--
"Seungmin! Hey Seungmin iyi misin? Seungmin nefes al!"
Changbin donmuş kalmış arkadaşını sarsmaya başladığında Seungmin kabustan uyanırmış gibi bir anda derin nefes alarak yaşlı gözlerini Changbin'e çevridi.
"Hyung?"
"Seungmin iyi misin? Ne oldu birden? Bir hastalığın falan mı var?"
Seungmin yutkunarak kafasını sağa sola salladı. Oda ne olduğunu bilmiyordu ki..
"Ben iyiyim anlık bir şeydi geçti."
"Emin misin? Mosmor oldun resmen neden nefes alamadın? Hadi hastaneye gidelim"
Seungmin, kolunu tutup kendisini götürmeye çalışan Changbini durdurdu. "Hyung gerçekten iyiyim. Hasta değilim biraz psikolojik benimki genelde rüyalarımdan uyandıktan sonra oluyordu şimdi neden oldu bilmiyorum ama hasta değilim."
"Changbin?"
Changbin üstelemek istemişti ama klüp başkanının sesini duymasıyla kafasını ona çevirdi.
"Chan selam"
Chan, Changbin'e kafasıyla selam verdikten sonra kafasını hafifçe yana eğerek Changbinin arkasına saklanmış Seungmine baktı.
Bu çocuğun kim olduğunu deli gibi merak ediyordu. Neden onu görünce huzura eren kalbini sormak istiyordu. Ne vardı bu çocukta? Neden şuanda ona sarılmak istiyordu? Neden onun ağlamasıyla kalbi parçalanmıştı? Cevap istiyordu Chan ama Seungmin hiç bir soruya cevap verecek güçte değildi.
"Gençlerle ilgilen benim çıkmam gerekiyor"
Chan, Changbin'e konuşuyordu ama gözleri Seungmin'in üzerindeydi. Seungmin de yerde ki bakışlarını yavaşça kaldırıp Chan ile tekrardan göz göze gelmişti.
İkisi de içinde kendilerini parçalayıp çığlık atan çocuğu susturmak istiyorlardı.
İkiside hemen şimdi buradan uzaklaşmak istiyordu ama gözlerini birbirlerinden ayıramıyorlardı.
Onları ayıran biri olmalıydı ve bu görevi Changbin üstlenmişti. Seungmin'i nazikçe kolundan tutarak ileride ki sandalyelerin birine oturtmak için götürürken Chan da boşluğa düşmüş gibi bir hisle titrek bir nefes verdi.
"Sen kimsin böyle? Nasıl nefesimi kesebiliyorsun?"
Chan aklında daha bir sürü soru ile dışarı çıktı. Eve gidip duş almalı ve kendine gelmeliydi.
--
"Seungmin'im"
Jisung, yeni bir günde okul kapısında karşılaştığı Seungmin'in koluna girdi. "Günaydın bebişim"
"Günaydın Hanji"
"Dün bir şeyler olmuş Changbin Hyungdan duydum"
Seungmin sakince kafasını aşağı yukarı salladı. "Önemli bir şey değil ya"
Jisung yaramazca sırıttı. "O klüp başkanına aşık oldun değil mi? Doğru söyle hadi"
Seungmin gözlerini büyüterek baktı Jisunga "Bunu da nereden çıkardın?"
"Changbin hyung 'adamla göz göze geldiğinde nefesi kesildi ağlamaya başladı' dedi. Hasta değilmişsin bende o yüzden bunu ilk görüşte aşka yordum"
Seungmin gülüyordu. Hayır tabiki ilk görüşte aşık olmamıştı. Sadece Jisungun heyecanlı hareketlerine gülüyordu.
"Hayır Jisung aşık olmadım"
"Yani sende haklısın tabi adam öyle bir şey ki hani Minho'm olmasa yürürüm yani öyle bir şey"
Seungmin yürümeyi kesip kaşlarını çattığında Jisung kahkaha attı. Utanmasa kendini yerlere atıp yuvarlanabilirdi.
"Tamam ya kıskanma. İlk görüşte aşık oldun da yani benden de kıskanmazsın"
Seungmin kaşlarını düzeltip yürümeye devam etti. "Kıskanmadım"
Jisung büyük bir sevinçle Seungminin sırtına atladı. "Ha yani aşık olduğunu kabul ediyorsun"
Seungmin, kafasını çevirerek sırtında ki Jisunga yan gözle baktı. "Aşık değilim dedim Hanji"
"Kim kime aşıkmış ya noluyor?"
Jisung, sevgilisinin sesiyle Seungminin sırtından atlayarak Minhonun boynuna sarıldı.
"Bu Seungmin varya dün Chan adamına ilk görüşte aşık olmuş"
"Ne?"
"Ne?"
Minho ve Changbin aynı anda aynı tepkiyi verdiklerinde Seungmin hızlıca elini hayır anlamında salladı.
"Yok öyle bir şey Jisung uyduruyor işte"
Jisung da kafasını sağa sola sallayarak dilini damağında şıklattı. "Var canım öyle bir şey"
-------------------------------------------------------
Pardon da yıl olacak 2022Hala Chan'a ilk görüşte aşık olmayan var mı cidden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
History of Love | Chanmin ✓
Fanfiction1900'lü yıllarda sırf eşcinsel oldukları için idam edilen aşıklar, reenkarnasyonla tekrardan modern dünyada karşılaşırlar... |ChanMin|