26| Hayatım düzelmiş gibi ama...

2.5K 229 67
                                    

jimin:
Gidişinin üzerinden yedi ay geçti.
En son iki ay önce yazmışım sana,
sakın seni unuttuğumu sanma ben...
Yoğundum.
Ama aklımdaydın sürekli, yemin ederim.

jimin:
Çıkışın hakkında konuşmadan önce, kendimden bahsetmek istiyorum biraz.
İyi gibiyim.
Hala Hoseok'un mekanına gidiyorum, orası ayrı.
Yaz tatiline girince...
Namjoon hyung, Taehyung'u da alıp Malta'ya gitti. Tatil yapıyorlar.
Jin hyung, ailesinin yanına gitti.
Anlayacağın Busan'da ben ve Hoseok kaldık.
Günlerim biraz yoğun geçiyor.
Sabah, okula gidip, kütüphaneyi düzenliyorum.
Yaz okuluna gelen öğrenciler, hala çalışırken dağıtıyorlar.
Öğlen Hoseok hyungun yanına geçip yardım ediyorum.
İnanır mısın, bazen bana para bile veriyor...

jimin:
Akşam da huzur evine gidip okuma yapıyorum.
Evet, biraz garip...
Ama çok eğlenceli.
Okurken beni sakince dinliyorlar ve okumam bittikten sonra kitap üzerinde tartışıyoruz.
Üstelik yaşlı insanların görüşlerini dinlemek ayrı bir tecrübe kazandırıyor bana.
Bir sürü ayrı bakış açısını yakalayabiliyorum.
Taehyung'un arkadaşı olan,
hani seni kavga ederken gören,
Hyerin'in babannesi de burada.
Bana sürekli çok yakışıklı ve bilgili olduğumu söylüyor.
Torununa istiyor beni.
Bazen tombala gecelerine kalıyorum.
Bahis açıyorlar ve sankia Las Vegas'ta kumar oynuyormuş gibi heyecanlanıyorlar.

jimin:
Haftasonları ise evi temizliyorum.
Dağ gibi kitap birikti fakat hiçbirini atamıyorum.
Hepsini sana anlatmak isterdim,
üzerinde konuşmak isterdim.
Belki bir gün gelirsin ve anlatırım sana?
Saçmalıyorum, üzgünüm.
Seninle ilgili şeyleri umut etmeyi bıraktım.

jimin:
Bir kedi aldım,
ismini Calico koydum.
Turuncu tüyleri çok yumuşak.
Sürekli sevilmek istiyor, üstelik burun yalamaya bayılıyor.
Ona çeşit çeşit oyuncak aldım ama hala kucağımda yatmaya bayılıyor.
Ben kitap okurken geliyor ve kucağımda uyuyor.
Hem onu okşuyorum, hem de kitabımla ilgileniyorum.
Ah, sen şimdi evin her tarafı tüy olmuyor mu? diyeceksin...
Onun için de özel süpürge aldım.
Süpürgenin sesinden korkup çamaşır sepetine giriyor.
İlk kez bunu yaptığında saatlerce onu aramıştım ve korkmuştum..
Artık onu nerede bulacağımı biliyorum anlayacağın.

jimin:
Alt katıma yeni biri taşındı.
İsmi Yugyeom, çok tatlı birisi.
Taşınmasında yardım ettiğim vakit tanıştık.
Ailesi uzaktaymış, tek yaşamak zorundaymış.
Ona muhiti gezdirdim.
Sonra bir gece, Moonlight Sonata çalmaya başladı.
O gün de fazla sıradan geçmişti benim için ve uyku tutmamıştı.
Balkonda oturuyordum, kahve içiyordum,
Calico ise kucağımda uyuyordu.
Düşünüyordum işte,
o esnada Yugyeom başladı çalmaya.
Gözlerim doldu Jeongguk,
Yoongi ile beraber çalardınız bunu. Eğlenirdiniz bazen üzülürdünüz.
Ama hep, beraber çalardınız.
Başkasından duymak garip hissettirdi.
Ertesi gün ona çok iyi çaldığını söyledim.
Ve Yugyeom artık her akşam o parçayı çalıyor.
Bense balkonumda kahve içerken onu dinliyorum.
İlk başlarda sürekli ağlıyordum ama artık,
alıştım.
Şarkıyı duymak acı vermiyor, notaları hissetmek beni üzmüyor.
Alıştım..

jimin:
Yoongi ile görüşmen iş yüzündenmiş.
Begin'i paylaşınca fark ettim.
Sözlerini sen yazmışsın, beatini o hazırlamış.
Çok naif bir şarkı...
Daha yayımlayalı yirmi dört saat bile geçmemiştir ama
Taehyung'u aradığımda telefonu Namjoon açtı ve şarkıyı sürekli dinlediğini söyledi.
Eminim Seokjin hyung da duygulanmıştır.
Eskiye dönmeye çalışmışsın klipte,
dövmelerini kapatmışsın,
son zamanlarda yukarıya diktiğin saçlarını eski günlerdeki gibi alnına indirmişsin...
Klibi izlerken karşımda aşık olduğum çocuğu gördüm.
Beni yıkan da bu oldu zaten.
Ah her neyse, kendi duygularımdan bahsetmem yüzsüzlük olur.
Yine de belirtmek istiyorum, hayatım düzelmiş gibi ama,
bir o kadar da batmış gibi hissediyorum.

jimin:
Gitmeliyim.
Yugyeom çalmaya başladı.
Kulağıma değen notaların yanında, şehir ışıklarını izleyerek, seni düşünmem gerek.
Başka nasıl toparlanabilirim,
bilmiyorum çünkü.
İyi geceler.
Rüyaların yıldızlar kadar ışıltılı olsun.

- Görüldü.

blue & grey ° jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin