepiniz öylesiniz.Ben alışamadım ama Seo Jun benden...İkinci çocuk." Ağlamam şiddetlenince annem sımsıkı sarıldı.
"Sen de haklısın yavrum ama Seo Jun sen yokken neler çekti bir bilsen.Zatürreler geçirdi sinir krizleri...Gencecik adam babalığı sensiz nasıl öğrendi biliyor musun? Eva'ya 3 4 ay boyunca bakamadı.Yüzüne bakamadı ağlamasına tahammül edemedi.Sen yoktun kızım.Sensiz ona hayat zehir oldu.Hastanelerde yattı.Onun için çok çok büyük bir mucizesin.Öldü sanıyorduk seni.Sen haklısın yeni bi hayat senin için ama hepimiz için öyle.Biz hâlâ yastaydık kızım hayatımızın sonuna kadar...Gelmeyeceğini biliyorduk.Ama geldin bak burdasın ölmemişsin tanrıya şükür."
Sakinleşmeye başlamıştım.Annem haklıydı.Seo Jun hasretimle yanıp tutuşuyordu.
"Bak kızım.Adam da kendince haklı ama sen ona direkt ben hazır değilim dememelisin.Daha alışmam için zamanım var artık birlikteyiz gibi şeyler söylemelisin.Ondan korktuğunu ona güvenmediğini sanacak."
"Ben hiç böyle düşünmemiştim anne."
"Korkulacak hiçbir şey yok yavrum.O senin eşin hem zaten illaki bu olay olmayacak mı? Eşinle sadece çocuk bakmak mı hayalin? Gezecek tozacak eğleneceksiniz."
Annem öyle güzel konuştu ki duygulanıp tekrar ağlamıştım.
"Siz bugün evinize gidin yalnız kalın hem biz Eva'yı çok özlemiştik.Eva bizde kalsın.Siz de hem konuşursunuz hem biraz düşünürsünüz.Seo Jun'un gönlünü almış olursun ne dersin?"
Başımı sallayıp gözyaşlarımı sildim.
1 saat annemle işleri toplayıp mutfakta kahve içerken kapı çaldı.Koşarak kapıyı açtım.Eva'ya sarıldım.Babamın montunu aldım ikisi de içeri geçince sıra Seo Jun'a geldi.Ellerimi boynuna yerleştirip dudağına kapandım.
"Hoş geldin sevgilim."
Şoka girdi ve utançtan yüzü kıpkırmızı oldu.
"H-hoşbuldum."
"Biraz oturalım da evimize gideceğiz.Eva burada kalacak."
"Neden?"
Montunu çıkartıp astıktan sonra elini belime koyup alnımdan öptü.İçeri geçtiğimizde annemler bizi izliyorlardı.
"Ay yerim sizi ne güzel yakışıyosunuz siz!"
Annemin sözleri üzerine güldük ve masaya oturduk.Biraz sohbet ettikten sonra kalkmaya karar verdik.
"Ben odadan kıyafetlerimizi alıyım."
Eşyalarımızı toplayıp Eva'yı öptük.
"Görüşürüz anne yarın Eva'yı almaya geliriz zaten pazartesi ara tatil bitiyor."
Vedalaştıktan sonra el ele arabaya yürüdük.Arabaya bindiğimizde Seo Jun'un hâlâ bana bakmadığını fark ettim.Biraz yol aldıktan sonra elimi elinin üstüne koydum.
"Neden konuşmuyosun?"
Direksiyonu çevirirken bana baktı.
"Konuşuyorum."
Başımı öne eğdim.Gözlerim dolmuştu.Düşmesini engelleyemedim ve ardı arkası kesilmedi.Arabanın durduğunu anlayınca kafamı kaldırdım.Seo Jun'un eli çeneme değdi başımı kendine çevirdi.
"Neden ağlıyosun? Noldu?"
Ağlamaya devam ederken beni kendine çekti.
"Ağlama yavrum niye ağlıyosun tamam geçti."
Bi süre sarılır halde kaldıktan sonra ayrıldık.Gözyaşlarımı eliyle sildi.
"Ben senin özleminle 2 sene hayattan soğuduğum için seni bir an önce eski haline çevirmek istiyorum."
Gözlerime bakarak konuşuyordu.
"Biliyorum ben sadece alışmak için..."
Yanağımı öptkten sonra dudağımı öptü.Karşılık verdikten sonra geri çekildim.
"Bence de...Eva kardeş ister.Hem dediğin gibi...Yarına karnımda olur bebek."
Arsızca güldükten sonra ona baktım.
"NE?!"
Şoka girmişti.
"Sen ciddi misin?!HEMEN HEMEN GİDİYORUZ UÇUYORUZ EVE!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATIRLA-anonim
Romance"Beni hapse attırmaya çok mu meraklısınız Bayan Yüzbaşı? Zira geride kalan küçük kızımı sizi emanet edebileceğimi sanmıyorum" "Öyle mi Avukat Bey? Dün beni deli gibi öperken öyle demiyordunuz." Lütfen yıldızlamayı unutmayınnn💓