-Bunun gerekli olduğunu sanmıyorum Sehun! Beni öpmek istiyo olmayasın?
Ona babamı unutması için bir öpücük teklif etmiştim ama ah bu moruk neden bu kadar zeki?
-Moruk ben ciddiyim belki onu unutursun hem seni öpmek istediğim için falan değil!
O güzel dudaklarından çıkan kıkırdamalar beni büyülerken onun kabul etmesi için elimden geleni yapmaya karar verdim. O bıkana ve evet diyene kadar bunu tekrar ve tekrar sorucaktım!
Ne olursa olsun bu dudakları istiyorum!
-Hyung gülme!
Gözlerinden kan yaşı silip gülmemek için kendini tutuyordu. Tanrım şu an ne kadar tapılası duyduğunu biliyor mu acaba?
-Tamam tamam.
Aramızdaki güzel havayı bozan telefonuma küfredip kim olduğuna bile bakmadan telefonu açtım.
-Ne var?
-.....
-Tabiki de yaşıyorum seni gerizekalı!
-....
-Ne? Sormam gerek bekle.
Göz devirip telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.
-Moruk arkadaşlarım beni ziyaret etmek istiyormuş falan filan. Sorun olur mu?
Moruk gözlerini bi kaç kez kırpıştırıp omuz silkti.
-Elbette onları çağırabilirsin Sehun.
-Gelebilirsiniz.
Telefonu kapatıp üzerimi değiştirmek için odama çıktım. İçimdeki kötü hisler...
-----------------------------
Sehunun gittiğini ayak seslerinden anlayabilmiştim. Arkadaşlarım gelicek demişti. Elbetteki ona izin veririm. O daha genç arkadaşlarıyla vakit geçirmeli.
Sanırım onları rahatsız etmemek için bütün gün odamda kalmalıyım.
Karanlığa gülümsedim. Yıllardır yoldaşım olan karanlığa...
İnsan nasıl alışırdıki zifiri karanlığa?
Gözlerinizi kapatsanız bile parlak ışıkları görebilirsiniz ama ben her şeyden mahrumdum.
Sehun odasına gitmişti. Karanlığın içinde yankılanan sesle yerimden kalktım. Arkadaşları gelmiş olmalıydı. Korkmam normal mi?
Sehun gibi değildi herkes...
Aptal velet.
Sehunun adını anmam bile gülümsememe yol açıyordu. Kafamdaki saçma düşünceleri bi kenara bırakıp bildiğim yolu yürümeye başladım.
Duvardaki çizikleri hissederk gidiyordum.
Kapının önüne geldiğimde derin bi nefes aldım.
Sabah üstümü değiştirmiştim ama nasıl göründüğüm hakkında hiç bir fikrimin olmaması saçmaydı.
Kapının koluna uzandığımda son kez derin bi nefes alıp kapıyı açtım.
Merdivenlerden gelen ayak sesleri Sehuna aitti.
-Hoşgeldiniz.
Gülümseyerek söylediğimde karşımda birilerinin olduğunu anlayabilmiştim.
Kıpırdanma sesleri duyabiliyordum çünkü.
-Şey biz Sehunun arkadaşlarıyız.
-Ah dostum geldiniz mi?
Sehunun sesini duyunca yüzümü oraya çevirmek istesemde yapmadım. Kapının ağzından çekilip içeri geçmelerine izin verdim.
Dört kişi...
-Sizi tanıştırıyım bu Luhan hyung. Moruk bunlarda Kris Yxing Kai ve Kyungsoo.
Hiç birinden ses gelmemişti.
-Merhaba çocuklar.
-Sehun onun 45 yaşında bi moruk olduğunu söylemiştin seni lanet yalancı!
-O gerçekten 45 yaşında Kai!
Gülümseyip onların sevimli tartışmasını dinledim. Kai dışındakileri ayırt edememiştim. Odama çıksam benim için daha iyiydi.
-Sehun ben odama çıkıyorum. Rahatınıza bakın.
Gülümseyerek söyledim ve duvardaki çizikleri hissederek yavaş adımlarla odama çıktım.
-Sehunun arkadaşları benden hoşlanmadı sanırım...
-------------
-Hey seninki tam bir çıtırmış adamım.
-Kes sesini Yixing!
-Ama onda yani Luhan hyung da garip olan bi şey var bizi tanıştırırken bizim olduğumuz tarafa bakmıyordu.
Ah doğruya onlara söylememiştim.
-O göremiyor çocuklar ve lanet olası neden odasına çıktıki! Ben onu alıp gelicem salona geçin.
Kai sırıtarak diğerlerine baktı.
-. Bize eğlence çıktı desenize!
Diğerleri onun bu lafına gülerken Sehunun içindeki kötü his biraz daha büyüyordu.
Odanın kapısını tıklatıp onay aldıktan sonra içeri girdim.
-Moruk neden burdasın? Hadi aşağı inelim. Biraz serseri gibi gözükebilirler ama hepsi iyi çocuklar.
Luhanın yüzü düştüğünde Sehun kendine sövmüştü. Serseri gibi gözüktüklerini nerden bilebilir seni aptal!
-Nasıl gözüktüklerini bilmiyorum Sehun ah. Benim yanımda eğlenemezsiniz siz rahatınıza bakın.
Derin bi iç çekip yataktaki adamı kolundan tutarak kaldırdım.
-Onlar bizim misafirlerimiz moruk bu yaptığına ayıp derler!
-Haklısın.
Luhan
Hepsi konuşurken ben susup oturuyordum. Sesleri kulağımı dolduruyordu. Kimin kim olduğunuda anlamıştım.
-Hadi şişe çevirmece oynayalım.
Fikrin sahibi başından beri boş konuşan Kai! Bingo bunu bekliyordum zaten ah bu ergenler...
-Ben yokum.
-Yah Luhan hyung mızmızcılık yapma.
Cidden bu Kyungsoo beni öldürebilirdi. Sürekli çemkirip duruyordu ve bu biraz komik açıkcası...
-Ben bu oyun için fazla yaşlıyım çocuklar eğlencenize bakın siz.
Yerimden kalkmaya hazırlanırken Sehunun bileğimi tutan eli beni yerime oturtmuştu.
Ah Sehun olduğunu tabiki biliyorum tam yanımda oturuyor sonuçta...
-Hadi ama moruk mızmızlanma...
45 yaşındaki kör adam belki hayatında ilk kez bu kadar aşağılanıcaktı...
Yorum yoksa ybde yok canlar falan dermişim şimcik hoşunuza gitmyen bişey varsa lütfen söyleyin ^^