agustd:
Jungkook?
Mesajımı gördüğünü biliyorum.
Neden bana cevap vermiyorsun?jeoon:
Tanıyamadım, kimsiniz?agustd:
Biraz üzdü bu beni.
Tanışalım o halde,
Min Yoongi ben.
Bir zamanlar abin olan,
sonra abilikten vazgeçip sana aşık olan kişiyim.jeoon:
Hala tanıyamadım.agustd:
Güzel çocuğum, yapma böyle.jeoon:
Sen beni kimsesiz bıraktın.
Şimdi birden hayatıma tekrar girip yerle bir edeceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun!agustd:
Kendimi açıklayabilir miyim?jeoon:
Kendini Busan'ı terk ederken gayet iyi açıkladığını düşünüyorum.agustd:
Jeongguk...
Lütfen anlatmama izin ver.
Normalde bu tarz şeyleri yüzyüze konuşmayı tercih ederim ama..
Dört sene bekledim büyümeni,
bir gün daha bekleyecek sabrım kalmadı.
Yarın Busan'dayım.
Bu gece en azından mesajla kendimi açıklamama izin ver ki,
döndüğümde sana sarılabileyim.
Çok özledim.
Seni çok özledim.jeoon:
Ben özlemedim.
Rahatsız oluyorum ya mesaj atmayı kes ya da engel atayım sana.agustd:
Tamam şu an açıklamama izin vermedin,
engel attın diyelim.
Yarın kapına dayandığımda ne yapacaksın?
Beni biliyorsun inatçıyımdır küçüğüm.
Beni dinlemeni istiyorsam dinlersin, başka yol yok.jeoon:
Of,
sebebin her ne olursa olsun affetmeyeceğim seni.
Açıkla şimdi her ne açıklayacaksan artık.agustd:
Hatırlıyor musun,
sen ortaokula giderken ben lisedeydim ve... Sürekli beraberdik.
Okulda annenle baban için değil de benim için ağlardın :.) Özlediğini söylerdin.
Hep beraber uyurduk, seninle ben ilgilenirdim.
Belki babandan çok baba oldum sana.
Çok tatlı bir çocuktun, zekiydin, aynı zamanda haylazdın da.
Seni gerçekten kardeşim olarak görüyordum.
Büyütmem gereken çocuktun sen. Kan bağım olmasa da bakmaya dahi kıyamadığım minik bir tavşandın.
Sonra bir anda boy attın, lisenin ilk senesinde benim boyuma yetiştin neredeyse.
Fikirlerin, hareketlerin olgunlaştı.
Kendini belli etmeye, benliğini insanlara göstermeye başladın.
Küçükken sende gördüğüm ışıltıyı, daha da büyüttün sanki...
ve yavaş yavaş hislerim değişmeye başladı.jeoon:
Ben hariç herkes biliyor muydu?
Bu his şeyini?agustd:
Hayır hayır,
kimse bilmiyordu.
Hoseok öğrenmişti ki beni dövdüğünde anlatmıştım.
Şehri terk edene kadar kimse öğrenmedi.
Namjoon zekiydi, her zaman öyleydi, biliyorsun... O çözmüş bazı şeyleri.
Fakat kimse detaylarını bilmiyor, Jeongguk.
Neden tam olarak gittiğimi, seni yalnız bıraktığımı kimse net olarak bilmiyor.jeoon:
Neden tam olarak gittin o halde?agustd:
Sana karşı olan hislerim değişmeye başlayınca,
kendimden tiksinmeye başladım.
Pedofili miyim diye kendimi suçladım.
Kendimi abi rolüne o kadar çok kaptırmıştım ki,
sana aşık olmak... Beni aşan bir şeydi. İnanamadım,
kendime inanmak istemedim.
İnkar ettim.
Gidip yardım almayı denedim, bir süre psikoloğa gittim.
Bana sorduğu tek soru, başka liseli çocuklar da ilgini çekiyor mu, olmuştu Jeongguk.
Ve yemin ederim, gözüm senden başkasını görmüyordu.
Durumumun pedofiliyle alakası olmadığını söylediğinde ise biraz da olsa kendime olan öfkemi dindirebilmiştim.
Geriye kalan tek şey, hayal kırıklığıydı.
Çünkü annene ve babana nasıl bakabileceğimi bilmiyordum.
Üniversite de ilk yılımda bu tarz şeylerle uğraşmak...
Benim için de ağırdı ve zordu fakat en zoru sana bunları yansıtmamaya çalışmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blue & grey ° jikook
Fanfiction[Texting] Jimin, Jungkook'u terk eder. Ayrılığı bir türlü aşamayan Jungkook ise kendini durduramaz ve her gün aşkının peşinden koşmaya devam eder. Fakat bir gün vazgeçtiğinde hiç beklemediği bir şey öğrenir.