2. Bölüm

131 6 4
                                    

Umut en büyük kötülüktür işkenceyi uzatır.

-Friedrich Nietzsche

~Alec benjamin-Shadow of mine~
~Debussy-clair de lune~

Zorlu ve karanlık bir gecenin ardından güneşin ışaklarını gülümseyerek karşılayabiliyorsan hâlâ, umut vardır orda bir yerlerde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zorlu ve karanlık bir gecenin ardından güneşin ışakları gülümseyerek karşılayabiliyorsan hâlâ, umut vardır orda bir yerlerde.

°●■○• 2.BÖLÜM•○■●°

~kim suçlu?~

Dondurucu bir kış günü kıral saraya gireceği sırada sarayın önünde nöbet tutan asker dikkatini çeker. Askerin böylesine soğuk bir günde üzerindeki ince üniformayla nöbet tutuğunu görünce dayanamayıp yanına gidip ona üşüyüp üşümediğini sormuş. Asker şaşırmış ama alışkın olduğunu söylemiş saygıyla. Bunun üzerine kral dalgınca başını sallamış ve ona onu sıcak tutacak birkaç parça kıyafet göndereceğinin sözünü vererek sıcak saraya girmiş fakat insan aklı işte, askere verdiği sözü unutmuş. Etesi günün sabahı askerin donmuş nâşıyla bir not bulunmuş sarayın duvarının önünde. Not kralaymış:

'Kralım, ben soğukta nöbet tutmaya alışkındım. Fakat sizin sıcak elbise vaadiniz beni öldürdü'

Çünkü asker her gün o soğuk havada nöbetini tutuyor ve soğuğa direnmekten başka çaresi olmadığını biliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çünkü asker her gün o soğuk havada nöbetini tutuyor ve soğuğa direnmekten başka çaresi olmadığını biliyordu. Bu sayede her gecenin ardından doğan güneşi de görebiliyordu fakat o gece kralın sıcak elbise göndereceği düşüncesi onun gücünü azaltmış bir an önce gelecek elbiselerle ısınma hayalleri kurmasına sebep olmuştu. Elbiselerin sıcak tutacağı düşüncesi ile de soğuğa karşı olan savaşını yarıda bırakıp vücudunun nasılsa ısınacağını düşünerek direncini kaybetmişti. Bu da doğacak olan güneşi beklemesine yetmemişti. Çünkü artık umudu doğan güneş değil gelecek olan elbiselerdi ve o elbiselerde gelmemişti. Bla.. bla..bla...2015 facebook hikayesi, bu hikayeyi herkes hayatında bir kez olsun duymuştur. Peki sizce bu hikayede suçlu kimdi? Askere elbise göndermeyi unutan kral mı? Yoksa kralın ona verdiği söze güvenip kendini soğuğa karşı salan asker mi? Bana sorarsanız umut etmek elbette kötü bir şey değildir fakat o umuda bel bağlamak... işte bu sonumuz olurdu. Bir insana yapılacak en büyük kötülüklerden biriydi aynı zamanda, birine umut verip onu o umutla öldürmek.

TENEBRİS: VULCANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin