Eternal eclipse Cloak and Dagger
'Peki kaçıp gitsek' dedi adam hevesle 'kimsenin bizi tanımadığı bir yere başka bir gezegene mesela o zaman her şey daha güzel olmaz mıydı?' kadın duyduklarının şaşkınlığıyla sersemlemiş bir şekilde yavaşça adamın göğsünden hafifçe doğrulup şefkatle baktı adamın gözlerindeki hevese 'ama sevgilim' dedi hüzünle 'nereye kaçarsak kaçalım kimliğimizi arkamızda bırakamayız, başka bir gezegen bile yok etmeye yetmez bunu' duraksadı bakışlarını içten içe kendine duyduğu utançla adamın gözlerinden kaçırarak fısıldadı 'kimse kaçamaz kendinden' sözleri en çok kendineydi.
°●■○•4.BÖLÜM•○■●°
~yeni gezegen?~
Yaşanmamış veya yaşanmayacak anıların altında eziliyor insan bazen. Karanlık görüldükten sonra kalıyor mu anlamı aydınlığın? Tartışılabilir tabii, insan aydınlığı görmeden bilemiyor. Mesela ruhumun karanlığa sıkıştığını aydınlığı görünceye kadar bilememiştim ben de, içimdeki beni içten içe yiyen rahatsızlığı refahı buluncaya kadar göz ucuyla bile fark etmemiştim. Kalbimin uçsuz bucaksız arayışını onu buluncaya kadar farkında bile değildim. Aslında bu güne kadar tüm kâbusların ayın yedisine sıkıştığını sanırken asıl kâbusu bu güne kadar yaşadığımın farkında bile değildim. Kırılgan ince bir buzun üzerinde ölmeyi bekliyormuşum bugüne kadar, yaşamak neymiş? Öğrenmeye vaktim hiç olmamış. Bir yerlerde bir senaryo yazılmış ve ben de bu güne kadar bana ait olmayan bir hayattın baş rolünü çalmışım ama şimdi kağıt kalem elimde kendi hikayemin ilk satırını yazıyorum.
Sanki kader baştan yazılmış ve ben yeni hayatıma onun gözerinde merhaba diyorum.
Ağızımdaki iğrenç bir tatla bilimcim yavaş yavaş yerine gelirken, boğazımda gördüklerimin güzel bir rüyadan ibaret olabilme ihtimalinin getirdiği korkunç bir hayalkırıklığı vardı, bir yumru gibi boğazıma dizilmiş yutkunmamı engelliyordu. Göz kapaklarım kendi bağımsızlığını ilan etmiş açılmamak için direniyordu. Kalbim neden sakin atıyordu ki? Hızlı atması lazımdı! güzel bir rüyanın hayalkırıklığını yaşamaya hazır hissetmiyordum kendimi. Bu korku ruhumu bile titretmeye yetiyordu.
"Daha ne kadar böyle uyuyormuş numarası yapacak" bilincim daha tam anlamıyla kendine gelememişken birden bire duyduğum melodik tonda bir kadın sesiyle irkildim. Gözlerim hâlâ tutkala yapışmış gibi kapalıydı fakat bilincimin tüm bulanıklığına rağmen bu sesin bana bir yerden tanıdık geldiğine emindim ama nerden tanıdığım hakında hiç bir fikrim yoktu. Ben daha birinci sesin tanıdıklığını çözememişken "şşttt bizi duyabiliyor" diyen fısıldayan ikinci bir kadın sesi daha duydum sesi doğrudan yatağımın sol tarafından geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENEBRİS: VULCAN
FantasyDaha önce masallardaki kötü cadının hikayesini hiç merak ettiniz mi? Hikayeyi bir de onun ağzından dinleseydik gerçekten ondan nefret edebilir miydik? Ya da küçük prenses düşündüğümüz kadar masum biri miydi? °°°°°°° ~ Bazen bana öyle güzel, öyle bü...