Aşağıya sizler için bırktığım müzikle okursanız daha iyi olur<3
İyi okumlar;)~Comel Wilczek- Just trust me, i know what to do~
~Blackbriar- İ'd rather burn~Denilene göre gecenin en karanlık ânı, güneş doğmadan hemen önceki birkaç dakikaymış. Kim bilir, belki de günün aydınlığına kavuşmadan önce karanığın en koyusunu atlatmalıyızdır.
°●■○• 1.BÖLÜM•○■●°~Masalın iki satırı~
Bilinmeyen zamanlar, Vulcan
O gün herkes her gün olduğu gibi koca bir kaosun içinde kendileri için bir düzen kurma çabasındaydı. Hiç kimsenin bir saniye durup soluklanacak vakti yoktu. Maraton bir koşuşturma vardı her yerde. Her şey birbirinin zıttıydı, her şey birbirinin aynısıydı. Mesela o saniyelerde biri doğarken, birkaç mil ötesinde ise biri son nefesini veriyordu hasta yatağında. Biri uçağa binerken, bir başkası otobüs kaçırıyordu. Birilerinin gemisi batıyordu okyanusta, bir çocuk kağıttan gemisini sallıyordu suya aynı dakikalarda. Bir başka çocuk sokakta beşinci mendil paketidini satıyordu. Bir genç arkadaşlarıyla konsere gidiyor, bir başkası aşık oluyordu ilk defa. Söylediğim gibi kimsenin bir saniye durup soluklanacak vakti yoktu, herkes koşuşturuyordu ordan oraya. Kısacası günün diğer günlerden hiçbir farkı yoktu. Herkesin kendine özgü bir hikayesi, kendi acıları, kendi yaşanmışlıkları vardı. Tam o sıralarda herkesin yaşantısından ayrı bir kelebek doğmuş, kozasını benim zihnimde yırtmıştı. Herkesin bir hayatı vardı ama birileri ilk defa 'kötü' birinin hayatını merak etmiş ve bir masalın ilk cümlesi orda yazılmıştı. Bana da iki satır cümle düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENEBRİS: VULCAN
FantasíaDaha önce masallardaki kötü cadının hikayesini hiç merak ettiniz mi? Hikayeyi bir de onun ağzından dinleseydik gerçekten ondan nefret edebilir miydik? Ya da küçük prenses düşündüğümüz kadar masum biri miydi? °°°°°°° ~ Bazen bana öyle güzel, öyle bü...